Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dr. Mustafa Coşkun Kale

Keklik Kene Yer mi? Yemez mi?

Keklik kene yer mi yemez mi tartışması popüler bir konu, av mevsimi başladığında ve helede öldürücü Kırım Kongo Kanamalı Ateş Hastalığı (KKKA) görüldüğü basınımızda yer aldığında, kene mücadelesinde sanki en etkin yolun doğaya keklik bırakma veya bir kekliğin ömür boyu bilmem ne kadar kene yiyebileceğı için keklik avının yasaklanması gibi karşılıklı atışmaya varan tartışmalar Ülkemizde hiç eksik olmaz. İşin garibi ikna olanda olmaz.

Veteriner olmam münasebetiyle yer yer bu konu banada sorulur. Avcı olmamamın ayrı dezavantajıyla yer mi yemez mi bilgisine net cevap vermekten hep imtina gösterdim. Çünkü avcı olsaydım; en azından avladığım kekliğin ön mide ve taşlığına kene var mı yok mu diye bakardım. Ancak, basın, sosyal medya ve biyoloji bilgilerim ışığında konunun gerçekten araştırmaya, kafa yormaya değer bir konu olduğunun farkına vardım. Bu konuya keklik ve kene biyolojisi yani yaşamları hakkında kısa bir izahtan sonra tekrar döneceğim

Adına çeşit çeşit türküler yakılan, yüz yıllardır; güzelliğiyle, sesiyle ve etiyle Anadolu insanın dikkatini üzerine çeken keklik, sülünğiller familyasından bir kuştur. Kınalı keklik, çil kekliği, Urfa kekliği ve kırmızı başlı keklik olmak üzere çeşitleri vardır. Genelde sürüler halinde yaşayan keklikler, çok süratli koşmasıyla bilinirler.

51ef9002-cad3-4bb3-ab40-ebe7f41cc968.jpg

Resim-1- Kınalı Keklik

Kekliklerin ana besin kaynağı; buğday ve buğdayğiller tohumu, bitkisel ot tohumları, ot, keklik otu, bitki kökü, böcek, böcek larvalarıdır (kurtçuk).

135ad0e7-e439-4543-9a41-e21113986f28.jpg

Resim-2- Kum Kekliği

Görüldüğü gibi keneler, kekliklerin ana besin kaynağı değildir. Doğrudan kenelerle beslenen hayvan değildir. Ancak, bulurlarsa yerler. Niye bulurlarsa dedim ? Keneler "avcı hayvan"lardır. Kaya aralarına, taş koğuklarına v.s saklanır, kanını emeceği konakçısını gizlenerek beklerler. Burada keklik palazlarının, anaçlarına göre küçüklüğü nedeniyle kuytudaki keneleri bulup, yeme şansı daha fazladır.

Kenelere gelince, keneler; Örümceğimsiler sınıfı Akarlar alt sınıfındadır. Kan emerek beslenirler. Domuz, tavşan, fare, kuşlar, keklik, evcil küçük ve büyükbaş hayvanlar, sürüngenler, kertenkele, kurbağa sınıfları, orman tavuğu, yabani hindi ve bulurlarsa İnsan kanını emerek hayat sürerler.

b99ad03d-03ea-4c89-a708-50c6746a21b1.jpg

Resim-3- Kırım Kongo Hastalığı Yapan Kene

Son yirmi yılda Türkiye'de çok görülen, ölümlere sebep veren Nairovirusların sebep olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateş Hastalığı (KKKA) kenelerin insandan kan emdiği esnada virüsü insanlara bulaştırmak suretiyle ölümlere sebep olur. Diğer canlılarda ölümcül değildir.

Keneler, kekliklerce görülürse elbette yenilir. Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi, kenelerin kekliklere yem olma ihtimali zayıf olduğu gibi, keklikler için keneler birincil besin kaynağı değildir. Ancak, "avcı hayvan" olan keneler şu veya bu şekilde kekliğe musallat olarak kanını emme başarısına sahiptir. Dolayısıyla kekliklerin virüs taşıyan keneleri bir başka mıntıka yayma gibi risklerini de unutmamak lazım.

Kene ve keklik söz konusu olunca, yer mi yemez mi ? Konusuna açıklık getirmek amacıyla literatür taramalarımdaTürkiye'de konuyla ilgili bilimsel yayın bulamadım. Huzursuzlandım, aydınlanmak amacıyla Sınıf arkadaşım değerli insan Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi emekli Parazitoloğ Prof. Dr. Ayşe ÇAKMAK hanfendiye telefonla konuyu sorunca; yine aynı fakültenin ana bilim dalı hocalarından, çalışmalarının ağırlığı keneler üzerinde olan entomoloğ Prof. Dr. Ömer ORKUN beyi refere etmesi üzere, hocamdan eşsiz bilgiler edindim. Her ikisinede sonsuz teşekkürlerimi buradan iletiyorum.

Görsel ve yazılı basında yer yer Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü elamanlarının Doğaya Keklik Bırakma eylemlerini mutlaka görmüşünüzdür. Türü doğasında koruma, türü çesitlendirmeye yönelik bu faliyet ilk bakışta insana hoş geliyor. İlaveten kene mücadelesi sözcüğü ister kuruma ait olsun istersede basınca ilave edilsin, aceba etkinliği nedir diye insanı ister istemez düşündürüyor.

Kene mücadelesinde kekliklerin rolünü yukarıda izah ettik. Doğaya bırakılan, yuvası, eşi olmayan kekliklerin doğada yaşama şansı bence % 40 bile değildir. O zaman şöyle bir öneri getirmek istiyorum. Orman Bakanlığı ve bağlı kuruluşu doğada ki bu kekliklerin yaşama şansı ve keklik-kene ilişkisini yetkin bilim adamlarımıza araştırma yaptırarak, kamuoyuyla paylaşması gerekir.

İthamlardan, avcıda kurtulur ormancıda. Bi defa Kırım Kongo Kanamalı Ateş Hastalığına karşı etkin yöntem riskli bölgelerde ki insanların aşılanması % 100 sonuç vermekte. Evcil hayvanların kanını emerek verim düşüklüğüne sebep olan keneler içinde, meslektaşlarımın gayet iyi bildiği kene mücadelesinde ekto-parazitler ilaçlama da % 100 sonuç verdiğine göre;

" Ee sizin keklik-kene için kanaatiniz nedir !?" Diye bana soru sorduğunuzu duyar gibiyim.

- Hele Orman Bakanlığı bilimsel araştırmasını bir yayınlasın da, aksi halde bir akademisyen olarak konuşmak bize yakışmaz...

İsterseniz, sayfayı baştan bir daha okuyun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mustafa Coşkun Kale Arşivi