Kocaman Dünyada Küçük Hesaplar İçinde Olmak!

Suriye’de yaşananlara kayıtsız kalan bir dünya var; sadece görmeyen, duymayan, yüreği yanmayanlar değil. Üstüne bir de acı sürsün, yangın alevlensin, her bir yanı sarsın diye mücadele içinde olanlar var ve en çok bunların “ne yapmak istediği” anlaşılamıyor.

Siz kimin ateşine odun taşıyorsunuz, kimin ateşi alevlensin diye uğraşıyorsunuz, o elinizde taşıdıklarınız ne?

Suriye’de yüzbinlerce insan öldürüldü.

Bunların çoğunluğunun kadın ve çocuk olması vahşetin boyutlarını gösteriyor.

Babası gibi katil olan Esad, sadece kendi katliamları yetmiyormuş gibi, her gün birisine “hayali devlet” kurdurarak “makam için öldürenlere” yenilerini ekletiyor, sonra uşaklarını gözden çıkarmaktan da imtina etmiyor.

Suriye ateş çemberi…

Yaktıkça yakıyor, vurdukça vuruyor, öldürdükçe öldürüyor.

500 binden fazla insan ülkesinden kaçtı, zulümden felaha ermek için zorlu yolculuğu göze aldı, ülkemizde mülteci olarak yaşam savaşı veriyorlar.

Şanslı olanlar Mülteci Kampında, şansız olanlarsa iki ateş arasında yaşamaya çalışıyor.

İşkenceden hayatını kaybedenlerin görüntüleri dünyayı şok etti.

Ne zamandır işkence gördüklerini, bir deri, bir kemik kalan vücutlarından tahmin etmeye çalışıyoruz.

Halen Esad’ı “demokrasi havarisi” göstermeye çalışanlar var.

Bir katili aklamaya, bir katille beraber olmaya can atanlar var.

Ergenekon’un avukatı olmak kesmediği için, Esad’ın avukatlığını da bedavadan yapanlar var.

Bir de duyarsızlar…

Kendi kişisel çıkarlarını, dünyanın çıkarlarının üzerinde görenler var.

Menfaati kesilenler, aday edilmeyenler, yakınlarına rant sağlanmayanların küçük küçük hesapları olanlar var.

Bebeklerin can çekmesinden daha önemli…

Soğukta kalan, her an öldürülme korkusu yaşayan minicik yavrulardan daha önemli sorunu olanlar var.

Kiminin dershanesi her şeyin önünde, hatta dünya yakılsa umurlarında olmayacak kadar vicdan yoksunları var.

Kimi siyasi beklentileri gerçeğe dönüşmemiş diye “ne olursa olsun” deyip, dünyayı bir pula satma derdinde…

Mazlumlar bekledikleri duayı bile bulamıyorlar.

Semaya bir el açıp, yürekten dua etmekten bile aciz bir ümmet var; bedduayı ise esirgemeyenler, ellerini ateşli bir şekilde havaya kaldırıp, kızgınlıklarının her yeri yakmasını isteyebiliyorlar.

Suriye’de mazlum insanlara ilaç olacak tırların yolunu kesiyorlar, kanunsuzca…

Kaldıkları yerde kalsınlar istiyorlar.

Sığındıkları delikten çıkmasın, fare gibi kapana kısılsın diye can atıyorlar.

Bir yardım alamasın, bir el uzatılmasın, yanan yüreklerden kopup gidecek destek olmasın diye uğraşıyorlar.

Kendilerini düşünüyorlar, yandaşlarını hesaplıyorlar ve gelecek kaygısıyla dünyanın geleceğini tehlikeye atıyorlar.

Öylesine bencil, öylesine vurdumduymaz ve öylesine çıkarcı bir dünyada yaşıyoruz ki, “iyilik yapmak isteyenlere” bile engel olanlar var.

Benim dediğim olmadıysa” diyerek, her şeyin yok olmasını izlemenin keyfini sürmek isteyenler var.

Yarın kendilerine ne olacağının kaygısını bile taşımıyorlar.

Bugün, kendi dedikleri olmalı ve diğer hiçbir şeyin önemi kalmamalı…

Bu kargaşada, kendilerini “koyun sürüsü” bilip, henüz birey olamayanlar, “nereye oy verecekmişiz” diye emir bekleyenler var.

Oylarını nereye verecekler?

CHP’ye sıcak bakıyormuş, bir din âlimi…

Sıcak baktığının sadece CHP olmadığı ise yaşananlardan anlaşılıyor.

İsrail’e sıcak bakabilirsiniz, Amerika’ya sıcak bakabilirsiniz, sevginiz, bütün zalimlerle birlikte olabilir, kimse engelleyemez.

Ama Allah aşkına, bunu İslam adına yapmayın bari.

Masum bebelerin kanı üzerinden, onların yaşama umudu üzerinden yapmayın.

Seçim zamanı gelince dilediğiniz partiye oy verin, dilediğiniz adayı destekleyin.

CHP’yi dizayn edin, Mustafa Sarıgül’ü bir hazırlayın, bir gözden çıkarın.

Koçlarla olun, Gezi’cilerle olun, Ulusalcılarla olun, Ergenekoncularla olun ama bunu “Müslümanların adresi” olarak göstermeyin.

Çünkü hiçbir Müslüman zalimlerle birlikte olamaz, zulme rıza gösteremez…

Hiçbir Müslüman hırsıza arka çıkamaz, katillere destek veremez, canilerin cinayetine ortak olamaz.

Kocaman dünyada küçük hesaplar içinde olmak, sadece bir Müslümana değil, hiçbir dine mensup olana, hiçbir insana yakışmaz.

Siz oyunuzu CHP’ye verin, gönlünüz rahat, vicdanınız mutmain bir şekilde…

Bari Suriye’de süren yangına odun taşımayın, Filistin’de kıyılan hayatlara arka çıkmayın, bu bile yeter…

 

Tweetimden seçmeler

Seçimlerde bireyler, kendi iradesiyle oy kullanır; ağasının, paşasının, cemaat liderinin, abisinin, kardeşinin, eşinin belirlemesiyle değil.

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi