Genel anlamı yolsuzluk olsa da,  bize  "alan da veren de melundur" diye öğretilen hadis de geçen rüşvetle birlikte, zimmeti,  irtikabı, adam kayırmacılığı v.s barındıran yolsuzluk; kamu gücünün özel çıkar için kötüye kullanılması demektir.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Dünya çapında yolsuzluklarla ilgili araştırmalarını 2004 yılından beri her yıl yayınlamaktadır. 

2020 yılı raporu ülkemiz açısından malesef iç karartıcı düzeyde. 
"Kamu Yönetiminde ki Yolsuzluk Düzeyine Yönelik Alğı" da, yolsuzluğun olmadığı ülkeye '100' puan, yolsuzluğun en çok olduğu ülkeye de '0' puan verilerek yapılan endekse göre 40 puan alan ülkemiz, 
180 ülke içinde  86 ncı sıraya inmiştir. İnmiştir diyorum çünkü 2012-2020 arasında puanımız 49 idi. Türkiye 8 yılda tam 9 puan kaybederek, sıralamada en çok puan kaybeden, yani yolsuzluğu gittikçe artan ülke olarak uluslararası kayıtlara geçmiştir. 

Rapora göre, yolsuzluğun en az olduğu ülke Danimarka ve Yeni Zelanda olurken, en fazla yolsuzluk görülen ülkeler ise, Venezuela, Yemen, Somali ve Güney Sudan'dır. 
Yolsuzluk da Türkiye ile aynı puanı paylaşan ülkeler ise, Trinidad ve Tobago,  Doğu Timur, Fas, Hindistan ve Burkina Faso olmuştur. 

Yolsuzluğun, ahlaki, sosyolojik, ekonomik, hukuki, siyasi, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve demokrasinin gelişip gelişmediği v.s gibi daha bir çok nedenleri var. 
Nedeni ne olursa olsun milletin kaynağını, parasını kanunların suç saydığı usulle haksız olarak elde etme, ettirme yada peşkeş çekmedir. 
Milleti fakirleştiren kurumlar ve devletleri sinsice içten içe çökerten gayri ahlaki bir eylemdir.

Ülkemiz açısından yolsuzluk sıralamasında ki yerimizden daha vahim olanı ise; 
"onlar yedi biraz da biz yiyelim" veya, "benim hırsızım senin hırsızından iyi" yada "ben yemezsem nasıl olsa  bir başkası yiyecek" 
gibi sözlerin toplum da artık olağanmış gibi karşılanıyor olması. 
Buna razı olmak olmak demek; 
birlikte  gölgelendiğimiz ulu "Devlet" çınarını, içten kurtlandırarak çürütmek, iş işten geçtikten sonra da "eyvahh !" demektir...

Yolsuzluk da Türkiye'yimizin adı  Tobago'larla, Doğu Timur'larla, Burkina Faso'larla birlikte anılması;
Ülkemizin her bireyine; ar vermiyor, zor gelmiyorsa, yüreğimizde derin bir "ahh !" dedirtmiyorsa, bu kötü imajdan kurtulmamız da mümkün değil.
O zaman, Yemen'li, Somali'li Güney Sudan'lılarla birlikte yürüyeceğiz demektir. Razımıyız buna ?

En az yolsuzluğun olduğu ülkelerin
Danimarka ve Yeni Zelanda gibi, halkları en zegin ülkeler olduğunu ögrenince, 
bir güzel insan ve O'nun bir sözü geldi aklıma;
hani kaza fotoğrafında ayakkabısının altını delik gördüğümüz, 
vefatıyla çocuklarının tahsilleri sıkıntıya düşecek diye, okul masraflarını arkadaşlarının üstlendiği, bakanlık yapmış vee;
"Bir ülkenin siyasetçileri zenginse, 
milleti fakir kalır" 
Diyen rahmetli Adnan KAHVECİ' ve O'nun bu sözü ...