Halkın Huzuru ve sağlığı

Hani bir zamanlar, “Sanat sanat içindir” ya da “sanat millet içindir” gibi tanımamlalar yaparak yıllarca uğraştığımız kafa yorduğumuz yeni edebiyatçılar, hececiler, vezinciler kavgaları.

Malum gençlik yıllarımızda edebiyat ve sanat ile uğraş verdiğimiz dönemlerde takip ettiğim eski yazarların bu tartışmalarını bu gün için anlamsız bulduğumu ifade ederken bu tür kavgaları “kayıkçı kavgasına” benzetirim.

Şimdi ben bu tartışmaları farklı bir boyutta farklı bir konu ile ele alarak acizliğimizi ifade etmeye çalışmak istiyorum, müsadenizle!...

ABD’de idam cezası var. Kimse bunu kaldıralım demiyor. ABD en ileri demokrasi ile yöneltilen bir ülke değil mi?

ABD’de en büyük cezalardan bir tanesinin Vergi Kaçırma cezası olduğu yazılıp çizilir. Vergi kaçıranlara doğrudan hapislik verildiği ve bununda para ile tecil edilmediği yazılıp çizilir.

Bu da doğru mu?

Peki bizim ülkemizde bu konular nasıl?

Gelelim bir diğer konuya. Bu sabah İHA’nın yurt haberlerine bakarken Adana’da eşek eti yakalanmış. Şu haber özetine bir göz atarmısınız?

“….Jandarma ekipleri, polis ve Yüreğir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerle birlikte Bahçelievler mahallesinde Ahmet A.'ya ait evin altındaki ahıra operasyon düzenledi. Ekipler, ahırda yaptıkları aramada kesilmeyi bekleyen 41 tane eşek buldu. Kesilecek hayvanlar arasında sıpa ve hamile eşekler olduğu da tespit edildi. Ve 200 kg. eşek ete ele geçirildi!”

Yani vatandaşa kuzu eti diye eşek eti yedirecekler.

Peki bunun suçu nedir?

Bana göre birkaç ay yatar çıkarlar. Ve tekrar kuvvetle muhtemel yakalanan insanlar yine aynı işi yapmaya devam ederler.

Yani bir ülkede var olan kanunlar, halkın huzurunu ve sağlığını korumakta yetersiz kalıyorsa, ne yapmak gerek?

ABD gibi ileri demokrasi ile idare edilen ülkelerde standartlara uygun mal üretmeyen firmalar şikayet edildiğinde milyonlarca dolar tazminat ödemeye mahkum edildiği gibi diğer cezai yaptırımlarda oluyor.

Ya bizde?

Bizim masumiyet mantığımız ile batılıların mantığı aynı değil. Batılı bize telkin ettiği bir çok uygulamayı kendileri ya kaldırmışlar ya da farklı uyguluyorlar.

İyi hatırlıyorum. Portekiz’de 112 yıllık bir karayolu köprüsü yıkılarak bir insan yaşamını yitirdiğinde, dönemin Ulaştırma Bakanı görevinden istifa ederek siyaseti bırakmıştı.

Ya bizde?

On binlerce insan yaşamını yitiriyor. Ama kimse oturdukları koltukları bırakmıyor, bırakamıyor, bıraktırmıyorlar.

Düşünüyorum da, “bir teğmen pimi çekilmiş bombayı askere veriyor ve bomba patlıyor, dört askerimiz yaşamını yitiriyor”

Bu batı ilkelerinde olsaydı ne olurdu acaba?

Bizde ne oldu?

Bir bürokrat görev yaptığı kurumu milyonlarca dolar zarara uğratıyor, yüce divanda yargılanıyor ve hiçbir cezaya uğramıyor. Uğrasa bile birkaç ay yatıp çıkıyor.

Yani bizim ülkemizde devlet adına iş yapan insanlar ne yanlış yaparsa yanına kar kalıyor.

Ne takdirini ne de cezasını alıyor.

Tabii takdir edilmeyen yerde cezada uygulanmaz.

Canı pahasına bir eylem gerçekleştiren polis, asker yada bir vatandaş devleti tarafından Kahraman ilan edilmediğinde o ödüllendirilmediğinde kimse de durduk yerde canını tehlikeye atmak istemiyor.

Bu arada hamasi nutuklarla gaza getirilen, kurşunu yedikten sonra da yüzüne bile bakılmayan vatandaşlarımız da var.

Bir ülkede Devlet vatandaş için var olmalıdır.

Vatandaşın Devlet için var olduğu yerlerde, vatandaşın adı bile kale alınmaz.

Bizim ülkemizde bir insana Vatan haini diyebilmek o kadar kolay ki?

Mantık sığ, mantık klişe olunca, hemen birine bir yafta vurularak toplum dışına itilmek istenmektedir.

Ben buna statüko diyorum.

Ve benim ülkemde bu neredeyse 200 yıldır devam ediyor.

Bir devlette yasalar hazırlanırken bireyin yaşama hakkı en temel kriter olarak ele alınıp ve o yönde düzenlemeler yapılmadığı sürece, o ülkede huzur ve barış tesis edilemez.

Ve bizim ülkemizde huzur ve barışı tesis etmenin bir diğer yolu da idam cezasını yeniden getirmek olmalıdır.

Bunun olmadığı bir yasal düzenlemede bireyin yaşama hakkı tam olarak tesis edilemez.

Bu benim şahsi düşüncem.

Yukarıda sanat sanat içindir yok sanat millet içindir yada yumurta tavuktan mı çıktı. Tavuk yumurtadan mı çıktı kavgası verileceğine önce SİVİL BAĞIMSIZ VE BAĞLANTISIZ bir ANAYASA hazırlanarak milletin önüne sandığın konulması gerekiyor.

Bu yakın bir süre içinde olmazsa, DEMOKRASİ AÇILIMI içi boş bir söz olarak kalır ve ülkede daha ciddi sorunlar baş gösterir.

Bunu görmek için müneccim olmaya gerek yok.

Bunu bizler Anadoludan görüyoruz da Ankara’dakiler görmüyor mu?

Görmüyorlarsa biz eşek etini kuzu eti olarak daha bir süre yiyeceğiz demektir.

Afiyet olsun!....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi