Prof. Dr. Recep Dikici

Prof. Dr. Recep Dikici

Yükselen Nur

"İslâm âlimlerinin hayatını okursanız, ihlâsınız artar. İrtibat kurarsınız. Onların nazarları ve teveccühleri ile kalp temizlenir." buyurulmaktadır. 16 Ağustos 2025, Nevşehir'den yükselen nur Hacı Bektâş-ı Velî hazretlerinin vefât yıl dönümüdür...

Bu mübarek zat, Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında yaşayan evliyânın büyüklerindendir. Soyu hazret-i Ali'ye dayanır. Horasan'ın Nişâbûr şehrinde 1281 (H. 680) senesinde doğdu. 1338 (H.738) senesinde kendi adıyla anılan yerde yani Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde vefât etti. Şeyh Lokmân-ı Horasânî’nin halifesi idi. Bu da, şeyh Ahmed-i Yesevî’nin, bu da, Yûsuf-i Hemedânî’nin halifesi idi.

"Ahîlik" teşkilâtı ile büyük hizmetler yapan bu mübarek zat, Osmanlı sultanları tarafından da çok sevildi ve hürmet gördü.

Hacı Bektaş-ı Velî hazretleri, sultan Orhan ile sohbet etti. Yeniçeri askeri kurulurken duâ etti. Bundan feyz alanlara Bektâşî denildi. Böylece Yeniçeriler, dervişler gibi cihâd azmiyle dolu ve görülmemiş derecede kahramanlıklar gösterdi... Bu temiz ve iyi bektâşîler, zamanla azaldı. Hurûfî denilen zındıklar, bu mübarek ismi kendilerine mal edindi.

Bu mübarek zat, daha çocukken âilesi tarafından Lokmân-ı Perende hazretlerine teslim edildi... Bir gün hocasından ders dinlerken, namaz vakti geldi. Hocası hizmetçisinden abdest almak için su istedi. Küçük Bektâş, hocasına; "Bir nazar etseniz de, su buradan aksa, dışarıya gitmeye gerek olmasa" dedi. Hocası; "Benim kudretim bunu yapmaya yetmez" cevabını verdi. Bunun üzerine o sırada Bektâş-ı Velî, Allahü teâlâya duâ etti. Hocası da "Âmin" dedi. O anda medresenin ortasında latîf bir su çıkıp, kapıya doğru akmaya başladı. Pınarın başında rengârenk çiçekler açtı sonra, Lokmân-ı Perende hacca gitti. Arafât'ta kıbleye doğru döndükleri esnâda, talebelerine;

"Ey yârenler! Bugün arefedir. Şimdi bizim evde yemekler pişirilir" dedi. Bu söz, Bektâş'a mâlum oldu. Tam o sırada hocasının evinde yemekler pişiyordu. Hemen bir tepsi yemeği aldığı gibi, bir anda hocasına sundu...

Hocası Nişâbûr'a dönünce, onun bu kerâmetini herkese anlattı ve ona "Hacı" dedi. Bu esnâda Horasan'da bulunan âlimler, Lokmân-ı Perende'ye hac tebrikine geldiklerinde, medresede akan suyu görünce şaşırdılar. Bunun sebebini sordular. Lokmân-ı Perende;

"Bu kerâmet, talebemiz Hacı Bektâş'ındır" dedi. Sonra onun gösterdiği kerâmetleri gelen âlimlere anlattı. Onlar bütün bunların bir çocuktan zuhûr etmesine şaştılar. Bunun üzerine Hacı Bektâş, âlimlere dedi ki: "Ben, Resûl-i ekremin soyundanım. Bana bunları çok görmeyiniz. Bunlar, Allahü teâlânın bana bir ihsânıdır..."

Hacı Bektâş-ı Velî hazretleri, tahsilini tamamladıktan sonra Anadolu'ya geldi. Kıymetli talebeler yetiştirdi ve şöhreti kısa zamanda her tarafa yayıldı. Allahü teala şefaatlerine nail eylesin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Recep Dikici Arşivi