Fatmagül Abacı

Fatmagül Abacı

Bebek

Kalabalığın içinden sıyrılan genç adam ameliyathaneye doğru hızla ilerliyordu ki, iyi giyimli orta yaşlı bir hanım kolundan tuttu;

-Sakin, lütfen sakin.

Genç adam kolunu bir hışımla kolunu kurtarıp, ameliyathaneye daldı. Hemşireler onu da hazırladılar ve doğumhaneye girdiler. Yavaşça elini tuttu, gözleriyle kendini arayan genç kadının. Vuslata ermişçesine gözleriyle gülümsedi ve elini tutan eli daha sıkı sardı eliyle. Odada herkes kendi işini yapıyordu. Genç adam dalları gökyüzüne bakan genç çınar gibi, ayakları yere sağlam basarak, eliyle sanki cesaretini ve dayanma gücünü beyaz çarşaflar arasında yatan genç kadına iletiyordu.

Zor bir süreç başlamıştı. Her ikisi de ayıktı. Sadece yatanın vücudunun bir kısmı uyuşturulmuştu. Acı duymuyordu. Ama tedirgin bakışları genç adamı yaralıyor ve daha sıkı sarıyordu sevdiceğinin elini. Terini kumaş mendiliyle siliyor;

-Tatlım, biraz sabret. Emin ellerdesin. Ben seninleyim. Birlikte çıkacağız buradan ve yuvamıza döneceğiz, üçümüz. Diyerek eşini teskin etmeye çalışıyordu ve başarıyordu da. Mahsun yüzü öyle hoş bir edayla bakıyordu ki, sanırsın tüm sancıyı o çekiyordu. Tüm müşküllük onundu.Ama yine de duruşuyla doktorun takdirini kazandı.Hatta bir ara doktor;

-İyi ki buradasın, demişti.

***

Dışarıda ki kalabalık bekleyiş içinde birbiriyle sohbet ediyor, hastanenin sessizliğini bozuyorlardı. Bir ara dışarı çıkan yeni doğan çıktı küvezde. Kalabalık “ işte” diyerek peşine takıldı. Lakin kimseye benzetemedikleri yeni doğana şüpheyle baktılar. Bir ara okumuşlardan biri sordu. “soyadı ne ?” deyiverdi. Hemşire “ sizin yeni doğan içerde, henüz.” Tekrar yeni doğan kapısına geldiler.

Nihayet kapıdan çıkan hemşire sesli “bebek Özgül’ün yakınları !”

-Aman da aman saçları annesinden,

-Duruşu babasından

-Bakın dudaklar bakın nasılda oğlumun dudaklarına benziyor.

Hemşire emir almışçasına yeni doğan ünitesine gitti. Kalabalık cama yapıştı. Kimi fotoğraf çekiyor, kimi uzaktan agucuklar gönderiyordu. Temizlenen , ölçülen bebek kundağa sarıldı ve hemşire bebeği cama yakınlaştırdı. Şimdi herkes tam olarak görüyordu. Sevinçten ağlayanlar vardı.

-Çok şükür dedi, babaannesi

-Allah ömürlü etsin dedi anneannesi.

***

Herkes bebekle uğraşırken, ameliyathanede iki güzel insan birbirine bakıp;

-Şükür dediler.

Görev tamamlanmıştı. Baba olan genç adam ve anne olan genç kadın doktorlara teşekkür ettiler.

Odaya çıktıklarında onları bekleyen aileleriyle karşılaştılar. Güneşli güzel bir yaz sabahıydı. Saat 11.20 ve aylardan ağustostu. Sahi bugün ayın dokuzu değil miydi?

-Hoş geldin Atlas, dedi annesi. Hep bir ağızdan herkes aynı cümleyi kurdu. Ne güzel bir gündü. Hava sakin, bebek sakin, kalabalık susmuş, yeni doğanı seyrediyordu. Genç baba yavaşça odadan çıktı, hastanenin balkonundan dışarı baktı. Elektronik sigarasından üst üste iki nefes aldı.

-Şükür Allah’ım çok şükür dedi. Uzaklara baktı. Hastane çok büyüktü. Bu semtin en iyi hastanelerinden biriydi. Şimdi yapacağı ödeme, giderler, topladı, çıkardı kafasında. Önce hastanede ne kadar kalacaklarını öğrenmeliydi. Ama işin zor tarafı bitmişti. Gülümsedi. Özlediği yeni bir insan vardı. Hevesle içeri daldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatmagül Abacı Arşivi