Komşuluk, Kardeşlik ve Dayanışma

Uzun yıllar önce : mahallemizde öyle bir hadise yaşandı ki, kelimeler yetmez, vicdanlar titrer, gözler yaşarır… Komşumuzun evi, kimsenin başına gelmesini istemeyeceğimiz o büyük felaketle, yangınla karşı karşıya kaldı. Bir anda alevler sardı evi; hatıralar, emekler, yılların birikimi gözlerimizin önünde kül oldu gitti. Geriye sadece dört duvar kaldı…

O yangının ardından, evin önünde çökmüş, ellerini dizlerine vurup gözyaşlarıyla “Önümüz kış, biz şimdi ne yaparız?” diye ağlayan komşumuzu gördük. O an herkesin yüreğine bir sızı düştü. İşte o acı manzarada insanın imanı, merhameti ve vicdanı sınanıyordu.

Ama işte o anda, bizim büyük gönüllü komşularımız devreye girdi. Kimse “Devlet gelsin yapsın” demedi, kimse “Benim de hâlim zor” diye geri durmadı. Kazmayı, küreği alan koştu. Dört duvarı da yıktılar, temeli birlikte kazdılar. Aynı gün betonu döküldü, tuğlalar örülmeye başlandı. Bir başka evin boş odası hemen açıldı, yangından çıkan aile oraya yerleşti.

Mahalle seferber oldu… Kiminin yorganı vardı, kiminin döşeği… Biri yastık getirdi, biri kap kacak… Bir başkası bulgur, tarhana, salça taşıdı. Ne varsa ortaya döküldü. Sofraların bereketi, gönüllerin merhameti birleşti. Birkaç gün içinde imece usulüyle, tek katlı müstakil bir ev yeniden yükseldi. Masraflar komşuların cebinden çıktı, kimse hesabını tutmadı. Bir yıllık yiyecek zahiresi verildiği gibi, hayvanların yemi de temin edildi.

Evet, o evin anıları, geçmişi, fotoğrafları, hatıraları yanıp kül oldu… Ama o aile, küllerinden yeniden doğdu. Çünkü komşular el uzattı, kardeşler kenetlendi, dostluk sınavı verildi.

Bugün bize lazım olan işte budur: Komşuluk… Kardeşlik… Dayanışma… İnsan, acıyı tek başına taşıyamaz. El uzatan bir dost, yükü hafifletir. Yıkılanı ayağa kaldırmak, düşeni kaldırıp yürütmek, işte gerçek insanlık budur.

Yangın, deprem, sel… Bunlar felaket. Allah kimsenin kapısına vermesin. Ama en büyük felaket, birbirine sırtını dönen bir toplum olmaktır. Oysa biz, bu toprakların insanı, acıyı paylaşmasını, ekmeği bölüşmesini, yarayı sarmasını bilen bir milletiz.

Gün, kardeşlik günü… Gün, birlik olma günü… Gün, düşenin elinden tutma günü…

O yangın bize şunu öğretti: Birlik olursak hiçbir ev yıkılmaz, hiçbir yuva sahipsiz kalmaz, hiçbir yürek çaresiz olmaz.

Allah hepimize vicdanlı komşular, vefalı dostlar nasip etsin. Ve Rabbim, bu aziz milletin arasındaki dayanışmayı, kardeşliği, merhameti daim kılsın. amin

Hayırlı günler diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Doğan Arşivi