Özgür Basın Susturulamaz!

Aslında cümlenin içinde neyin susturulamayacağı saklı olsa da, bile bile “Özgür basın susturulamaz” derken, suç işleyen basının da susturulmaması gerektiğini söyleriz.

Oysa gerçekten de özgür basın susturulamaz.

Ama özgürlüğünü, sadece mesleğinden alan basın susturulamaz.

Bir basın mensubu, basın özgürlüğünün içine neyin girip giremeyeceğini iyi bilir.

Bir basın mensubu, gazeteci olmanın suç işleme özgürlüğü olmadığını da iyi bilir.

Herkes gibi gazeteci trafikte kırmızı ışıkta geçince ceza alacağını bilir; yeşili beklemek zorunda.

Hatalı park, gazeteciyi kurtarmaz.

Adam öldürmek, yaralamak, kavga çıkarmak, ortalığı dağıtmak, sağa sola sataşmak da basın özgürlüğü değildir.

Darbe yapmak, basın özgürlüğü sayılmaz. Zaten darbe yapmak, özgürlük değildir.

Darbecilerle el ele kol kola girmek de basın özgürlükleri arasında sıralanmaz.

Suç örgütleriyle işbirliğine girmek, onların elini güçlendirecek yayınlarla algı oluşturmak da basın özgürlüğü değildir.

Dünyanın hiçbir yerinde basın özgürlüğü, suç işleme özgürlüğüyle aynı cümlede kullanılmaz.

İnsan olarak suç işleme özgürlüğü olmadığı gibi, basının da suç işleme özgürlüğü yoktur, olamaz da…

Ancak basın, yazdığı haber, yaptığı yorum nedeniyle yargılanmamalı, gözaltına alınmamalı, tutuklanmamalı, cezaevinde ömür çürütmemeli, gazetesinin kapısına kilit vurulmamalı.

Bir gazeteci, en doğal hakkı olan eleştirileri nedeniyle tehdit edilmemeli, şantaja uğramamalı, bir gece yarısı evi kundaklanmamalı.

Fikirler, sadece fikirlerle çürütülmeli, karşılığı hakaret veya tehdit veya gözünü korkutacak başka şeyler olmamalı.

Devlet, gücünü kullanarak gazeteciyi sindirmemeli…

Ama gazeteci de kalem elinde diye kılıç gibi sağa sola saplamamalı.

Aslında herkes kimin ne kadar özgür olduğunu veya olması gerektiğini biliyor.

Genel olarak özgürlük, bir başkasının hakkına tecavüzle sınırlıdır.

Özgürlüğü trafik ışığına benzetirim; yeşil size yandığı müddetçe sınırsız bir özgürlüğünüz var.

Ama size kırmızı yandığında başkalarının sınırsız özgürlüğü başlar.

Eğer “ben özgürüm kardeşim, kırmızıda geçerim” derseniz ya kaza yaparsınız ya da başkasının hakkına tecavüz etmiş olur, onun geçişini zorlaştırırsınız.

Doğal olarak da sizin özgürlük anlayışınız, başkasının özgürlüğüne engel olur.

Bu gazetecilik kuralı değildir ama kendi anlayışıma göre bir partiye körü körüne bağlı olan, taassup derecesinde bir yere bağlı olan veya kin ve öfkeyle bir dine, bir inanca, bir ırka, bir mezhebe düşman olan birisi özgür olarak gazetecilik yapamaz.

Bu, devletin bir yasağı değil, kendi kafa yapısının engelidir.

Özgürlükle basının yan yana durması, bütün kesimlere eşit olması nedeniyledir.

Elbette gazeteci taraf olur ama hem hakkaniyeti elden bırakmaz, hem objektif değerlendirme yapma şansı bulur.

Zaman ve Samanyolu’na yapılan operasyonun hiçbir yerinde gazetecilikle ilgili bir suçlama yokken, Özgür Basın Susturulamaz demek, ya basının ne olduğunu bilmemektir ya da basının arkasına sığınarak suç işleme özgürlüğünü savunmaktır.

Elbette her yakalanan suçlu değil, her isnat edilen suç da gerçek değildir.

Bunun yolu, soruşturmanın sağlıklı yürümesiyle ve her iki tarafında anlamsız baskı yapmamasıyla mümkündür.

Bizi susturamazsınız” diye tehdit etmek de, “sizi sustururuz” diye tehdit etmek de aynıdır ve yargı sürecini olumsuz etkiler.

Çünkü bu, bir öç alma kavgası değil, olmamalıdır.

Devlete, kurumlara paralel olmak, özgürlük olmadığı gibi, hükümet üyelerinden öç almak için gazeteyi, televizyonu veya dizileri kullanmak da özgürlük değildir.

Hele hele o dizilerde, yapılan haberlerde ve yorumlarda hiçbir suçu olmayan masum insanlar zan altında kalıyor ve bunun için aylarca cezaevinde yatmak zorunda kalan yaşlı ve masum insanlar bulunuyorsa…

Hiç kimse kendi emeline ulaşmak için bir başkasının veya topluluğun hayatını karartamaz.

Bunun basın özgürlüğüyle alakası olmadığı gibi hiçbir özgürlükle de alakası yoktur.

Elbette özgür basın susturulmamalı ama önce herkes kendine dönüp baksın, ne kadar özgürler, ne kadar talimatla yazı yazıyor, talimatla haber yapıyor, talimatla dizilerin içine birilerini karalayacak mesajları yerleştiriyorlar.

Özgür basın, kendi iradesi elinde olan basındır; iradesi ipotek altına alınan basın özgür değildir.

 

Tweetimden seçmeler

Taassupla bir yere bağlı olanlar, yaptıkları hataları görmez, akıl etme ve analiz şansı da bulamaz. Her dedikleri, demesini istedikleridir.

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi