Dr. Mustafa Coşkun Kale
Sen Nasılsın Edem Sen?
Deprem Öncesi Danimarka'daydım. Karşımdan gelen istisnasız tüm bay bayanın güler yüzle, hafif tebessümlerle selam vermeleri beni inanın çok etkiledi. Niye böyleler diye nedenini sorduğumda; dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı beş, on ülkeden biridir dediler. Gerçekten de iç huzurları, mutlulukları yüzlerine yansıyan bu gibi insanları her yerde her ortamda görmek mümkündü.
İyi de "Selami yayğınlaştırın !" ve "Tebessüm etmek sadakadır" denilen bir kültürle yetişmiş bir ülke çocukları olarak, biz selamı sepeti niye bir birimizden esirgesin olduk veya unutturulduk ?. Bırakınız tebessümü de; biz niye bir birimize karşı bu denli kin, nefret içindeyiz ? Bilerek, bilinçli şekilde bu ülke insanı kutuplaştırldı ve halâda devam ediyor bu durum malesef. Doğrusu oy repolamanın, konsolide etmenin en kolayı ama en tehlikeliside budur. Hiç bir kimse ve partiye ve hatta ülkeyede hayrı olmayacak bir yol bu.
Esasen, demokrasinin vaz geçilmezi olan siyasi partiler, iki "M" ile yani; mücadele ve müzakere ile iktidar olurlar. Mücadele, toplumsal barışı, hoş görüyü, centilmenliği koruyarak yapılır ki, aksi halde bu siyasi kavgadan da öte ülkeleri mazallah iç savaşa götürür. Bilmiyorlar mı bizim siyasi liderler bunları ki ?
Demokratik hayata geçildiğinden beri; dün DP- CHP kavgası, sonra SAĞ- SOL ve şimdilerde de AKP- CHP ! Her şey zaten ayan beyan ortadayken, haklı haksız tartışmasına bu sayfada girmeyeceğim. Tek ve kesin haklı ise; şu bu partili demeden geçim derdiyle inim inim inleyen ülkenin % 60'larına varan 50 milyonluk vatandaşı. Bunuda gören, dinleyen, anlayan varsa şayet...
Danimarka, eğitim kalitesi açısından dünyanın ilklerinde olan bir ülke. Dikkatimi selamlaşma dışında üç şey daha çekti.
Bi defa orada ki okullar bizim ki gibi duvarlarla çevrili değildi. Binalarla yan yana, nedenini sorduğumda "Halktan ayrı olmaması, hayatla iç iç olması gerekir" dediler. Bir ikinci husus da, ana sınıfı oğretmeninin "Bu gün şu oyunu oynayacağız çocuklar !" dediğinde çocukların hep bir ağızdan "Ha-yırrr her şeye siz karar ve-re-mez-siniz !" diyerek toplu itirazlarıydı. Çocukların öz güveni bir yana, devletin burada demokratik vatandaş yetiştirme çabalarını da görmüş oldum. Bir üçüncü dikkatimi çeken de, okullarda zil yoktu.
Zil dedimde, okullar açılırken, çocukların karnı zil çalmasın n'olur. 5 yaş altı çocuklarda "Bodurluk" Görülmesinde Dünya ilklerindeymişiz. Çocukların % 62' si yetersiz besleniyor, çoğu çocuklar kahvaltısız okula gidiyorlarmış. Bu ise % 20 dikkat dağılımı ve ögrenmede güçlüğe sebep oluyormuş. İlerinin yoksul işsizlerine zeminmiş bu durumlar. Okul çocuklarına bir öğün yemek vermek, ilerde Ülkeye 35 kat fayda ile geri dönüyormuş. Umarım devlet, ülkemde ki derin gelir dağılımı adaletsizliğini, "Yiyen var yiyemeyen var" diyerek bir çözüm bulur zâhar.
Bizimde üyesi olduğumuz, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) 70'den fazla ülke için yayinladığı raporuna göre; Türkiye'de 0-17 yaş arası her 100 gencin 22,6'sı yoksul. Bu oran malesef Türkiye'yi 70 ülke içinde Kosta Rika'dan sonra 2 nci yapıyor. Çocuk Yoksulluğu bu kesimler için içinde bulunduğu çaresizlik cenderesinden bir türlü çıkarmıyor.
Yine Birleşmiş Milletler'e (BM) göre yoksul çocukların ölüm oranı, varlıklı çocuklara göre 2 kat daha fazla. Nedeni; yetersiz ve dengesiz beslenmeden elbet.
Yüreğiniz elverirde göz yaşlarınıza hakim olabilirseniz; Twitter (X) da "Çocuklar Üşümesin" diye bir proğram var izleyin lütfen. Yoksul çocuklara kıyafet dağıtan Abla'ya "Abla ayakkabı yerine kahvaltı alsaydınız" bir başkası "Babamın mezarına yeni elbiselerle gidebilir miyim ?" bir ötekisi "Bir yeni ayakkabım olsun isterdim !" Diyorda diyor, Türkiye'nin yoksul çocukları...
Dünya'da 140'dan fazla ülkede araştırma yapan Gallup Araştırma Şirketi ve Oxford Üniversitesi ile Wellbeing Araştırma Merkezi 2025 yılı Dünya Mutluluk Raporuna göre 147 ülke içinde Türkiye 94 ncü sırada. Venezuela, Kolombiya ve Honduras bile bizden daha mutlu.
TÜİK'in Yaşam Memnuniyeti Araştırma sonucuna göre Türk insanının 2003'de
% 59,6'sı mutluyken, 2024'de bu oran
% 49,6'ya düşmüş. Anlıyacağınız insanımızın yaklaşık % 17'sinin tadı tuzu kaçmış.
Türkiye'nin halleri böyle vesselam.
Eyiler eyi de, sen nasılsın edem sen ?

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.