Mesut Bilal Buğday

Mesut Bilal Buğday

Bertiz Boyalı Güreşleri

Dünya ve Türk tarihinde güreş, bilinen en eski sporlardan biridir. Fransa'da bulunan mağara çizimlerine göre güreşin kökenleri yaklaşık 15.000-17.000 yıl öncesine dayanır. Birçok eski tablet ve mağara resimlerinde güreş figürüne rastlanmaktadır.

Antik Mısır ve Babil figürlerinde günümüze kadar ulaşan çeşitli güreş tutuşlarının kullanıldığı görülmektedir.

Güreş'te yiğit, meydana cenk'e gidiyormuş gibi yürür. Göğsü dik, eller hareketli, yürüyüşte bir efelenme vardır. Güreş bitene kadar bu tavır sürer.

Pehlivan güreşir iken ense çeker, künde atar ama kazandığında ya da kaybettiğinde rakibine sarılır. Çünkü onlar pirleri Hamza Pehlivanın yolundan gider. Sadece karşısında bir pehlivan ile güreşmez. Nefisle, kibirle de mücadele eder, güreşir.

Tam bu noktada pehlivanın nasıl olması gerektiği ile ilgili yaşanmış bir hikâye paylaşayım.

Güreşte yeni yetişen çırak, ustasından güreşe dair her şeyi öğrenir. Usta bir gün der ki: "sana güreşle alakalı her şeyi öğrettim"

Çırakta, kendisinin çok iyi yetiştiğini zanneder ve hadsizlik edip der ki: "usta hadi bir güreş tutalım"

Tabi usta onun bütün oyunlarına karşılık verir. Çırak haddini bilmez biraz daha ileriye gider. Usta ona ders olsun diye en sona sakladığı bir oyunu oynar ve sırtını yere getirir. Ustası çırağa şu nasihati yapar: "sana güreşte bilmen gereken 39 kuralı öğretmiştim, bir tanesini de bugüne saklamıştım. Evlat Haddini bil, ilmini tam öğrenmediğin işin ustası gibi davranma"

Cazgır meydana davet ettiği yiğitleri manilerle coşturur. Mehteran müziği çaldığında Osmanlı askerleri nasıl coşuyorsa, cazgır konuştukça da pehlivanlar ve izleyiciler coşar.

Allah Allah İllallah 

Hayırlar gele inşallah 

Pirimiz Hamza Pehlivan 

Aslımız neslimiz pehlivan

Alta geldim diye yerinme 

Üste çıktım diye sevinme 

Türkiye'nin birçok şehrinde bölgesinde güreş olur ancak Boyalı köyünde şalvar güreşi farklıdır. Boyalı da güreş sadece bir spor değil aynı zamanda birlik, beraberlik günüdür.

Köylüler, bir kaç gün önceden yemek hazırlığına başlar ve evini misafirlere hazır eder.

Anadolu'da geleneklerini yaşatan kadim topraklardır Bertiz Boyalı köyü. Pehlivanlık, misafirperverlik, ikram ve muhabbet...

En güzel hırsızlığın yapıldığı yerdir Bertiz Boyalı köyü.

"Yahu hırsızlığın güzeli olur mu?" Dediğinizi duyar gibiyim. Elbette olur. Çünkü Boyalı köyünde herkes birbirinin misafirini çalıyor ve evinde misafir etmek istiyor. (Böyle hırsızlığa can kurban)

Boyalı da ilk defa düğün ve bayramlarda başlamış güreşler. Daha sonra köy halkının ileri gelenlerinin gayretleri ile köy meydanına taşınmış. İlk etapta köylüler kendi aralarında yapmış güreşleri. Daha sonra civar köylerinde katılımı ile halka genişlemiş. Şehrin ve ülkenin her yerinden katılım olmuş. Halka genişledikçe coşku ve heyecanda artmış.

Güreş organizasyonu, daha sonraki süreçte sivil toplum kuruluşlarının gayretleri ve belediyenin dâhil olması ile büyüyerek devam etmiş.

Dulkadiroğlu Belediyesinin organize ettiği, 480 pehlivanın katıldığı Boyalı şalvar güreşleri, pazar günü oldukça heyecanlı geçti. Pehlivanlar kadar destekçileri de oldukça heyecanlı idi. Sahada harcanan emek ve güreş alanında yaşanan heyecan görülmeye değerdi.

Tribünde yer bulamayan vatandaşlar, güreşleri sahanın dışında dev ekrandan takip etti.

Bertiz denince akla güreş kadar kabarcık üzümü de gelir. Dünyanın en meşhur üzümü olan Kabarcık, Dulkadiroğlu ve Osmanlı sarayında yer edinmiş özel bir meyvedir.

Güreşlerin yapıldığı bu özel günde de vatandaşlara yörenin meşhur kabarcık üzümü ikram edildi. Sadece üzüm mü? Kavurma, dondurma, çay ikramı gün boyu devam etti.

Bu organizasyonda büyük emekleri olan

Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Mehmet Akpınar'a, Belediye Başkan Yardımcısı Fatih Yıldız'a, Kültür Müdürü Erdoğan Eryılmaz'a, Dulkadiroğlu Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Mehmet Çıra'ya, Çevre müdürlüğü, Fen İşleri müdürlüğü ve emekçilere çok teşekkür ediyoruz.

Not: Bazı arkadaşlar niye Boyalı Mahallesi demedin de Boyalı Köyü dedin? Diyebilir. Bilinçli olarak köy diyorum. Sebebini de az çok tahmin ediyorsunuz dur.

Büyükşehir olabilmek için köy özelliğindeki yerler mahalle oldu. Doğallığı korumak adına ben köy diyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Bilal Buğday Arşivi