DEPREMLER, KORONAVİRÜS, MÜSLÜMANLARA ZULÜM VE SAVAŞLAR

2020 yılının girmesiyle dünya üzerinde bir felaketler zinciri yaşıyoruz. Önce depremler ve afetler dünyada ve ülkemizde Van, Elazığ, Malatya’da varlığını hissettirdi. Çin’de ortaya çıkan coronavirüs hızla dünyaya yayılmakta, öldürücü salgın olan hastalık için Çin hala ilaç bulmaya çalışıyor.

Çin büyük bir ekonomi kaybına girdi. Oysa virüsten evvel Çin Devlet Başkanı Şİ, sanki “Benden büyük yok “pozisyonlarına girmişti. Ama Nemrut’a sivrisineğin bela olduğu gibi, Şİ ye de virüs bela olmuştur. Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri kampa alınmış, olmadık baskılara maruz bırakılmıştır. Şimdi topyekûn Çin maskelere büründü, evden çıkamıyorlar, birbirlerinden kaçıyorlar, ölüm korkusuyla hayatları kararmış durumdadır. İşte bu bela ister kuldan gelsin ister başka yerden netice yapılanların geri dönüşü olmuştur. Allah isterse kafiri Müslümana hizmet ettirir.

Çin’de koronavirüs salgını nedeniyle çalışanların maaşlarını ve borçlarını ödemekte zorlanan milyonlarca küçük ve orta ölçekli işletmenin iflasın eşiğine gelmiştir.

Dünyada Müslümanlara zulüm Çin, Hindistan, Arakan, Filistin, Suriye, Yemen’de şiddetle devam ediyor. Libya, Irak, Afganistan, Mısır, Lübnan’da da kargaşalar durulmuyor.

Buzulların erimesiyle dünyada su oranın artacağı ve başta İngiltere’nin sular altında kalabileceği bilim adamlarınca bildirilmektedir. Galiba bir zamanlar başta Müslüman ülkelere büyük zarar İngilizler de yaptıklarının cezasını ödeyecek gibi.

Evanjelikler ve İsrail dayanaklı grupların, Tanrıyı kıyamete zorlama senaryoları ile Rockfeller ve Rotschild aileleri tarafından Dünyaya nizam verilmesi amacıyla birçok insanın öldürülmesi planları bulunmaktadır. İlk hedef Müslümanlar olmaktadır. Arz-ı Mev’ud’ peşinde olan İsrail de Suriye’den sonra Türkiye’ye göz dikecek, ama Türkiye’de hezimete uğrayacaktır.

Onların planı, Allah’ın kaderini değiştirmeyecektir. Ama onlar kendi elleriyle Allah’ın kaderine doğru yaklaşıyorlar.

Suriye demek İsrail demektir. İsrail önce Suriye’de ABD’yi kullandı. ABD, Suriye’den çekilince bu kez İsrail Rusya’yı kullanmaya başladı. İran da İsrail ile bölgede paslaşıyordur.

Montrö Sözleşmesi’ne göre, Türkiye savaş tehlikesi halinde, İstanbul Boğazı’nı askeri gemilere kapatabilir. Bu çerçevede, Rus askeri gemilerine, İstanbul Boğazı’nın kapatılması gündeme gelmektedir.

Her neyse bütün bu olaylar ister senaryo olsun ister doğal olsun topluca kıyamet alametlerini yaşıyoruz. O halde herkes safını bilmeli hazırlığını ahirete göre yapmalı diye düşünüyorum.

Suriye’de savaş kaçınılmaz görünmektedir. Suriye’de olmasaydık, şimdiden Kuzey Kürt bölgesi kurulmuştu. Türkiye hem Libya hem de Suriye’de savaşıyor. Millet olarak daha duyarlı olma dönemine giriyoruz. İçerde birlik, dışarda güçlü olmalıyız. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer IŞIK Arşivi