Aday Adaylarına…

Bir yarışın sonunda kazanan da olur kaybeden de. Bazen kazanan, aslında kaybedendir; bazen kaybeden aslında kazanandır. Aday adaylığında da böyle…

Kazanıp kazanmamak, yarışı göğüsleyip, göğüslememekten önce, nasıl bir yol çizdiğiniz önemli.

Çünkü bir hizmete talip olmak, bir görev istemek, bir makama ulaşmak için hangi yolu seçtiğiniz, neleri mubah gördüğünüz, yolu arşınlarken kimlerin kalbini kazandığınız, kimlerin kalbini kırdığınız çok önemli.

Prensip olarak yerel siyaseti gündemime almamaya yoğun gayret gösterdiğimden, bugüne kadar 7 Haziran seçimleriyle ilgili çok yazdığım halde, aday adaylarına yönelik bir tek yazım dahi olmadı.

Şimdi olsun…

Biraz sitem dolu olsun, biraz hak ettiklerini söyleyeyim, biraz takdir edeyim, biraz eleştireyim…

Bir süredir ülkenin bütün gündemini belirleyen, çay sohbetlerinin, misafirliklerin, kısa ziyaretlerin, ayaküstü hal hatır sormaların ve sosyal medyanın en baş konusunu teşkil eden aday adayları dönemi, bugün itibariyle bitiyor.

Bu döneme ilişkin birkaç kelam etmek istiyorum.

7 Haziran’da yapılacak milletvekili genel seçimlerinde partilerin adayları bugün belirleniyor. Şimdiye kadar yarışan aday adaylarından bazıları aday olacak, bazıları da olmayacak.

Bugün saat 17.00’de listeler seçim kurullarına teslim edildiğinde, kimileri hüzünlü olacak, kimileri sevinçli.

Tıpkı aday adayları gibi onu sevenler, taraftarı olanlar, destekleyenler ve yakınları da aynı hüznü veya sevinci yaşayacak.

Ama bir şey hiç unutulmayacak; nasıl bir seçim dönemi geçirdikleri…

Aday adaylığı dönemi, aslında nasıl bir aday olacağının da göstergesidir.

Yine kendisini destekleyenlerin tavırları, davranışları, sözleri de bir aday adayının nasıl adaylık süreci geçireceği, seçilirse nasıl bir yol izleyeceğinin de ipuçlarını verir.

Dolayısıyla siyasi hayatta insanın karakterini ortaya koyan farklı yollardan birisidir aday adaylığı…

Adaylık da öyle aslında…

Aday olduğunda nasıl kişiliğini ortaya koyup, sonucu olgunlukla karşılıyorsan, aday edilmediğinde de aynı olgunluğu gösterebilmektir mesela…

Zordur bilirim…

Ama kişiliğinin oturup oturmadığı, girdiğin yarışta her türlü sonuca tahammülünün derecesini de gösterir…

Ama aday adaylığı süreci çok daha önemli benim için…

Sosyal medyada, hayatın içinde, sahte ve gerçek taraftarlarının sağa sola sataşmasına ne kadar müsaade ettiğiniz, makama ulaşmak için nasıl ayak oyunlarına girdiğiniz, yalan ve iftiralarla bir yerleri etkilemeye çalışıp çalışmadığınız çok önemli.

Oyunu kuralına göre oynadığınızda, kazanamayacağınızı bilseniz dahi, kişiliğinizde taviz vermeyenlerdenseniz, sizi tebrik etmek gerekir.

Merak etmeyin, aday edilmediyseniz bile, yüreklerde yer ettiğiniz kesin.

Çünkü bir siyasinin en büyük başarısı, halkın gönlüne girmesidir, nefretini kazanması değil.

Ancak, bu seçim sürecinde her ikisine de tanıklık ettik.

Kimi bilgisiyle, birikimiyle, edebiyle, duruşuyla, konuşmasıyla, sempatisiyle gönüllerde taht kurdu.

Bugün açıklanacak aday listesinde olup olmaması, benim açımdan “değer” yönünden bir değişime uğramayacak.

Böylesine değerli insanların aday edilmesi, elbette bir kent için kazanımdır, kendisi içinse büyük bir sorumluluğun başlangıcı…

Ama aday edilmemişse bile gönüllerde edindiği yer, elbet onu layık olduğu yere er veya geç taşıyacaktır.

Ya diğerleri…

Gerçek veya sahte isimli taraftarlarının hakaretlerini üzülerek okuduk…

Küfürlerinde yüzümüz kızardı…

Manipüle haberlerinin farkında değiliz sanıldı.

Algı operasyonu yaparak yayılmak istenen listelerden de bilgimiz yok diye düşünüldü.

Sahtelikle başlanan yolda, dürüstlüğün olmayacağını biliyor, üzülüyorduk.

Tahammülsüzlüğün son raddesine gelenin, nasıl hoşgörüyle siyasi çalışma yapacağını bilmiyorduk.

Biz bilmiyorduk ama bugün saat 17.00’de onlar öğrenecek…

Bir makama ulaşmak için her şeyi mubah görmenin yanlışlığını.

“Şimdi yeniden aramızdasınız, hoş geldiniz” diyeniniz varsa ne mutlu size…

Ama benim kazancım, bu süreçte “adam gibi adam” olanları tanımam oldu. Onlar “ben de varım” demeselerdi, belki de değerlerimizin farkına varamayacaktık.

Siz, zaten kazandınız, kaybetseniz de üzülmeyin…

Tweetimden seçmeler

Öğretmeni kıyafetinden dolayı azarlayan Yalova valisine sert tepkiyi gösteren bizler, hep insanları kıyafetleriyle yargılayan değil miydik?

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi