Aile Yılı ve Eğitim

Devletimiz tarafından “2025 Aile Yılı” olarak ilan edildi. Önemli bir konuya devletimiz parmak basmış oldu. Devletleri ayakta tutan insanlardır. “İnsanı yaşat ki devlet ayakta kalsın düsturunca öncelik insandır. İnsanın mayası ise ailedir. Devletimiz ne eksik gördü ki 2025 yılını Aile Yılı ilan etti?

Aslında aile konusunun gündeme getirilmesinde çok geç kalındı. Sadece devletimiz değil bir çok STK lar tarafından aile konusu irdelenmektedir. Başta İstanbul Aile Vakfı olmak üzere bu hususta bir çok bilimsel çalışmalar, konferanslar, yayınlar yapmaktadır. İlgililere tavsiye ederim.

Toplumun ahlakı dejenere olmuş, saygı sevgi rafa kalkmış, vicdan duygusu törpülenmiş, lüks ve konfor yaşam öne çıkmış, israf ve bencillik tavan yapmış, büyükler çocuklarının doyumsuz isteklerini yerine getirme yarışına girmişler, helal haram prensibi unutulmuş, mahremiyet duygusu atılmış, özgürlük yarışına girilmiş, okullarda ve ailede dini eğitim ikinci sıraya ya da daha geri sıralara gerilemiş, zararlı sosyal medya ya da internet kullanımı hızla artmış, sinema ve diziler çocukları ve kadınları esir almış, kadınların korunması amacıyla boşanmalar kolaylaştırılmış, kadın hakları adıyla erkek düşmanlığı başlatılmış, LGBT ve türevlerine fırsat verilmiş. Okullarda maalesef akran zorbalığı başlamıştır. Çocukların uyuşturucu bağımlılığı gittikçe artmaktadır. Yurtlarda, pansiyonlarda tecavüzlerin artması, ailelerde ve çocuklarda moda özentisinin olması, çocukların TİKTOK etkisinde kalmaları gibi olumsuzlar vardır.

Aile hayatımızda yazmakla bitiremeyeceğimiz bir çok olumsuzluklar var. Bunların bir kısmı insan zaaflarından bir kısmı devletimizin çıkardığı eksik kanunlardan diyebiliriz. Hala karma eğitim altında sürdürülen eğitimimiz belli başlı ülkelerde yasaklanmıştır. Karma kadın erkek çalışma hayatı da ailemizin bir faicasıdır. Çocuklarımız başka bakıcılara muhtaç kalmakta onlara gereken anne baba sevgisi verilmemektedir. Akrabalık bağlarının zayıflamaktadır. Kutsal annelik görevi yapılamamaktadır. Ailelerimiz ne kadar mutlu? Mutlu bir aile; topluma, komşusuna, akrabasına faydası olandır.

Mutlu aile; evde İslam ne kadar yaşanıyorsa o kadar mutluluk var demektir. Güçlü kadın güçlü aileye mi evriliyor? Oysa erkek ve kadının fiziki şartlarına göre ailede görev taksimi olmalıdır. Geleneksel olarak zor işleri erkekler, kolay ev işlerini kadınlar yapmalıdır. Şimdi karı koca çalışıyorsa şartlar kadın için daha zor hale gelmektedir.

Evlenme oranı düşmekte, evlenme masrafı çok artmıştır. Gençler hem yüksek masrafı hem de boşanma tehlikesini göze alamamaktalar. Zira boşanmada çocuk bakımı çoğunlukla anneye verilmektedir. Tek kişilik hane halkı yükselmektedir. Koç tarafından sponsor olunan aile planlaması altında yürütülen kısırlaştırma projesi, maalesef etkilerini göstermeye başladı.

