Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dr. Mustafa Coşkun Kale

Terzilerimiz

İnsanoğlunun hayatta kalabilmesi için üç temel ihtiyacı vardır. Beslenme, barınma ve giyinmedir. 

Giyinme ihtiyacını karşılama tâ ilk insandan itibaren deri ve benzeri maddelerden oluşmaktaydı. Sonraları dokuma sanatının yavaş yavaş ortaya  çıkmasıyla, kesip, biçme, dikip, süsleme ve nihayetinde insan vücuduna ayarlanmasıyle terzilik mesleği ortaya çıktı.

İlk defa kalemle yazı yazan Peygamber olarak bilinen İdris aleyhisselâm, aynı zamanda ilk elbise diken ve terzilik sanatını öğreten olarak terzilerin piri kabul edilir.

Toplum içerisine rahat çıkabilme, öz güven verme ve sosyalleşmemiz de, terzilerin hep önemli rolleri oldu.

Şalvarları, kilot pantolları, yelekleri ve dahası büyüklerimizin bir türlü eskitemediği takım elbiseleri "ters yüz" ederek bize yeni elbiseymiş gibi sunan el emeği göz nuru sahibidir terziler. 

İlk mektep de askılı kadife pantolonlarımızı, orta okul ve lise yılların da takım elbiselerimizi okul açılmadan, ya da varsa eğer "bayramlık"ları zamanında yetiştirmek için, bizler derin derin uykudayken, sabahlara kadar uğraş veren göz nurunu bizler için esirgemeyen fedakâr insanlardır terziler.

Çocukken, örün örün camdan "acaba dikilmiş mi ?" diye bakarak; askıda sahibine verilmeye hazırlar arasın da kadifeden pantolumuzu aradığımız, gençlik yıllarımızın önemli bölümünü onlarla geçirdiğimiz dost mekanlarıdır terziler.

Siz agresif bir terzi gördünüz mü, sakin olmayan yani ? Göremezsiniz,  çünkü onlara boşuna "iğneyle kuyu kazan" denilmemiş, belkide bundan olsa gerek, sabırlıdır, sakin ve uyumludurlar terziler.

Gençlerimize bu günlere kimlerle nasıl geldiğimizi bildirme görevimiz kadar, bağrından çıktığımız bu topraklara göz nurlarıyla hizmet eden emaktarlarımızı Göksun Tarihi'ne yazılı not düşerek yâd etmek de sanırım bizler için bir insani görevdir.

Çoğunun gözlerin de gözlük, boynun da mezro, omuzun da iğnelik, kolları kolçaklı, elin de makas veya terzi sabunu eksik olmayan bu insanları, haydin isimlerinin sonuna "usta" sözünü unutmadan, geçen yıllar içinde birlikte arayalım.

Ustalarımızı daha iyi tanımamız açısından kuşak yani yaş durumlarına göre kategorize ettiğimiz de;

Birinci kuşak terzilerimiz; Ömer Peköz, Yaşar Çuhadar, Yaşar Sivaslıoğlu. 

İkinci kuşak terzilerimiz; Salih Satar, Şeref Tekin, Yusuf Zıba, Fehmi Dikeç, Memiş Yeşil (Topal Memiş).

Üçüncü kuşak terzilerimiz; İsmet Topçu, Tevfik Polat, Yaşar Özdil, Bilal (Duran) Toğuş, Necati Kale, Afşin'li Adem Koçer, Ekrem Özcan. 

Dördüncü kuşak terzilerimiz; Hüseyin Bağcı, Orhan Bayazıt, Süleyman Bostan, Ziya Kaynak, Afşin'li Fevzi Usta, Nevzat Demirci, Bilal Baz, Yaşar Pakdil.

Beşinci kuşak terzilerimiz; Cuma Ekici, Nefi Türkkan, İsmail Yardım, Mehmet Ekici, Arif Ekici, Arafa Teltik.

Altıncı kuşak terzilerimiz; Baki Bakıcı, Kara Ekici, Hanifi Gökçe, Rüstem Alper, İbrahim Kaya, Ali Bayazıt, İsmail Ekici, Turhan Özalan, Ömer Güngör, Mehmet Aksın, Bahattin Kundakçı, İsmail Göksu, Bilal Çiçek, Ökkeş Gökçek, Hüseyin Yağmur.

Yedinci kuşak terzilerimiz; Hacı Kolukısa, Bilal Gökçe, Murat Koca, Bayram Tecir, Miktad Elbistan, Selahattin Köroğlu. 

Bir zamanların Göksun'unda 40'a yakın terzilerimiz varken,1980'den sonra tekstil ve dolayısıyla hazır giyim sanayisinin gelişmesi neticesin de, hazırlıksız yakalanan yoğun emek gerektiren bu meslek de Göksun'umuzda önemli bir darbe yedi. Kimi mesleği bıraktı, kimi fabrikalar da, kimi başka iş kolların da, kimi de dikim sanayiinin de iş buldu. 

Şimdiler de, Peygamber mesleğini sürdüren ustalarımız da vardır elbet; Rüstem Alper, Turhan Özalan, İlhan Yağmur, İsmail Gökçe, Davut Gökçe, Ömer Göngör, Bekir Gülmez, Bayazıt Güngör, Tufan Torun, Cuma Güngör, Nurdoğan Kenger ve Muhammed Güngör ustalarla çok şükür devam ediyor bu kutsal meslek.

Burada andıklarımızdan göçenleri rahmet, kalanlarımıza sağlık ve afiyetler diliyor vefâ sahibi bu güzel Şehir.


Dr. Mustafa Coşkun KALE'nin,
Henüz yayımlanmamış, 
"Küçük Türkiye'm GÖKSUN" adlı eserinden.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mustafa Coşkun Kale Arşivi