Mehmet TAŞ
ALLAH ADAMI BİR BAŞKAN MUSTAFA POYRAZ’IN SESSİZ İZLERİ

Kahramanmaraş’ın siyasi tarihinde iz bırakan, şehrin ruhuna dokunan insanlardan söz etmek kolay değildir. Çünkü bazı insanlar görevden, makamdan önce insanlıklarıyla hatırlanır. Benim için de böyle isimlerin başında gelir Mustafa Poyraz…
Kendisiyle ilgili bu satırları yazarken ne duygularımın ne de kişisel yakınlıkların kalemime yön vermesine izin verdim. Yazdıklarım tamamen vicdanî bir tanıklığın ürünüdür. Çünkü insan bazen kendi sevdiğini yazar, bazen de herkesin sevmediğini… Ama hakikate sadakat, her şeyin üzerindedir.
BİR ÖĞLE VAKTİ TANIŞTIĞIMIZ O GÜN…
Yıl 1995…
Doğuş Gazetesi çatısı altında hummalı bir çalışma içindeydik. Mustafa Şirin, Hacı Ali Güneçıkan ve birkaç gönül insanıyla haftalık gazete çıkarıyor, o günün koşullarında şehrin gündemini belirliyorduk.
Bir öğle vaktiydi. Yüzünde çaresizlik ve yorgunluk taşıyan bir kadın kapıdan içeri girdi. Çocuğu hastaydı, ilaca para bulamıyordu. Hacı Ali’yle göz göze geldik:
— Hoca, ne yapacağız şimdi? dedim.
— Eczaneden borca alırız Mehmet abi… dedi.
Ve böylece yolumuz Eczacı Mustafa Poyraz ile kesişti.
Sessizdi, ağırbaşlıydı, az konuşurdu ama insanın hâlini bir bakışta anlardı. Gelen her ihtiyaç sahibine, hiç sorgulamadan uzattığı o yardım eli, onun nasıl bir yürek taşıdığını bize daha ilk yıllardan göstermişti.
O gün başlayan dayanışmamız yıllarca sürdü.
Mustafa Poyraz, şiar edinmişti: "İyilik yapılırsa Allah için yapılır."
SİYASETE SESSİZ BİR GİRİŞ, SAĞLAM BİR DURUŞ
1999 yerel seçimlerinde Refah Partisinden Belediye Meclis Üyesi oldu.
2002’de Hanifi Mahçiçek milletvekili adayı olunca Meclis kararıyla Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu.
Sonrasında 2004 ve 2009 seçimlerinde yeniden halkın güvenini kazanarak 12 yıl kesintisiz Belediye Başkanlığı yaptı.
Bu 12 yılda;
- Eleştirdiğimiz işler oldu,
- Yanlış bulduğumuz projeler oldu,
- Şehrin geleceği için itiraz ettiğimiz anlar oldu…
Ama bir şeye asla gölge düşmedi:
“Mustafa Poyraz’ın bir lokma harama tenezzül etmeyeceğine” duyduğumuz güven.
Ben bu şehirde dedikoduya, kulaktan dolma bilgilere asla itibar etmedim.
Belediye Meclisi toplantılarını yıllarca en yakından takip eden gazetecilerden biriydim. O yüzden rahatlıkla söyleyebilirim:
Mustafa Poyraz, namusu, samimiyeti ve Allah korkusu olan bir belediye başkanıydı.
Bazen kızdım, bazen eleştirdim, bazen daha iyisi mümkünken eksikleri yazdım.
Ama bir şeyi hiç inkâr etmedim:
Onun kalbinde bu kente hizmet etme kaygısı vardı.
MAKAMDAN SONRA GELEN SESSİZ SÜKÛNET
Bugün siyasetin dışında kalmış, kendi eczanesinde dostlarıyla çayını içen, sohbet eden bir Mustafa Poyraz var karşımızda.
Ama ben o masanın etrafında oturan insanlardan birinin gözünde bile “kırgınlık” görmedim.
Çünkü o kimseyi incitmedi.
Kimseyi ötelemedi.
Makamı, zenginliği, siyaseti “gösteriş aracı” yapmadı.
Onun için belediye başkanlığı bir emanetti, imtihandı.
Ve o imtihanı alnının akıyla verdiğine inanıyorum.
BİR ŞEHRİN HAFIZASINDA KALANLAR
Aradan yıllar geçti, siyasetin rüzgârları değişti, kadrolar değişti, şehir büyüdü…
Ama bazı isimler hafızada aynı berraklıkla kalır:
Sessizdirler… ama derindirler.
Görünmezler… ama iz bırakırlar.
Konuşmazlar… ama gönüllere dokunurlar.
Mustafa Poyraz da bu şehirde böyle hatırlanan isimlerden biridir.
SON SÖZ OLARAK İSE,
Allah ömür versin…
Allah yolunu, gönlünü açık etsin…
Nice belediye başkanları gelir geçer;
kimileri makamıyla anılır, kimileri eserleriyle…
Ama bazıları sadece insanlığıyla kazınır hafızalara.
İşte Mustafa Poyraz, benim için böyle biridir.
Hoş bir sada bırakmak…
Budur aslolan.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.