M.Halit AYHAN
Sakın Kalp Kırmayın
Toplumlar değişiyor, şehirler büyüyor, insanlar kalabalıklaşıyor; fakat bütün bu yoğunluğun içinde insanlara sessiz bir emanet var: Kalp…
Bir insanın gönlü incindiğinde ses çıkmaz, gürültü kopmaz, deprem olmaz. Ama o ince sızı göğe yükselir, duanın ulaşacağı en yüksek makamla buluşur. İmâm-ı Rabbânîkuddisesirruh’un asırlar önce yaptığı uyarı, bugün de sanki dün söylenmiş kadar taze:
“Beni ne arzım ne semâm kuşatır; beni ancak mümin kulumun kalbi kuşatır.”
(Hadîs-i kudsî – Mektûbât, c.1, m.70)
Kalbin bu denli kıymetli olduğu bir dünyada, onu kırmanın ağırlığını nasıl taşır insan?
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, kalp kırmayı “küfürden sonra en ağır günah” olarak nitelendirirken aslında şunu hatırlatır: Kalp, Mevlâ’nın en yakın tecelli kapısıdır.
İnsan incindiğinde sadece ruhu değil, duaya yatkınlığı, gönül açıklığı, iyiliğe meyli de zarar görür.
Kur’ân-ı Kerîm, kalbe verilen değeri şöyle bildirir:
“O gün ne mal fayda verir ne de evlat; ancak Allah’a selim bir kalple gelenler müstesna.” (Şuarâ, 88–89)
Selim kalp…Yani kırmamış, kırılınca da onarmış, incitmemiş, incinse bile affetmiş bir kalp…
Toplumun hızla dijitalleştiği bu çağda insanlar “söz ”ün gücünü, “bakışın tesirini, “gönül ”ün kırılganlığını unutur hâle geldi. Oysa Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, gönül incitmenin tehlikesine dikkat çeken şu uyarıyı yapar:
“Ey Kâbe, sen Allah’ın evisin senmübareksin fakat bir Müslüman, bir mü ‘minin kalbini kırsa 70 defa seni yıkmaktan daha büyük günaha girer” buyurmuştur.
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri’nin benzetmesi çarpıcıdır:
“Bir kimsenin kölesini dövmek efendisini üzer. O hâlde bütün kulların gerçek sahibi olan Mevlâ'nın kullarını incitmek nasıl olur?”
Bu söz, bugün sosyal medyada atılan bir yorumdan, trafikte sarf edilen bir cümleye kadar hayatın her alanında geçerlidir. Bir mesajla, bir bakışla, bir imayla… İnsan bazen farkında bile olmadan bir gönlü paramparça edebilir.
Kalbin değeri yalnızca insan psikolojisi açısından değil, ilâhî hakikat açısından da büyüktür. Çünkü kalp, sadece et parçası değildir.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
“Dikkat edin! Bedende bir et parçası vardır; o düzgün olursa bütün beden düzgün olur. O bozulursa bütün beden bozulur. Dikkat edin, o kalptir.”
(Buhârî, Müslim)
Bu sebeple bir kalbi incitmek, sanki bir insanın tüm varlığını incitmek gibidir.
Kur’an’da geçen şu ayet, sanki kalp kırılmasın diye gönderilmiş bir rahmet uyarısı gibidir:
“Allah’ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, sert yürekli olsaydın, etrafından dağılıp giderlerdi.”(Âl-i İmrân, 159)
Sertlik dağıtır, yumuşaklık toplar. Kırmak kolaydır, toparlamak maharet ister. Çünkü kalp, dünya içinde ilâhî bir sır taşır.
Toplumun gerildiği, insanların birbirine tahammül sınırını zorladığı, inceliklerin unutulduğu günümüzde kalp kırmamak sadece bireysel bir nezaket değil; toplumsal huzurun temel taşıdır.
Aile içinde, iş yerinde, sokakta, sosyal medyada…
Kırılan bir kalbin kanayan yarası, bazen yıllarca kapanmıyor.
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri’nin “Kalp, Mevlâ’ya giden şeylerin en yakınıdır” sözü tam da bugüne hitap eder. Gönlü kırmak, sadece bir insanı değil, O’na yakın olan bir emaneti incitmek demektir.
Bugün iyilik yarışları, yardım kampanyaları, büyük projeler konuşuluyor; fakat insanların kalplerindeki sessiz yaraları kim sarıyor?Bazen bir tebessüm, bir selam, bir gönül alma çabası; binlerce sayfa bilgiden daha fazla tesir bırakır.
Kur’ân, insanın insana karşı sorumluluğunu şu ifadeyle öğretir:
“İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın.”(Mâide, 2)
Kalp kırmamak iyiliktir.Gönül almak takvadır.Bir insanın ruhunu incitmemek, onun duasını almanın en güzel yoludur.KALP kırmak KÂBE yi yıkmak gibidir
Kim birinin KALBİNİ kırıp da onu ağlatırsa ,o kişinin bedduasından sakının , çünkü kırılan
KALBİN gözyaşı yere düşmedenne dilerse o olur…
İncittiğiniz gönlün ve kırdığınız KALBİN bedduasındankorkun.....
Asırlar boyunca Anadolu irfanı, evliya meclisleri, tekkeler ve gönül ehli şu hakikati öğütledi:“Bir gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil.”
Bugün yeniden hatırlamamız gereken de tam budur. Kalp kırmamak sadece dinî bir hassasiyet değil; insan olmanın çekirdeğidir.Yüce Rabbim bizleri kendisine layık kul, Habibine layık ümmet eylesin. ÂMİN.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.