M.Halit AYHAN
Bir ve Beraber olmak
Değerli okuyucularım,
İnsanoğlu, en köklü talebi olan huzur ve mutluluğa ulaşma arayışındadır. Ve biliriz ki, bireysel mutluluk ne kadar önem arz etse de onun gerçek zeminini, toplumsal huzur ve dayanışma oluşturur. Zira insan varlığı, toplumsal bir varoluştur; yalnızlık onun asli durumu değildir. Bu sebeple, toplumun huzuru, fertlerin huzuruyla doğrudan bağlantılıdır. İslam dininin dikkatle üzerinde durduğu hususlardan biri de işte bu: birlik ve beraberlik. Birlik ve beraberliğin bulunduğu yerde kardeşlik, huzur, bolluk, bereket ve rahmet kendiliğinden filizlenir.
Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşman idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”
“Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.”
“Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl, 8/46) — Bu ayet de birlik içinde olmanın toplumsal dirlik ve iktidar açısından önemini ortaya koymaktadır.
Bu mücadelede kuranî satırlar, Allah’ın ipine birlikte tutunma, tefrikadan sakınma çağrısını net şekilde iletir. Dinimiz İslam, yalnız bireyin kurtuluşunu değil, topluluğun dirlik ve barışını da hedeflemiştir.
Sevgili Peygamberimiz Muhammad (s.a.v) de birçok hadis-i şerifle, ümmetin birlik ve beraberlik içinde olmasının önemini vurgulamıştır:
“Sizden biriniz, kendisi için sevip istediğini kardeşi için de istemedikçe gerçekten iman etmiş olamaz.”
Bu söz, iman ve kardeşlik arasında özdeşlik kurar; kardeşinin iyiliğini istemeyen imanı tam sayılmaz.
“Mü’mininmü’mine karşı durumu yekpare bir binayı meydana getiren, perçinlenmiş kayaların birbirlerine karşı durumu gibidir.”
“Resûlullah (a.s.v.) buyurdular ki: ‘Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü’minlerinmisâli, bir bedenin misâlidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler.’”
Neden Bir ve Beraber Olmalıyız?
Bir toplum içinde birlik hâsıl olduğunda, fertler yalnız hissetmez; yardımlaşma ve ortak sorumluluk bilinci gelişir.Birliksiz toplumlarda fikir çatışmaları, husumet ve parçalanma riski yüksektir; bu durum hem dünyevi hem de uhrevî açıdan yıkıcılığı beraberinde getirir.İmanî bakış açısıyla bakıldığında; ümmetin fertleri birbirine bağlı bir “beden” gibidir. Bir uzvun acısı tüm bedeni etkiler. Böyle bir ahlâkî-ruhsal bağ içerisinde; kimse sahipsiz, yalnız ya da dışlanmış olmaz.
Kur’an ve Sünnet çerçevesinde huzur ve mutlu olmak için…
Kur’an’da tekrar edilen “birlik içinde olun”, “dağılmayın”, “parçalanmayın” çağrısı; aslında hem imanî esaslara hem de toplumsal sağlığa yöneliktir.Sünnet esasları, bu çağrıyı somut ahlâkî davranışlara dönüştürür: kardeşe ihtiram, fitneden uzak durma, haset ve kıskançlıktan sakınma…Birlik ve beraberlikten uzak kalmak, sadece toplumsal zayıflığa yol açmaz; imanî eksikliğe, uhrevî eksene de kapı aralar.
Değerli kardeşlerim Ayet ve Hadislerde sıkı sıkı hem Rabbimiz,hemde Peygamber efendimiz bizlere birliğin ve beraberliğin ne denli önemli olduğunu belirtmişlerdir. Birlikten güç olur kuvvet olur bu gücün karşısında hiçbir şey duramaz. Rabbim bizleri birlik ve beraberlikten ayırmasın. Rabbim mü’minleri parçalamak için nifak tohumları atanlara fırsat vermesin. Rabbim bizleri kendisine layık kul, Peygamberimize layık ümmet etsin. AMİN.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.