Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dr. Mustafa Coşkun Kale

"Türkün Dişi Etten Kesilince Kılıç Sallayamaz Oldu"

Etle ilgili bizim kadar ata sözü olan bir başka millet yok gibidir. Et girmeyen eve dert girer, etin çiği et ekmeğin çiği dert getirir bunlardan bir kaçı. Kemal Tahir, "Devlet Ana" romanında yoldan gelip geçenleri "Gel buyur ekmeğini ye de get !" diye çeviren Anadolu kadınından bahisle; "Onun ekmekten kasdı ettir, Türkler eskiden ekmeğe et derlerdi" der. Hatta yine Kemal Tahir "Türkün dişi etten kesildi, kılıç sallayamaz oldu" da der...

İnsan denilen bu muazzam yaratık, çoğu canlılarda olduğu gibi, "üçlü saç ayağı" dediğimiz, üç temel öğe üzerine kuruludur. Bu onun hem şimdi ki halini, hemde geleceğini belirler. Gen, Beslenme ve Çevre yani yaşadığı, eğitildiği yerdir bu üç öğe.
Bu üç öğe aşağı yukarı geleceğin insanının nasıl olacağı üzerinde hemen hemen eşit etkiye sahiptir. Düzgün genetik yapılı bir insan, sağlıklı beslenmeye sahip, iyi de bir eğitim almışsa, o insan gelecek için norm yani örnek bir insanıdır. Ancak, bahsettiğimiz üçlü öğenin biri veya diğerlerinde bir eksiklik oluşmuşsa, norm insana göre hayat boyu bu eksikliğini gidermesi zor hatta mümkün olmayacaktır.

Şunu demeye çalışıyorum; bu üçlü saç ayağı yani genetik yapı, sağlıklı beslenme ve son olarakta eğitimde sağlam yere basıyorsa, bu aynı zamanda bilim ve teknolojide zirve demektir. Sahi hiç merak ediyor musunuz neden ülkemizin Dünya çapında marka değeri yüksek bir ürünü yok ? Öyle Türkiye milli geliri kadar markadan bahsetmiyorum, Samsung v.s gibi de olsa yeterdi bize.

Şimdi mümkün mertebe anlaşılabilir şekilde konumuza değinecek olursak;
gıda ve beslenme uzmanları sağlıklı bir beslenme için insanların, günlük kilogram ağırlığının gramı kadar protein almaları gerektiğini önerir. Bu miktarın gelişimini tamamlamış 70 kg ağırlığında ki bir insanın günlük protein ihtiyacının 70 gram olduğunu söylerler. Ancak, bu matematiksel miktarın çocukların beyin ve beden gelişimi için daha fazla proteine ihtiyaçları olduğunuda hiç akıldan çıkarmamamız gerekiyor.

2fa7a8be-938f-4e79-b8db-cca8b4d75cfe.jpg

İnsan bedenini inşa edilmiş bir yapı olarak görürsek, bu yapının tuğla yani yapı taşları hiç şüphesiz proteinlerdir. Onun için tıp dilinde proteinlere "vucudun yapı taşları" da denilir. Gerek hücreler gereksede hücrelerin oluşturduğu, organ, kas, sinir, beyin ve kemik gibi dokular hep proteinler sayesinde olur. Dokuların yapısına göre diğer organik madde ve elementler o dokuya iştirak ederler. Örneğin kemikte kalsiyum, beyinde yağ gibi, kısaca proteinsiz bir vucut, bir yapı düşünmek mümkün değildir.

Beslenme için aldığımız gıdalar bitkisel ve hayvansal kaynaklıdır. Sağlıklı ve dengeli bir beslenmeden bahsediliyorsa; günde aldığımız her 100 gr proteinin mutlaka
% 45'i hayvansal, %55'ininde bitkisel kökenli olmas gerekir. Nasıl ki, hücre ve dokularımızın temel taşı proteinlerse, proteinlerinde temel taşı "Amini Asit" dediğimiz organik maddelerdir. Burada beslenme için o kadar öneme sahip amino asitler vardır ki, bunları vücut kendi sentezleyemedikleri için mutlaka dışarıdan alınması gerekir. İşte eksojen denilen o amino asitlerde ancak ve ancak hayvansal gıdalarda bulunduğu için, mutlaka hayvansal gıdaların tüketilmesi gerekir. Yani; et, süt, yumurta, balık, peynir, yoğurt v.s.

Şimdi gelin sizlerle beslenme uzmanlarının önerileri doğrultusunda 2 çocuklu 4 kişilik bir ailenin tüketmesi gereken kırmızı et miktarını beraber hesaplayalım. Bu ailenin çocuklarının beyin ve beden gelişimi için daha çok proteine ihtiyacı olduğunu düşünerek her bireyin canlı ağırlığını 60 kg olarak ele alalım. 60 kg üzerinden her birey günlük 60 gr protein tüketeteceğinden, bununda % 45'inin hayvansal gıda olması gerekir hesabıyla 27 gram hayvansal proteine ihtiyaçları var demektir. Bu 27 gram proteininde ancak ortalama 100 gramında 18 gr protein içeren hayvansal gıdalardan, 150 gram tüketmesi gerekir. Konumuz kırmızı et olduğuna göre 150 gram hayvansal gıdanın 100 gramının süt, peynir, yoğurt, balık ve beyaz etle karşılanacağını var sayarak, geri kalan 50 gram hayvansal gıda olarak kırmızı etin bir kişi günlük tüketmesi gerekir. Buda aylık 1,5 kg yılda ise 18 kg kırmızı et tüketmesi demektir. Bu aynı zamanda Dünya ortalamasıdır. 2 çocuklu 4 kişilik bir aile için yıllık tüketim ise 72 kg'a denk gelmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumuna göre Türkiye kişi başı ortalama 16 kg kırmızı et tüketmektedir. Dünya ortalamasının kişi başı tüketimi olan 18 kg'ın % 12 eksiği...Kaldı ki, bizim hesapladığımız kişi başı yıllık 16 kğ tüketimi en alt gelir düzeyine sahip ilk % 20 ve onun üstünde ki % 20'lik dilim yani, nüfusun yaklaşık 30 milyondan fazlası kişi başı yılda 16 kg et tüketmesi, gelirlerine göre mümkün görülmüyor. Sizce de 4 kişilik bir ailenin hangi gelire sahip olanı yılda 72 kg kırmızı et tüketir ki ?

Üstelik genç nüfusun ekseriyetinin geliri en düşük bu % 40'lık kesimde olduğu düşünülürse, Türkiye'nin geleceği için acilen kırmızı et ve bunun doğurduğu/ doğuracağı kronik hal alan beslenme problemini çözmesi gerekmektedir.

Herşeyden önce geleceğimizin teminatı çocuk ve gençlerimiz için bu durum acil ve elzem görünmektedir.

Aksi halde, evlere Allah korusun dert girecek...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mustafa Coşkun Kale Arşivi