İslam’a Göre Genç

 

Cenab-ı hak bütün mahlükatı yaratmış ve yarattığı bu mahlukatın içerisinde de en değerli varlık olarak insanı kılmıştır.En değerli  varlık  olan insanında  en değerli  çağı gençlik çağıdır.Çünkü gençlik çağı çalışkanlık, zindelik, dinçlik, cesaret, metanet, heyecan, kuvvet ve enerji kaynağıdır.

Allah Teala Kur’an-ı Kerim‘de şöyle buyurmaktadır:

“O ki, hanginizin daha güzel amel yapacağınızı sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır”(Mülk suresi,Ayet 2)

 Bu ayet-i kerime aynı zamanda hayatın en verimli dönemini teşkil eden gençlik yıllarının ne kadar önemli ve değerli olduğuna  iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedir. 

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de şu hadisi şerifinde dikkatimizi bu gerçeğe çekmektedir:

“Beş şey gelmeden önce beş şeyin; ölüm gelmeden önce hayatının, hasta olmadan önce sağlığının, meşguliyetten önce boş vaktinin, ihtiyarlamadan önce gençliğinin, yoksulluğa düşmeden önce zenginliğinin kıymetini bil”( Acluni, Keşfu’l-hafa, Beyrut,1985, c.1, s.166.)

Gençliğin değerinin bilinmesi, iyi bir eğitim almak, iyi bir iş sahibi olmak, helalinden kazanmak, her alanda başarıyı yakalayabilmek, kısaca dünya ve ahiret saadetini kazanmak için çok çalışmak, bütün görev ve sorumlulukları yerine getirmekle olur.Peygamber efendimiz gençlere çok önem verirdi. Peygamberimizin İslam davetine en önce icabet edip, ona gönül veren ve canı gönülden destekleyenlerin çoğunu 30 yaşın altındaki gençler oluşturmaktadır. Bu gençlerden Hz. Ali 10, Abdullah b. Ömer 13, Zeyd b. Harise 15, Abdullah b. Mes’ud ve Zübeyr b. Avvam 16, Abdurrahman b. Avf  ve Sa’d b. EbiVakkas 17, Mus’ab b. Umeyr 18, Ca’fer b. EbiTalib 22 yaşında; Osman b. Affan, Ebu Ubeyde ve Hz. Ömer de 25-31 yaş arasındaydılar...Bunların dışında genç yaşta İslam’ı kabul eden pek çok kişi mevcuttur. Hz. Peygamber, İslam dininin yerleşmesi, yayılması ve İslam toplumunun şekillenmesinde bu gençlerden çok yararlanmış, bu hususta onlara büyük görevler vermiştir.

Allah Rasulü, gençlerin ilim alanında yetişmelerine büyük önem vermiş ve kendisi henüz hayatta iken, Hz. Ali, Abdurrahman b. Avf, Abdullah b. Mes’ud, Zeyd b. Sabit gibi bazı genç sahabenin fetva vermelerine müsaade etmiştir.

Vahiy katiplerini genel olarak gençler arasından seçmiş, İslam’a davet mektuplarını da gençlere yazdırmıştır. Bazı gençleri de Süryanice ve İbranice gibi, o gün için çok ihtiyaç duyulan yabancı dilleri öğrenmeye teşvik etmiştir.

Peygamberimiz, 25 yaşlarında bir genç olan Mus’ab b. Umey’i  Medine’ye öğretmen olarak göndermiş, 21 yaşındaki Muaz b. Cebel’i de Yemen’e kadı ve öğretmen olarak tayin etmiştir. 

Bütün bunlar, Sevgili Peygamberimizin, dolayısıyla dinimizin gençlere ne kadar önem verdiğini göstermektedir.

Peygamberimizin, Allah’a itaatle, dosdoğru bir şekilde yetişen gencin mükâfatını Efendimiz bizlere şu şekilde bildirmiştir:

“Hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde, Allah Teala yedi (sınıf) insanı (arşının) gölgesinde barındıracaktır: Bunlar Adaletli devlet başkanı, Allah’a kulluk içinde gelişip büyüyen genç.Gönlü mescitlere kimse ..”( Buhari, Ezan, 36.)

Dindar gençleri öven bu hadisi şerif aynı zamanda kıyamet gününün o dayanılmaz acı ve ıstıraplarına karşı Allah’ın koruması altında olacaklarını müjdelemektedir.

İmam Rabbani hazretlerininde gençken yapılan ibadetin önemini:

Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele, pek çok sevap verilir.

Buyurarak gençken yapılan ibadet’in derecesinin önemini bizlere belirtmiştir.

Sevgili Peygamberimizin Şu Hadis-i Şeriflerle Gençken yapılan ibadetin önemini bizlere aktarmaktadır:

(Allahüteâlâ, ibadet eden genci, meleklerine gösterip, ”Bakın bu genç, benim için şehvetini bırakıyor. O benim nazarımda kıymetli bir melek gibidir” buyurur.) [Deylemi]

(Bir genç, ilim ve ibadet içerisinde yetişir, olgunlaşırsa, Allahüteâlâ, Kıyamet günü ona yetmiş iki sıddık sevabı kadar sevap verir.) [Taberani]

(Cömert ve güzel ahlaklı bir genç, Allah katında kendisini ibadete vermiş cimri ve kötü huylu bir ihtiyardan daha üstündür.) [Deylemi]

Değerli kardeşlerim ibadetlerimizi ertelemeyelim çünkü son nefesimizi ne zaman vereceğimiz belli değil her an ölüme hazır olmamız gerekir.Hani Azrail (a.s)yanımıza geldiğinde daha sonra gel canımı al deme şansımız yok.Her an ölüme hazır olacağız.Kabristanı ziyaret ettiğimizde nice gençler yatmaktadır ki bu gerçeği aklımızdan çıkartmamamız gerekir.Toplumumuzda şöyle bir kanaat var ki:                            -Neden namaz kılmıyorsun?

-Yaşlanınca kılarım,

-Neden hacca gitmiyorsun

-Yaşlanınca giderim

Sanki yaşlanmaya garantimiz mi var.İnşallah toplumumuzdaki bu yanlış düşünceleri ortadan kaldırırız  ve gençliğimizin kıymetini en iyi şekilde biliriz.Gençken yapılan ibadetin değerinin daha fazla olduğunu idrak ederek gençken ibadetlerimize sımsıkı sarılalım.Cenab-ı hak Bizleri kendisine layık kul,Peygamberimiz’e layık ümmet olmayı nasip etsin.AMİN:

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M.Halit AYHAN Arşivi