Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dr. Mustafa Coşkun Kale

N'olacak Bu Yoksul Çocuklarımızın Hali ?

Bir an için kendinizi şehrin kenar semtlerinin işlek cadde ve sokaklarında veya bu semtin ilk ve lise öğrenimi veren okullarının dağılım vakti bir köşede iyi bir gözlemci olarak orada bulunduğunuzu farz edin. Orada gördüğünüz bodur, gelişmemiş ne kadar çocuk varsa istisnasız hepsinden, siz beyefendiler, siz hanımefendiler sorumlusunuz ! Evett evet siz, biz, toplum ve devlet birlikte sorumluyuz. Daha size, sınıf ögretmeninden "Hocam sınıfımızda anlama güçlüğü çeken kaç öğrenciniz var, bunların ailelerinin geçim durumları nasıl ?" diye soru sormanızı bile istemedim.

Böyle bir yazı girişini neden yaptım biliyor musunuz ? Açıklayayım. Eskiden, Afrika Ülkeleri için kullanılan "Gizli Açlık" yada "Akut Gıda Yetersizliği" tabirleri vardı yâ, artık bu tabirler, tanımlar her neyse, Türkiye'miz için de yüksek seste dillendiriliyor da onun için yazıya böyle bir girişle başladım. Yoksa ne haddime size; şehrin kenar semtlerine bir gidin de çocuklara bir bakın demek ?.

UNICEF yani Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, Türkiye Raporu'na göre çocuk yoksulluğu oranı malesef % 30'lara dayanmış. 2024 yılında 7 milyon çocuğumuzun yoksulluk içinde yaşadığını biliyorduk. Türkiye bu sayıda çocukla OECD ( Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) karşılaştırmalarında, çocuk yoksulluğu oranı % 20'nin üzerinde olan ülkeler grubuna girmiş oldu. Hem nasıl girmesin ki en zengin % 20'lik (16 milyon) grup, geri kalan % 80'nimizin (64 milyon) geliri kadar gelire sahip bir Türkiye'den bahsedediliyorsa.

BAYETAV yani Bir Arada Yaşarız Egitim ve Toplumsal Araştırma Vakfı, Ekoloji ve Hayat Çalışmaları Koordinatörü gıda mühendisi Dr. Bülent ŞIK'ın "Gizli Açlık- Çocuklara Okulda Ücretsiz Bir Öğün Raporu" çarpıcı açıklamalarla dolu. Esasen, hatırlarsanız beslenmeyle ilgili bu konularda 28 TEMMUZ 2025 tarihli "Neden Az Balık Tüketiyoruz?" ve 21 Ağustos 2025 tarihli "Türkün Dişi Etten Kesilince Kılıç Sallayamaz Oldu" başlıklı yazılarımla dengeli ve sağlıklı beslenme ve eksikliklerinde, geleceğimizin teminatı çocuklarımızın nasıl risk altında olduklarını sizlere açıklamaya gayret etmiştim.

Dr. Bülent Şık'a göre;
- 15 yaş ve altı çocukların bulunduğu hanelerin % 10'nunda çocuklar maddi yetersizlikler nedeniyle günde en az bir kez taze meyve-sebze tüketemiyor.
- Çocukların % 23'ü için günde en az bir kez, et/ tavuk/balık içeren öğün sağlanamıyor.
- Yeni giysi alamayan çocuk bulunan hane oranı % 9.

Ülkemizde son dört yılda Gıda fiyatları 4 kat artmış durumda. 2023 yılının ilk 7 ayında gıda fiyatlarının % 50 artmış olmasını uzmanlar "Gıda Krizi" olarak nitelendirmişlerdi. Gıda Krizi en çok da işsiz, güvencesiz yada yeterli gelire sahip olmayan kesimleri etkiliyor. Malesef bu kesim içinde de en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor.

Bu duruma gerek hükümet gereksede sivil toplum örgütlerince çözüm getirilmediği sürece merak etmeyin, ağırlaşmış sağlık faturaları ve kronik sağlık sorunu olarak tüm toplum katmanlarına maddi-manevi yük olarak geri dönecektir.

Yeterli ve dengeli beslenme ögeleri yani hayvansal ve bitkisel protein kaynakları, et, süt, yumurta, balık, bakliyat, meyve ve sebze menulerinden yoksun beslenme gizli açlığın temel nedenidir. Bu kaynakların sağladığı proteinler, yağlar, vitaminler (B12, Vit A Vit E), mineraller özellikle de demir, çinko, iyot eksikliği beyin fonksiyonları için elzem kaynalar olup, eksikliği alğılama-anlama bozukluğunun temel sebebidir. Yine gelişim bozuklukları ve bodurluk içinde protein, mineral ve vitamin eksikliklerinde ortaya çıkan bir tablodur.

Türkiye nüfusunun % 26,5'unu 0-17 yaş grubu kapsayan çocuk nüfusu oluşturmaktadır. Beslenme desteğinede en fazla ihtiyaç 0-14 yaş grubunda ki yaklaşık 19 milyon çocuk bulunmaktadır. Bu grub çocuklarının devlet, sivil toplum kuruluşları tarafından takibe alınarak, gelir düzeyi düşük ailelere mutlaka beslenme için gelir takviyesi, insani, vicdani, geleceğimiz içinde çok zaruri görülmelidir.

Sadece sağlık mıydı anlatmak istediğim ? Dahası, basından takip ettiğiniz için değinmediğim esas önemli konu var. Yoksul çoçuklar uyuşturucu baronlarının takiplerinde, her yönden kullanıyorlar bunları. Kuryede, cinayette v.s. Sokaklar 18 yaş altı çocuk çeteleriyle doldu. Uyuşturucu kullanım yaşı 12'lere indi. Gelir adaletsizliğini ve eğitim sistemimizin çarpıklıklarını düzeltmezsek sokağa çıkmak bile dert olacak kadın-erkek herkese...

Devletin bu konuya eğilmesi bir yana, bir "İlkler Şehri Maraş"ımızda, Sn. Valimiz koordinesinde Ticaret Sanayi Odası, Ticaret Borsası ve varlıklı iş adamlarımız ve Diyanet'in de ayda bir kere maddi- manevi gayretleri sayesinde şehrimizin yoksul çocuklarının envanterinin çıkarılarak bunlara şefkat ve merhamet elinin uzanması acil oldu. "Bu bir ilktir, Maraş'da yoksul çocuk kalmadı" dedirtsek olmaz mı?
Maraş bu yönüylede Türkiye'de örnek olsa...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mustafa Coşkun Kale Arşivi