Abdullah  Şanlıdağ

Abdullah Şanlıdağ

Vasiyetlere uymak gerekir (mi?)

Metin Uca, kendisi ateist olduğunu deklare ederek "cenaze namazı kılınmamasını istemiştir.  Hatta "yakın beni" vasiyetinde bulunmuştu.

Herkesin inancı kendisine, bizi ilgilendiren bir durum yoktur. Neticede inanmasa da Allah var, gam yok. Hesabını verecegi makam bizler değiliz. Ama anlamadığım şu: Böyle vasiyetleri öteden beri işitiriz. Lakin yakınları kınanma korkusuyla mıdır başka bir beklentiyle midir bilinmez, illa ısrarla ölülerini camiye getirirler. İmam ve cemaat de kerhen de olsa "nasıl bilirdiniz sualine", iyi bilirdik, hakkımızı helal ediyoruz derler.

Kenan Paşa öldüğünde, birkaç itiraz eden olmuş, "hakkımız helal değildir" denilmişti. Türk Milleti, inancı gereği ölüye saygı duyar, arkasından laf etmez. Kanatimce burada doğru olan şu: "Eğer ölen kişi inançsız biriyse ve vasiyeti varsa, o vaziyete kesinlikle uyulması gerekir. Ateist birisinin camide, musallada ne işi var?

İşte nitekim dün Metin Uca'nın cenazesi Ankara Kocatepe camiine getirildi. Tam hoca tekbir alacağı vakit, arkadan kısık bir ses "Metin bey camiye getirilmemeyi vasiyet etmişti” diye bu vasiyeti hatırlattı. Öyle ya, bu laik insanın vasiyeti niye tutulmaz? Yalan, dinimizde haramdır. Ölen kişiyi tanımayan cemaat, göstermelik ve rutin olarak "iyi biliriz" demek zorunda bırakılıyor.
Tabi işin bir de geride kalanlar cephesi var. Metin Uca ateist olabilir. Takılmayı talep edebilir. Türkiye'de hakim kültür ve inanç İslamdır.

Gelenek,görenek ve inançlar her toplumun en temel taşıdır. Sadece bir dini ritüel değildir namaz. O başını yarım şekilde örtüp cami ve mezarlığa gelenler arasında dahi inançlı insanlar vardır. Velev ki açık seçik olsa dahi eğer inançlı olduğunu söylüyorsa, biz yine kimseyi kılık kıyafetiyle yadırgamayız.
Geride kalanlar için cenaze töreni, bir teselli ve veda etme anıdır. Bu anı ellerinden aldığınızda kendilerini boşlukta hissederler.
Bu gelenek çok güçlü bir damardan besleniyor. Dolayısıyla vasiyetin bir hükmü yok. Kimsenin yerine getirdiği de yok.

Bizim toplumda aslolan, inancı ne olursa olsun, musallada bir namazlık saltanat hakkı vardır" anlayışı ağır basıyor.

Bizde Krematoryum ünitesi var mı yok mu şahsen bilmiyorum. Ölüleri Yakma Derneği de yok sanırım. Olsa da müşterisinin çıkacağını sanmıyorum. İsterse laik ve ateistler bir denesinler. Derneği kurup faaliye geçirsinler, bir tek müşteri dahi bulamazlar. Maraş tabiriyle, em mormoru gavurun cesedinin dahi yakılmssını, en azından yakınları kabul etmez. Cumhuriyetin ilk yıllarında örneği var. Böyle bir dernek sanırım kuruluyor fakat aylarca bir müşterisi dahi çıkmıyor.

Demek ki Mozart müziği ve cafcafılı törenler, laikleri dahi kesmiyor. Bu yüzden olsa gerek, illa dini ritüel istiyorlar. Ateistlerin yakılma isteği de tuhaf. Ne gerek var, nasıl olsa yanacaksınız.

Ateistin talebi değil de, geride kalan yakınlarının huzuru önemli. Kim bilir belki de, cenaze namazından, taziyeden,duadan teselli arayan bu insanlara saygılı olmakta fayda var.
İnsan olmamız, hele hele Müslümanlık bunu gerektirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdullah Şanlıdağ Arşivi