Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dr. Mustafa Coşkun Kale

Sığırlarda Emriyo Transferi İçin Daha Ne Bekliyoruz ?

Bu yazının esas amacı, kişi başı et ve süt tüketiminde Dünya'nın çok gerisinde kalan ülke insanının beyin ve beden gelişimi için elzem olan hayvansal protein ihtiyacının tez zamanda karşılanarak sağlıklı nesillerin oluşmasını sağlamayı hedefler.

Bir diğer amacıda, et ve süt üretimi yapan yetiştiricilerimizin Dünya'da, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde on milyonlarca büyük baş hayvanda uygulanan emriyo transferinin Türkiye'de uygulanması için dikkatlerini çekmek, ihtiyaç duyduğu çok yüksek verimli safkan damızlık ve besilik hayvanı en az zamanda temin etmesi için yetkililerden; embriyo transferi metodunun talepte bulunmalarını ve de kamuoyunun dikkatini çekerek " hâ demek ki et ve süt ürünleri miktarını kısa sürede artıran başka bir yollar da varmış" demesini amaçlamaktadır.

Türkiye, kişi başı kırmızı et tüketimi Dünya ortalaması olan 18,1 kg'ın altında 16,6 kg'dır. Kişi başı ABD 66,7 kg, AB ise 38,1 kg kırmızı et tüketir. Sahi siz, bol bol et, süt, balık tüketmeyen gelişmiş bir ülke duydunuz mu ?

Türkiye, 2 milyon 106 bin ton olan kırmızı et üretiminin % 71'ini sığırdan, % 25'ini de koyundan, digerlerinide keçi ve mandadan elde eder.

Sütte de durumumuz daha da vahim; yoğurt, peynir vs dahil kişi başı yıllık süt tüketimimiz 56 litre olup, Dünya 137 ncisiyiz. İlk 3 ülke Finlandiya 361 litre, İskoç 355 litre, Hollanda 320 litre olup, 5.ci ülke 315 litreyle Yunanistan, Pakistan ise 159 litreyle Dünya 47'ncisidir.

Türkiye, yılda ürettiği 22 milyon 487 bin litre sütün, % 93'ünü inekten, % 4'ünü koyundan, % 2,1'ini keçiden %0,3'ünüde mandadan elde eder.

Türkiye ürettiği kırmızı etin % 71'ini, sütünde % 93,6'sını sığırlardan elde ettiği için emriyo transferinin de ana materyali de elbette sığır olacaktır.

Türkiye, 16 milyon 824 bin olan mevcut sığır varlığının % 48,5'i kültür yani saf ırk (8 milyon yetmiş bin), %44'ü değişik kan oranlarında melez (7 milyon 303 bin), %6,5 oranında da yerli (1 milyon kırk yedi bin) şeklinde sığır potansiyeline sahiptir.

Türkiye, suni tohumlamayı Rusya'dan sonra 90 yıl önce, Dünya'da 2nci uygulayan ülkedir. Aradan geçen bunca yıl üstelik damızlık ithalatına rağmen, mevcut sığır varlığının ancak %50'sini saflaştırabilmiştir. Buda demek oluyor ki, sığırlarda süt ve et verimlerini artırabilmemiz için ez 25-30 yılımızın daha geçmesi gerekecektir.

Suni tohumlama yoluyla %100'lük genetik ilerleme yani saf ırka ulaşmak için en az 4-5 neslin geçmesi gerekir ki, buda 10-15 yıllık süreye tekabül eder. Oysa emriyo transferinde bu süre 1 kuşağa inmektedir. Yüksek kalitede damızlık veya etçil sığır ihtiyacının kısa sürede kullanılacak yöntem emriyo transferidir. Verim kalitesi düşük halkın "piç", "piçine" veya "yerli" dedikleri sığırlarla, melez hayvanlarda uygulandığı takdirde; doğan buzağının safkan ırk olmasının en kestirme yolu emriyo transferidir

Türkiye, gerek damızlık gerek besilik gereksede kasaplık sığır ve lop et içın son 15 Yılda durmaksızın ithalata baş vurarak 12 milyar dolarlık paramız ithalata gitti. Amaç; süt ve et verimi yüksek hayvan getirerek, damızlık için süt miktarını artırmak, yetiştirici ihtiyacını karşılamaktı. Besilik hayvan getirme amacıda, ette görülen arzdan dolayı daralmanın fiyat artışını önlemekti. Sütte İşletmelerin damızlık ihtiyacını karşılayarak üretimin devalılığı adına kısmı fayda sağlansa da, ette günü kurtarma dışında pek fayda görülmedi, ithalata rağmen fiyatlar hala artmaya devam ediyor.

Oysa, ithalata verilen 12 milyar dolar yerine bunun % 1-2'siyle daha önce emriyo transferi devreye alınsaydı, birim başı hayvandan elde edilen sütte, ette artacak, Türkiye ebediyen canlı hayvan ithalatından kurtulacaktı. Türk milleti gelişmiş ülkeler kadar süt içecek, kırmızı et yiyecekti. 5 yıl içinde de kademeli olarak bu ürünlerde ner ihracaatçı olacaktı.

Türkiye'de sığırlarda ilk emriyo transferini, benimde asker arkadaşım olmakla gurur duyduğum Prof. Dr. Kamuran İLERİ hoca 1985 yılında yapmıştır. Aradan geçen 40 yıla rağmen malesef uygulamaya aktaramamızın bedelini, dışarı 15 yılda 12 milyar dolar döviz ödeyerek çekmekteyiz. Avrupa'da embriyo transferi yapmayan tek ülkenin biz olmamız da manevi bedeli sayılabilir.

Emriyo transferiyle yüksek verimli bir hayvandan tüm hayatı boyunca alınabilecek yavru sayısının, bir kaç katını bir yıl hatta bazen bir kaç ayda bile alınması mümkündür (Sönmez ark 1992).

Emriyo Tranferi Nedir ?

Kısaca, çok üstün verim (et-süt) özelliklerine sahip ineklerin (DONÖR) çok yumurta üretmesi sağlanır. Böylece bir defada sadece bir yavru elde edilecekken, bir çok yavru elde edilmesi imkanı doğar. Çok yumurtlatılan inekler yine yüksek verimli boğa spermasıyla tohumlamlanır. 7nci günde rahim özel sıvılarla yıkanarak, alınan yıkantı sıvılarda emriyo aranır. Eğer TAŞIYICI inek hazırsa taze olarak, yoksa -196 derecede dondurularak ilerde kullanmak üzere saklanır.

Peki Ne Yapılmalı ?

- Tarım Bakanlığı elinde ki mevcut Tigem ve Araştırma Enstitüsülerinin bir bölümünde, emriyo transferi için laboratuvar, üstün verimli donör inek ve sperma üretecek boğalar bulunduracak.
- Veteriner Fakültesinde uluslararası etkin bölüm hocalarıyla anlaşarak serbest veteriner hekim ve teknisyenler uzun süreli emriyo transferi kursuna alınacak.
- Bakanlık, Merkez'de bu işle ilgili olarak, bağımsız yönetim-denetim ve koordinasyon birimi oluşturacak.
- İl Tarım Müdürlüklerince yetiştiriciler eğitilerek embriyo transferi için alt yapı oluşturulacak.
- Bakanlık emriyo transferi uygulama yönetmeliğini çıkararak, embriyo transferi yaptıran ve bundan doğan yavrular için yetiştiriciye yüksek prim, transferi gerçekleştiren veteriner hekim ve teknisyenine, İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri onayı ile doğan buzağı başı devlet ücret ödeyecektir.
Şimdiden güzel ülkeme ve insanımıza hayırlı olsun !

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mustafa Coşkun Kale Arşivi