Rahmet Mevsimi Üç Aylara Giriş

Takvimler yalnızca günleri göstermez. Bazı zamanlar vardır ki, Müslümanlar için Gönüllerin Arınmaya Çağrıldığı Zamandır. İşte Receb, Şaban ve Ramazan aylarının içinde bulunduğu üç aylar, mü’min gönüller için böyle bir zaman dilimidir. İnşallah 21 Aralık itibarıyla Recep ayının ilk gününe adım atıyoruz. Bu adım, yalnızca yeni bir aya değil; rahmet, mağfiret ve bereket iklimine doğru atılan bir adımdır.

Üç aylar, kameri ayların yedincisi olan Recep ile başlar, Şaban ile devam eder ve Ramazan ile zirveye ulaşır. Bu aylar silsilesi, kulun kendine dönmesi, dilini, kalbini ve hâlini gözden geçirmesi için bir fırsat dilimidir. Sevgili Peygamberimiz bu mübarek zamanlara girerken şöyle niyaz ederdi:

“Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek eyle, bizi Ramazan’a ulaştır.”

Recep ayı, İslam’dan önce de Arap toplumunda hürmet gösterilen aylardan biriydi. İslam ile bu hürmet devam etmiş, anlamı daha da derinleşmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de haram aylar zikredilirken, bu aylarda zulmün, haksızlığın ve taşkınlığın daha ağır bir vebal taşıdığına dikkat çekilir:

“Gökleri ve yeri var ettiği günden beri Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır…” (Tevbe, 36)

Recep ayını özel kılan unsurlardan biri de içinde barındırdığı mübarek gecelerdir. Ayın ilk cuma gecesi idrak edilen Regaib Kandili, mü’minlerin üç aylara manevî bir başlangıç yaptığı gecedir. Ayın yirmi yedinci gecesi ise Miraç Kandil’idir. Miraç gecesi, beş vakit namazın farz kılındığı, Bakara Sûresi’nin son iki ayetinin bahşedildiği ve imanla göçenlerin cennetle müjdelendiği kutlu bir gecedir.

Recep ile Ramazan arasında yer alan Şaban ayıEfendimizin hassasiyetle üzerinde durduğu bir aydır. Hz. Âişe validemiz, Peygamber Efendimizin Şaban ayında neredeyse tamamını oruçla geçirdiğini haber verir. Bunun sebebi sorulduğunda Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Şaban, amellerin Allah’a arz edildiği aydır. Amelimin oruçlu iken arz edilmesini isterim.”

Bir başka rivayette Şaban ayının, ecellerin yazıldığı bir zaman dilimi olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu yönüyle Şaban, kulun kendini hesaba çekmesi gereken bir aydır.

Hz. Enes (radıyallahuanh) şöyle nakleder:

“Resûlullah’a ‘Ramazan’dan sonra en faziletli oruç hangisidir?’ diye soruldu. ‘Ramazan’ı yüceltmek için tutulan Şaban orucu’ buyurdu.”

Şaban ayının on beşinci gecesi ise Beraat Kandil’idir. Bu gece hakkında Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:

“Şaban ayının yarısı geldiğinde gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Çünkü Allah Teâlâ o gece dünya semasına iner ve ‘Benden af dileyen yok mu, affedeyim’ buyurur.”

Bir başka hadis-i şerifte ise anne-babaya isyan edenler ve Allah’a ortak koşanlar dışında kalanların bağışlanacağı müjdelenmiştir.

Ramazan ayı, üç ayların zirvesidir. Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği, orucun farz kılındığı bu ay hakkında Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğruyu ve yanlışı ayıran deliller olarak Kur’an’ın indirildiği aydır…” (Bakara, 185)

Bu ayda geceler farklı, gündüzler farklıdır. Peygamber Efendimiz Ramazan’ın manevî iklimini şu sözlerle anlatır:

“Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır.”

Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyurur:

“Kim Ramazan orucunu inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”

Üç aylar, sadece takvimde yer alan bir zaman dilimi değildir. Bu aylar; kulun kendini toparladığı, geçmişini gözden geçirdiği, kalbini arındırdığı bir kutlu yolculuktur. Mübarek gecelerde yapılan ibadetlere kat kat ecir verileceği, Peygamber Efendimizin ümmetine bir müjde olarak bildirilmiştir.

Rivayete göre bir adam silah kuşanıp bin ay Allah yolunda cihâd etmiş­ti. Rasululah (s.a.v) ve Müslümanlar buna hayret ettiler. Rasulullah (s.a.v) bunu ümmeti için de temenni ederek şöyle dedi:

"Ey Rabbim! Ümmetimi, ümmetlerin en kısa ömürlüsü, amel bakımından da ümmetlerin en azı kıl­dın. Bunun üzerine Yüce Allah ona Kadir Gecesi'ni verdi ve şöyle buyurdu: Kadir Gecesi, sen ve ümmetin için, o adamın cihâd ettiği bin aydan daha hayırlıdır." (Bu, İbn Abbâs ve Mücâhid'den rivayet edilmiştir.)Bu rahmet ikliminde yapılan her dua, tutulan her oruç, kılınan her namaz kul için bir fırsattır. Üç aylar, kalbin pasını silmek isteyenler için açık bir davettir.

Rabbimiz bizleri bu mübarek zamanları gafletle değil, idrakle yaşayanlardan eylesin. İbadetlerimizi kabul buyursun, kalplerimizi ihlasla doldursun. Bizleri kendisine layık kul, Peygamber Efendimize layık ümmet eylesin. Âmin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
M.Halit AYHAN Arşivi