Fatmagül Abacı
İnsan Ne Yapmaz
Yoruldum demiyorum, bilirim ki yorgunluk dinlenince geçecek. Oysa şu mental yorgunluk zor bir yorgunluk. Kolay geçmiyor. Beyin sürekli meşgul, kaos içinde.Yönetici değilsin,söz sahibi değilsin,bakan değilsin,müsteşar değilsin,ateşe değilsin... cürmün ne? Neyi değiştirebileceksin ? Fikirlerin,bildiklerin yetecek mi seksen milyonu yönetmeye?
Ahkam kesmek günü kurtarmak kolay. Önemli olan sürdürülebilirlik.
Ülke insanlarını kontrol etmek adına hükümetler gerekli tedbiri alırlar. Kontrol dışı hareketler tabi ki cezalandırılıyor. Yasa dışı ,kuralsız ve ahlaksız her tavrı aynı zamanda sosyal yaşamda her olumsuz davranışı takip edip ceza vermek mümkün olmuyor bazen. Ayrıca insanın insana kıymasının bile önüne geçemiyoruz. Olay bitimi suçlu kovuşturuluyor ve yakalanınca cezasını çekiyor.
Bu zayıflık değil sorun arızalı insanlarda. Adaleti kendi sağlamaya çalışanlar kaçacaklarını mı sanırlar? Bir hayatı yok etmek ömrünün bitiminin senin elinden olması kader olmaz. Bu bir seçimdi ve bu seçimin bedelini kanunlar ve sosyal yaşam kurallarına göre ödemeli ki başka birileri bu tür tavır ve davranışlara yelkenmesin. Kimsenin hayatı diğerinin elinde değil. Yaşamı Allah veriyor, almakta Allah’a mahsus.
Biz izmaritleri yerlere, sokaklara atmayın derken, sokaklara tükürmeyin derken boyumuzdan büyük sorunlar var. Elbette biz vatandaş olarak hükümeti eleştiririz. Bize verilen bilgiler ışığında aklımız erdiğince politika yaparız. Kim bilir hükümetin zirvesinde neler oluyor?
Ülke içi sorunlar varken çözüme ulaşması beklenirken kim bilir dış ülkelerle ilişkilerimiz nasıl, neler oluyor? Bilemiyoruz. Sunulan bilgilerle yaptığımız politik konuşmalar birbirimizle dertleşmekten ileri gitmiyor.
Partili değilde partiler üstü düşünmek gerek. Huzurlu bir ülke için kurallara uyulursa ; ister şehirli ister köylü, ister öğretmen ister müdür, ister milletvekili ister bakan olsun kurallar herkes için geçerlidir. Çünkü sosyal yapıyı korumak vatandaşın huzuru ve güvenliği için elzemdir. Vatandaş bunu istiyor sanmıyorum ki hükümet de bunu istemesin. Huzurlu ortamlar huzurlu insanları çoğaltır. Daha az sorunla yola devam edilir.
İnanç olarak baktığımızda gerçi herkesin inancı kendine diyeceksiniz, elbette. Büyük çoğunluk müslüman kitle olarak var olurken inancı örselenmiş insanlarda yok değil. Son zamanlarda dikkatimi çeken inançlardan Deist ve Ataistliğin artması. Müslüman ülke olarak neden böyle artış oldu? Araştırmaya ve kamu oluşturma anlamında bir çabamızda yok. Neden tercihler değişiyor? Bu yola iten ne ?
Eğitim ailede başlar ve okulla ve aileyle de gelişir, şekil alır. Bir şeyler değişiyor ve iyi yönde mi ? Aile yapımızda değişiyor, görevler değişiyor,roller değişiyor aile içinde.
İnsanlar sağlıklı ve huzurlu olsunlar elbette fikirdaşlar bir grup oluşturur yine bir ayrımcılık olur. Bu kaçınılmaz. Çevreye ve insanlara zarar vermeyen fikirler üretilebilir.
Lakin bir atom bombası yapıp insanlığı katletmedikten, bir bir ölüm fermanı imzalamadıktan sonra insanca yaşanabilir dünya olsun çabamız. Yaşadığımız hayat cennet olsun, bu da insanın elinde Azizim !

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.