Dr. Mustafa Coşkun Kale
Göksun'da modern hayvancılık işletmelerinin gelişim tarihi
Gerek insan ve hayvan, gereksede bitkilerden, genetik potansiyeline uygun en iyi verimi almanın yolu, onları uygun çevrede, uygun bakım ve beslenmelerini yapmakla mümkündür. Esasen bir canlı üçlü saç ayağı gibi üç uygunlar üzerinde varlığı devam ettirir. Bunlar, canlının genetik yapısı (ırk) yani potansiyeli, iyi bakım ve besleme ve nihayet, canlının hayatını devam ettirdiği çevre yani, ısı, nem, ışık ve iklim faktörleridir.
Genetik potansiyeli yüksek süt veya et verimine uygun bir hayvan, sevdiği çevre şartlarında da olsa uygun besleme proğramı yapılmamışsa saç ayağının biri eksilmiş dolayısıyla ondan verim kabiliyeti olduğu halde beklenen verimi almak mümkün değildir. Yine hakezâ, genetik potansiyeli süt, et, yapağı gibi verimi uygun olmayan bir hayvan istediği kadar iyi beslensin sevdiği çevre ortamında bulunsun, o hayvanın verimi genleriyle sınırlı az kabiliyet taşıdığından, yüksek verim potansiyelli hayvana göre daha az verim verecektir.
Şunu demeye çalışıyorum; süt üretimi yapacak olan bir yetiştirici önce sütçü bir hayvan seçecek. Seçtiği bu hayvan yetiştiriciliğini yaptığı iklime ve ahır şartlarına uyum sağlayacak ve nihayetinde iyi besleme programıyla beslenecek ki verim alabilsin.
Yani; gen (ırk) bakım-besleme ve çevre üçlüsü bir biriyle uyumlu olursa; o hayvan diğerlerine göre bir ömürde daha çok buzağı, kuzu gibi döl, süt ve et verir.
Mesela, Denizli Horozunu yaşam hinderlandından (alan) alıp başka bir bölgeye götürdüğünüzde, isteğiniz kadar iyi bakim besleme yapılsın o hayvan yeni yerinde o güzelim uzun soluklu ötüşünü gerçekleştiremez.
Çok eskilerde Anadolu insanı, taş veya kerpiçden kargir, ahşap tek katlı evlerde barınıyor, yaşam alanını hayvanlarıyla paylaşıyorlardı. Ekonomik şartları iyileştikçe kendileri üst katı ev yaparak altı ahır- ağıl olarak hayvanlarına devrettiğinde, bu gelişim sürecinde yetiştirici hayvanlara eskiye göre sağlamış olduğu daha konforlu ortamın verimlerinde de olumlu artışın farkına varacaktı...
Benzer gelişim sürecini yaşayan Göksun'lu yetiştiricilerde mevcut barınaklarıyla Üretime devam ederek büyüyemeyecelerinin farkına varmışlardı.
90'lı yıllarda Göksun İlçe Tarım Müdürlüğü görevindeyken, teknik ve sağlık personellerimizle çiftçi eğitim ve yayın çalışmalarında köylü, hayvancılık için kışın ılık, nemi yüksek olmayan, havadar ve ışık alan bir barınağın hayalini kuruyordu.
Özellikle kış günlerinde hayvan üşümesin diye tüm ışık alan minnacık pencereleri bile kapatan, bu defa havasız, nemli ve ışık almayan ortamla; havadar, ışıklı, orta nemli ortamın verim farkları ve hayvanın üşümeyeceğini yeterki cereyanlı ortamdan korunması gerektiği eğitimde anlatılınca bilim ve tekniğe teslimiyet artıyordu.
Sizler nasıl tanırsınız bilmem ama; Göksun köylüsü teknik ve sağlık eğitimine çok yatkın yeter ki onların karşısına eyi programlanmış eğitim metodlarıyla çık, birde size inanıp ve güveniyorsa birlikte başaramıyacağınız konu yok...
Çiftçi eğitimimizin amacı da; havasız ve ışıktan yoksun, hijyenik ortama haiz olmayan, yüksek nem nedeniyle ortamdan kaynaklı kuzu ve buzağı ölümlerinin, ana sağlığını koruyarak da akciğer pnömonilerinin vs önüne geçerek verimliliği artırmak değilmiy di ?
Böyle bir ortamda Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF)'nu Göksun'umuzda devreye aldık. Öyle yâ ihtiyaç ve talep bariz görünürken, bize modern ahır projelerı yapmak düşüyordu.
KKDF'nunun özü şuydu; tesis projesi onandıktan sonra tesisin % 50'i devlet tarafından hibe olarak yetiştiriciye verilme esasına dayanır. Ancak tesisin harcama kalemleri Bayındırlık Bakanlığınca Türkiye ortalaması üzerinden belirlendiğinden, demir, çatı malzemesi çinko harici diğer önemli kalemler; işçilik, kereste vs Göksun için çok cazip geldiğinden, buradan elde edilen avantaj diğer aksamların farkını kapattığından %50'lik hibe neredeyse %90'ları aşıyordu. Öyle yâ, İstanbul kereste fiyatı veya İzmir işçilikle Göksun bir miydi ? Üstelik Göksun'da aile işçiliği de mevcuttu.
Bu amaçla; Göksun Merkezli yetiştiricilerimiz, Değirmendere, Aslanbey Çiftliği, Kireç, Temurağa, Hacıömer, Kanlıkavak, Yeniyapan, Esenköy, Ericek, Hacımirza, Çağlayan, Bozhüyük, Taşoluk, Doğankonak vs Gibi 20'ye yakın yerde küçük ve büyük baş olarak, 30 baş ilâ 200 baş kapasiteli 48 adet modern tesislere Göksun'umuz kavuşmuş oldu. Bu demektir ki, Göksun hayvan mevcudunun 1/4'den fazlası modern tesislerde üretilmiş oldu.
Yetiştiricilerimize çok bir külfet getirmeden, hatta yer yer ekstra bir gelirde sağlayan bu tesislerin yapımında İlçeye önemli kaynak gelerek, inşaat malzemeleri satan esnafımıza da ciddi bir maddi kaynak sağladı.
Tesislerin bir kısmı öz kaynakla, bir kısmı düşük faizli kredilerle ve orköy destekli kredilerle ekseriyeti üretimine devam ettiler.
90'lı yıllarda Göksun'da bir başlangıç olan bu tesislerden sonra 2015'lerde Kırsal Kalkınma destekli teşviklerle daha donanımlı modern tesislerin yapılması Göksun'da hayvansal üretim sürecinin hızla devam edeceğini gösteriyor.
Çok zor şartlarda emek ve sermayeleriyle üretimimize katkı sağlayan, bizleri doyuran üreticilerimizi minnetle yâd ediyorum...

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.