Türkiye nüfusu yaşlanıyor. En fazla yaşlı İstanbul’da bulunmaktadır. Ülkemiz 2024 TÜİK verilerine göre doğum oranı 1.4 seviyesine düşmüştür. Ortalama 2 nin üzerinde olması gereken tek ülke maalesef katil soykırımcı İsrail’dir. Eğer böyle giderse neslimizin azalacağı sinyalleri çalmaktadır. Sadece nesil değil çalışacak genç nesil olmayacak, emeklilik sigorta sekteye uğrayacak. Avrupa’ya göre genç neslimiz ortalamanın altına düşecek. Milli Eğitim Bakanımız artık yeni ilkokullara ihtiyaç olmadığını duyurmuştur.

Aile eğitim ile ekonomi kalkınmışlık da önemlidir. Zira ekonomi kalkınması olmayan bir halkın eğitimi eksiktir. Köylerde ve eskiden evlerde turşuların yapılması, yoğurt mayalanması, ev ekmeğinin yapılması, salçaların yapılması, reçellerin yapılması, tarhananın yapılması, şirenin yapılması, peynir süt ürünlerinin yapılmasıyla ev ekonomisine katkı sağlanıyordu. İşsizlik, tembellik, modern teknolojinin dışında kalmak mükemmel bir eğitimi ortaya koyamaz. Günümüzde kapitalist ve liberal ekonomiler tüketime dayalı olması nedeniyle birilerinin üstüne basarak, sömürgecilikle, sürekli insanlar borçlandırılarak modern kölelik zihniyeti geliştirilmiştir. Bir taraf devamlı yıkmakla, bir taraf da devamlı onarmakla kendilerine iş buluyorlar.

Eğitim politikamız; top yekun kalkınmaya dayalı milli eğitim seferberliğini içermelidir.

-Çin, kominist sistemiyle halkına zenginliği vaat ederek, halkın düzenli olarak devlete çalışmasına ikna etmiştir.

-Almanya, Hitler zamanından halkın topyekun kalkınma hamlesi içerisine sokarak başarılar sağlamıştır.

- Yahudiler, dini kullanarak halkına zengin olmayı bir ibadet gibi göstererek halkını ekonomi uzmanı yapmışlardır. Oysa İslam dininde de “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır.” “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışınız” hadisleri bizlere ışık olmalıdır. Bu şuurun halka işlenmesi gerekmektedir.

-ABD’ye beyin göçü yaptırılması nedeniyle ABD’nin teknolojisi geliştirilmiştir. Küresel güç olarak ya da haydut olarak hegemonyasını devam ettirmektedir.

Bu itibarla aileyi; eğitimle kalkınma seferberliği altında ele almalıyız:

A) Aile eğitim: 1)Anne-baba eğitimi 2) Ekonomiye ailenin katkısı 3)Komşuluk-akraba dayanışması, mahalle kültürünün oluşturulması ve sitelerde zorunlu seminerler verilmesi,

B) Şahsiyet eğitimi: 1) Dini bilgiler verilmesi, 2) Milli ahlak ve milli kültürün verilmesi, 3) Karakter gelişiminin sağlanması 4) Rol modellerimiz tarihi ve dini bilgilere haiz kişilerden olması,

C) Çevre eğitimi: Yurtlar, dershaneler, okullar, iş yerleri, çiftçilik, hastaneler, spor fanatikleri, kültür-sinema-müzik-internet pop kültürünün müdavimleri, hapishanelerin eğitimi konusunda programlar geliştirilmelidir. Bunun için çevreyi etkileyen unsurları devreye koymak gerekir. Bunlar resmi kurum ve kuruluşlar ile STK lar olabilir. Çevre eğitimi için Diyanet İşleri Başkanlığı, Spor ve Gençlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile belediyelerin işbirliği çerçevesinde topyekun eğitim programının hazırlanması önem arz etmektedir.

SONUÇ: Aile eğitim politikası çerçevesinde yukarıda bahsedilen devlet kurum ve kuruluşlarla, STK larla işbirliği ile halkımızın bilinçlendirilmesi ve imkanlar sunulmasına hızla geçilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer IŞIK Arşivi