Atatürk ve Türkiye

Mustafa Kemal’i gördüm düşümde.

Daha diyordu.

Uğruna şehit olasım geldi hemen.

Sabaha diyordu.

Al bir kalpak giymişti al.

Al bir ata binmişti, al

Zafer ırak mı? Dedim

Aha diyordu.

 (Fazıl Hüsnü Dağlarca )

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK, yalnızca bir asker, komutan, diplomat, politikacı ve devlet adamı değildi,O bir düşünürdü de. Onun ulusumuzun toplumsal yapısı, uygarlık ve çağdaşlık anlayışı, dinsel inancı ile “TÜRK” ve “İNSAN” olmanın anlamı konusunda yazdığı kimi yazılar, yaptığı konuşmalar üzücüdür ki, Türk halkına ulaştırılmamıştır. Türk halkının büyük bir bölümü bu nedenle, Mustafa Kemal ATATÜRK’ü tanıması gerektiği düzeyde tanıyamamış, anlaması gerektiği düzeyde anlayamamıştır.

Ancak ölümünden bu zamana 85 yıl geçmiş olmasına rağmen. Onun sevgisi ve ışığı Türk halkının yüreğinde, eksilmeden ve sönmeden zirvelerden inmemiştir. Ve de inmesinin mümkünatı yoktur. ÇÜNKÜ O ATATÜRK’tür. Çünkü O, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin teminatıdır. O yüce insanın fikirleri ve devrimleri yurdumuzun bölünmez bütünlüğünün kilit taşıdır. Nasıl ki tarihi kemer yapılı binaların ayakta kalmasını sağlayan mimari özelliğini en temel yapısı kilit taşlarıdır. Bu kilit taşını çektiğin zaman o koca yapı yerle bir olur. İşte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kilit taşı da ATATÜRK’tür. Atatürk’ü çekersen bu muhteşem devletimiz dünya tarihinden silinir. 

Onun içindir ki Atatürk birliğimizin, güçlülüğümüzün, bağımsızlığımızın, simgesidir. Onun içindir ki Atatürk’süz bir Türkiye MANKURTLAŞMIŞbir insana benzer. *(Kırgız asıllı yazar Cengiz Aytmatov’un ‘‘Gün Olur Asla Bedel’’ isimli romanında geçen bir efsanede barbar Juan-Juanlar’ın Orta Asya bozkırlarını işgal ettikleri dönemde, tutsaklarına korkunç işkenceler yaptığı, bu işkence yönteminin insanların hafızasını yitirmesine, deli olmasına sebep olduğu anlatılmıştır. Mankurtlaştırmaolarak tanımlanan bu yöntemde barbar Juan-Juanlar, önce esirin başının kazınıp, saçlarının tek tek kökünden çıkardıkları, daha sonrasında taze kesilmiş devenin derisinin en kalın yeri olan boyun kısmı esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sarıldığı anlatılmıştır. Efsaneye göre bu işkenceye maruz kalan tutsaklar ya ölür ya da hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir mankurt yani geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş. Bir mankurt kim olduğunu, hangi soydan, hangi kabileden geldiğini, anasını, babasını çocukluğunu bilmezmiş.)

Öyle ise Atatürk’ün bütün ilkelerine sahip çıkalım ve hayatımızın her dilimine, nakış nakış işleyelim.

85 yıldır, onun fikirlerinin ışığı, sömürgeci ülkelerin yurdumuza getirmek istedikleri karanlığı yok etmekte ve de etmeye devam edecektir. Çünkü Atatürk bu güzel yurdu, sizlere yani gençlere emanet etti. Sizler hepiniz ATATÜRK MEŞALESİSİNİZ, bu meşaleler yandığı sürece, karanlıklar yurdumuzun kenarına bile uğrayamayacaktır. Çünkü her meşale ATATÜRK’tür.

Mustafa Kemal Atatürk, 1923 yılında yani 100 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurduğunda bu devletin bütün unsurlar ile bir bütün olduğunu şu tarihi vecizesi ile belirtmiştir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’Nİ KURAN

TÜRKİYE HALKINA, TÜRK MİLLETİ DENİR.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

Ve 10 Kasımlar, bir yas günü değildir, 10 Kasımlar o büyük insanın fikirlerine ve emanetlerine teşekkür ettiğimiz gündür. 10 Kasım 1938 Atamızın biyolojik bedenini bizden almış olabilir, ama fikirlerini, ilkelerini bizden asla ama asla bizlerden alamadı. Almasının da imkanı yok. İşte ispatı; eğer alsaydı bugün 10 Kasım da Atatürk’ün ışığının altında burada olmazdık. Burada o büyük insanı yâd ediyor ve saygılarımızı sunarken, bir kez daha hepimiz ATATÜRK’üz diyoruz.

TEŞEKKÜRLER ATAM..!!!

Sen bitmiş bir imparatorluğun küllerinin içinden, çağdaş modern Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurdun ve bizlere yurt verdin.

TEŞEKKÜRLER ATAM..!!!

Bizlere batıcı değil, batılı medeniyetin ne olduğunu öğrettin.

TEŞEKKÜRLER ATAM..!!!

Türk Milletine, pranga vurulamayacağını tüm dünya gösterdin.

TEŞEKKÜRLER ATAM..!!!

“Yurtta barış, dünyada barış” sözünün sahibi olan Atatürk, toprak büyütme heveslisi olmayan, mecbur kalınmadığı sürece savaşı cinayet olarak kabul eden bir liderdir

“Yurtta barış, dünyada barış” sözünün önemini günümüzde daha iyi anlıyor ve komşu devletlerin düştüğü durumları görünce,  bizleri vatansız bırakmadığın için sana şükranlarımızı sunuyoruz.

 TEŞEKKÜRLER ATAM

Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmayı hedef gösteren Atatürk, eğitimle ve eğitimin milli olması ile de yakından ilgilenmiştir. Milli Eğitimi güçsüz olan bir milletin gelişimini tamamlayamayacağını düşünen Atatürk’e göre: “EĞİTİMDİR Kİ BİR MİLLETİ YA HÜR, BAĞIMSIZ, ŞANLI,YÜCE BİR TOPLUM OLARAK YAŞATIR; YA DA BİR MİLLETİ ESARETE VE SEFALETE TERK EDER.” Onun içindir ki en büyük savaşını cehalete karşı açmıştır.  

Yüzyılların pek nadir olarak yetiştirdiği dâhilerden olan Mustafa Kemal Atatürk’ü, hayata veda edişinin 77 yılında rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğilirken, Fikirlerin ve ilkelerin bizlerin rehberi olmaya devam edecektir.

TEŞEKKÜRLER ATAM..!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi