Gelecek kaygınız varsa çalışmayacaksınız!

 

Bu yazımla Adıyamanlılara rahatsızlık vereceğimi biliyorum. Bunu bugün değil, çok uzun zamandır biliyorum ve doğrusu hiç de umursamıyorum.

Yazımı takip edenler “siyasi danışmanlık” yaptığımı da bilir. Diğer danışmanlardan farklı özelliklerimin olduğuna inanıyorum. Elbette her yiğidin bir yoğurt yiyişi varsa, her danışmanın da farklı bir tarzı olmalı.

Konu Adıyaman’sa, benim bir tavsiyem var ve bunu hep yaparım; “Gelecek kaygınız varsa çalışmayacaksınız.” diye…

Eğer gelecek kaygınız yoksa o zaman kolları sıvamaya başlayabilirsiniz…

Eğer Adıyaman’da birkaç dönem görev yapmak istiyorsanız, yan gelip yatacaksınız.

Yok eğer gelecek kaygınız yoksa,

İçine doğduğunuz zor koşulları değiştirmeye azamettiyseniz,

Sizin yaşadıklarınızı, gelecek nesillerin de yaşamamasını ar4zuluyorsanız,

Bunun için de bir daha seçilip seçilmemeyi umursamıyorsanız,

Görev alıp almamanız sizin için bir anlam ifade etmiyorsa,

İdealiniz, hizmet etmekten başka bir anlam taşımıyorsa,

Makamın size değer kattığına inananlardan değilseniz,

Ödün vere vere bir yere gelmeyi marifet de bilmiyorsanız, o zaman çalışın.

Öyle bir çalışın ki, kent sizin gibi çalışkanı görmemiş olsun.

Ama eğer çalışırsanız, başınıza geleceklerden de haberiniz olsun.

Hepsine hazırlıklı olacaksınız.

Yok bana iftira ettiler, yok emeğimi görmediler, yok vefasızlık yaptılar, yok şunu yaptılar, yok bunu yaptılar diye “şikayet” etmeyeceksiniz.

Çünkü, eğer çalışırsanız düşmanınız çok olacaktır.

Çalışmıyorsanız, hem düşmanınız olmaz, hem “oyunuzu arttırarak” bir daha, bir daha seçilirsiniz.

Dedikodu” olur elbet ama bu, sağda solda laf söylemeden öteye gitmez, icraatta bir şey göremezsiniz.

Çalışmıyorsanız, bir daha seçileceğinizden emin olarak, yapılan dedikodulara kulak tıkayacaksınız.

Korkmayın, onlar konuşacak, siz kazanacaksınız.

Onlar konuşacak, siz büyüyeceksiniz.

Onlar konuşacak, siz gücünüze güç katacaksınız.

Zira bu arada boş durmayıp, cebinizi de dolduracaksınız, yakınlarınızı da zengin edeceksiniz.

Siz çalışmadan büyüyeceksiniz, memleket çalışmadığınız için büyümeyecek.

Ama memleketin bir önemi yok elbet, eğer sizin gelecek kaygınız varsa, bu her şeyin üstündedir ve bütün değerleri alaşağı etmeyi bilmeniz gerekir.

Diyelim siz siyasi değilsiniz.

O zaman çok daha rahatlıkla yan gelip yatabilirsiniz, arada bir türkü bile çağırabilirsiniz. Dostlarınızla sohbet edersiniz, bir çalımla zile basıp, orta şekerli kahve söyler, muhabbettin tadından vazgeçemezsiniz.

Hele bir de yemekhanesi olan kurumunuz varsa fazla masrafa da girmeden konuklarınızı ağırlarsınız bile.

Bakın, sizin dostunuz çok olur, “idareci oldu ama Allah var, burnu kalkmadı” diye sizden bahsedecek çok güzel hasletler bulurlar.

Ama eğer gelecek kaygısı olmayan ve aldığı görevi yapmak zorunda olan bir yöneticiyseniz, işte o zaman işiniz zor demektir.

Eşinizi, çocuğunuzu, hısım ve akrabanızı, arkadaşlarınızı, dostlarınızı ihmal edersiniz. Tam bir “görev adamı” olursunuz. Kılı kırk yararak hizmet eder, neyi kazandırayım kaygısıyla koşturup durur, kafa patlatırsınız.

Yaparsınız da…

Ama o zaman bir sabah “şafak operasyonu”yla sizi alaşağı etmenin yolunu bulanlarla karşılaşmanız an meselesidir.

İçi boş iddialarla sizi ve çalışma arkadaşlarınızı zan altında bırakırlar.

Yapmadıklarınıza kimse bakmaz, yaptıklarınıza burun kıvıracak bahaneden çok ne var?

O bahaneler, diğer kurumlarda işe yaramaz, sadece sizde işe yarar. Çünkü siz “çalışmayı” seçtiğiniz için suçlusunuz.

Hem ben size demiştim, “” formülünü hayatınıza düstur edeceksiniz. Neydi bu; Çalacaksınız, Çaldıracaksınız ve Çalışmayacaksınız.

Yok eğer siz formülünü tersinden anlayıp, “Çalmayacağız, Çaldırmayacağız, Çalışacağız” derseniz, baştan kaybetmişsiniz demektir.

***

Adıyaman Üniversitesi eski Rektörü Prof.Dr. Mustafa Gündüz’ün, önceki gün Adıyaman Cumhuriyet Savcılığına verdiği ifadeyi okuyunca, daha önce kendisine hatırlattıklarım aklıma geldi…

Bakın hocam gördünüz mü, ben size demiştim” türü çıkışları sevmememe rağmen, “haklıymışım değil mi?” demek zorunda kaldım…

Burası Adıyaman ve burada çalışanlara yer yok.

Siz “içine doğduğum koşulları değiştirmek” üzere çabaladınız da ne oldu, ö

Eğer bu fikrimde bir tek hatam varsa 59 yıldır bu ilde çalışan ve çalıştığı halde “ödüllendirilen” gösterin.

Yok öyle bir şey’

Ve bu yok oldukça bundan daha ileriye de gidemeyiz.

Sayın Gündüz gibi “çalışmayı” seçen az sayıda insanımız, “kötü örnek” olduklarını artık bilmeleri gerekiyor.

Yani şimdi kötü örnek olmanın ne âlemi var değil mi ama, bakın ne güzel yatıyoruz, yata yata büyüyoruz!

Twitimden seçmeler

İstemeyi bilmeyen, seçmeyi bir türlü öğrenemeyen, her gelenin “sallabaşı al maaşı” yaptığı bir kentte çalışanın pek bir önemi olmadı, olmayacak!

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi