Mesut Bilal Buğday

Mesut Bilal Buğday

Bizde Misafir “Rahmet” Batıda “Zahmet” Demek

Eski Maraş'taki misafirlik ile Batı'daki misafirliği kıyasladığımız zaman, iki millet arasında büyük bir fark olduğunu görüyoruz

Bizim toplumumuz yaşayışını, İslam inancına göre şekillendirir. Misafirlik anlayışımızın temelinde de inancımızın ışığı vardır.

Bizim toplumumuz evine misafirin gelmesinden hoşnut olur ve gelen misafiri Hak misafiri olarak kabul eder. Eve gelen misafirle birlikte evin bereketinin artacağını ve eve rahmet ineceğini düşünür.

Batı toplumunda ise; misafir demek zahmet ve külfet demektir. Kapitalist anlayışta; misafirin gelmesinde rahmet ve bereket düşüncesi yoktur. Aksine sadece tüketmek ve zarara girmek vardır. Batı toplumunda misafir hep tüketicidir. Maddiyatı ve zamanı tüketir. Hatta Batılının konforunu bozar.

Bizim medeniyetimizde misafir evde ağırlanır ve misafire sunulacak ikramı ev sahibesi hazırlar. İkramı bakkaldan ve çarşıdan almak ayıp sayılır. İkram çarşıdan alındığı zaman misafirin önemsenmediği kabul edilir. Çünkü ev sahibi misafiri sevdiğini ve misafire ilgi gösterdiğini yaptığı hazırlıklardan ve ikramdan belli eder. Burada aslolan pahalı ikramlar hazırlamak ve sunmak değil, misafire önemsendiğini hissettirecek ikramları hazırlamaktır.

Batıda ise misafir dışarıda ağırlanır. Yemek dışarıda lokantada yedirilir. Konaklamak için ise otel kullanılır. Misafir dışarıda ağırlandığı için ev sahibi emek noktasında hiç bir zahmete girmez. Misafiri Hak misafiri olarak görmediği için, misafirin rahmet ve bereket vesilesi olacağını da düşünmez.

Bizim medeniyetimizde misafir evde ağırlanmak zorundadır. Ve ev sahibi gelen misafirinin rahatını sağlamayı üstüne bir borç olarak kabul eder. İmkânları mucibince gelen misafirini rahat ettirmeye çalışır. Misafire konforu değil rahatlığı temin eder. Evin en güzel yeri misafire ayarlanır ve ikramların en güzeli misafire sunulur.

Batılılarda misafir çok nadir evde ağırlanır. Ağırlandığı takdirde de yemek dışarıdan söylenir. Dolayısıyla ev sahibinin özel bir yemeği yoktur. Dışarının özel diye sunduğu yemekleri misafire sunar.

Bizim medeniyetimizde misafir evde özel bir intizamla misafir edildiği gibi, evin çocukları da misafirlere ayrı bir ihtimam gösterir.

 Misafirin ağırlanması kadar misafirin uğurlanması da özel bir öneme sahiptir. Misafir kalkmak istediğinde, misafire memnuniyet belirtisi olarak “tekrar bekleriz” “her zaman kapımız açık” şeklinde ifadelerde bulunulur. Ve misafir kapının dışına kadar uğurlanır. Hatta vesaitine binip uzaklaşıncaya kadar kapının dışında beklenir.

 Batı toplumunda misafiri uğurlama anlayışı yoktur. Hatta misafir yanlarından kalkıp giderken ev sahibi çok fazla rahatlığını bozmaz. Uğurladığı misafire de hayır temennileri ve dua etmek yoktur.

Batı toplumunda misafir eve gelmiş ise, misafir kim için gelmiş ise misafirle sadece o ilgilenir. Yani misafir evin babası için gelmiş ise, çocuklar kendi dünyalarından çıkıp misafirle ilgilenmez. Yani misafir ailenin tüm bireyleri ile muhatap olmaz. Daha doğrusu olamaz.

Batı toplumunda herkese ayrı oda anlayışı, kişileri bireysel hareket etmeye itti. Daha sonraki süreçte ise, hem bireysel hem de sanal kişilikleri ortaya çıkardı.

Her ne kadar bizlerde batının rüzgârına uğramış olsak da, ancak köklerimiz sağlam olduğundan dolayı ayakta kalmaktayız.

Muhabbetle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Bilal Buğday Arşivi