Her şeyi deneyen, her şeye doyan varlıklı insanlar yeni bir arayış içerisine girdi. Bu arayış az ve ergonomik olan eşya ve küçük alanları tercih etme olarak karşımıza çıktı.

Batı da ve Uzakdoğu da minimalizm olarak ortaya çıkar iken bizim medeniyetimizdeki kanaat ile karıştırıldı.

Oysa kanaat, varlıkta ve yoklukta hoşnut olma, İsrafın önlenmesi, yoklukta yetinme halidir.

Minimalizm denen bu akım, bir taraftan da doğada macera arayışı olarak karşımıza çıktı.

Minimalizm yeni yaşama biçimi iken, kanaat ise her zaman yaşam biçimidir:

Uzak Doğulular ve Batılılar, zaman zaman sıkılganlıktan kurtulmak için farklı şeyler denerler.

Minimalizm de bir sıkılmanın ve yeni macera arayışının sonucudur.

Minimalizm özellikle aile olamayan, gündelik ilişkiler yaşayan ve özellikle gençler arasında yayılan bir akım olarak karşımıza çıktı.

Kanaat, sorumlu bireyler tarafından hayata indirgenen bir tavır iken; minimalizm genelde sorunlu bireylerin, etraflarındaki eşyaları azaltma ve mekânları küçültme halidir.

Minimalizm geçici bir heves iken, kanaat yaşam biçimidir:

Minimalistler, yaptıklarını bir ideal olarak yapmaktan ziyade, bir heves olarak yaparlar. Minimalist yaşayanların büyük çoğunluğu bunu sürdüremiyor ve eski yaşantılarına geri dönüyorlar. Çoğu kişi bu işe bir heves ve heyecan ile başlıyor.

Minimalizm lüksün küçültülmüş hali iken, kanaat savurganlığa açılan savaş ve olanla yetinme halidir.

Artık büyük mekânlarda büyük işler yapılmıyor. İş, çoğunlukla evlerden, küçük ofislerden, karavanlardan çalışma şekline dönüştü. Günümüzde E-ticaret, ofis işleri rahatlıkla uzaktan idare edilebiliyor.

Minimalizm savurganlığı azaltmıyor. Sadece alanları küçültüyor. İşe yaramayan eşyaları ortadan kaldırıyor.

Minimalist olan paylaşmaz; kanaat eden paylaşır:

Minimalistler; kıstıkları, azalttıkları eşyaları paylaşmazlar. Ya depolarda saklarlar, ya da satarlar.

Kanaat edenler ise; var olan ile yetindikleri gibi fazla olanı da paylaşırlar.

Minimalizm varlığın içinde küçülmedir, kanaat varlıkta ve yoklukta dengedir:

Allah, yarattığı her varlıktan, eşya ve mekândan faydalanmamızı ister. Çünkü yaratılmışlık boşuna değildir.

Allah zenginliği haram kılmış olsa idi, zengin kimsenin zekât vermesini emretmezdi. Mesele zengin ya da fakir olmak değil. Fakirlikte ve zenginlikte gösterdiğimiz tavırdır.