Sarı Öküz Hikâyesi Ve Millete Kumpas Kuranlar

Aslan ile Sarı Öküz arasında yaşandığı öne sürülen bir efsane var. Bu efsaneden alınacak kıssaları ve hisseleri düşünürken Türkiye'nin son on yılı hafızamda film şeridi gibi gelip geçti işte.

Aslen Nurhaklı olan bir tanıdığım Malatya'da bir kaç yıl önce polis sınavlarına girmiş sonrasında da Kahramanmaraş'a gelmişti. Evde akşam yemeği yerken, ya abi: -cemaat referansım olsaydı bende geçmiştim. Elbistan'da tanıdıklarım hep başarılı oldu demişti.

Çok sert tepki vermiş ve kızmıştım. Oysa bu gün aynı düşüncede değilim. KPSS soruları, ÖSS, ÖYS sınavları ile ilgili yıllardır konuşulanları şimdi alt alta üst üste getirdiğimde farklı duygu ve düşünceler içindeyim.

Kahramanmaraş'ta son yıllarda cemaat adı verilen yapının mahalle baskısı şeklinde kendini nasıl hissettirdiğini, Devlette başı sıkışan, Devlete işi düşenlerin bir cemaatçi referansı bulmak için kapı kapı dolaştıklarını hepimiz biliyor ve hatırlıyoruz.

Ergenekon, Balyoz, KCK, Hanefi Avcı, Ahmet Şık, Nedim Şener olaylarını şöyle bir hatırlayalım.

Hangi gazetelerin iddiaları çarşaf çarşaf yayınladığını, hangi TV kanalının bunlar ile ilgili algı yönetimi yaptığını şöyle bir hatırlayalım.

Ülkemizde son yıllarda toplum mühendisliği alanında ciddi sorunlar yaşıyoruz. Kim kime nasıl ve neden saldırıyor?

MİT'e Hakan Fidan'ın atandığında, İsrailli yetkililerin Hakan Fidan ile ilgili açıklamalarını hepimiz okumuştuk.

İsrail Hakan Fidan'dan neden bu kadar rahatsızlık duyduğunu hala anlamış değilim. Hakan Fidan'dan cemaatinde rahatsızlık duyduğu ayyuka çıkmış durumdadır. İrancı falan şeklinde yazılıp çizildiği de malumdur.

**

Şimdi bu konunun Sarı Öküzle bağlantısına gelelim istersiniz;

Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

 "SUÇ HEP O SARI ÖKÜZ''DE..."

Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:

"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."

Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

"AFERİN SİZİ KUTLARIZ!"

Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk''u istemişler:

"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."

Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"

 

Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar.

Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.

Boz Öküz, Benekli Öküz''ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli "Biz" demiş, "Sarı Öküz''ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı.."

**

Sarı Öküz hikayesini okudunuz. Sanırım 7 Şubat'ta bir eylem yapıldı. Başarılı olunsaydı bütün kaleler gidecekti.

Hükümet sağlam durdu. Sonrası malum. Yolsuzluk iddiası ve Halkbank olayı. Halk Bank olayının neden tertiplendiğini isterseniz şöyle bir hatırlatmaya çalışalım.

Türkiye- İran arasında ekonomik işleyiş devam ediyor. Ama Türkiye İran'a konulan amborgolara da uyuyor. Karşılıklı barter tarzı bir alışveriş geliştirilmiş bunu da ülkeler arasında değil insanlar arasında yapıyor.

ABD'de konu gündeme geliyor. Temsilciler Meçlisi üyeleri bunu ABD Başkanına mektupla bildiriyorlar. Bunlar bizim gazete ve TV'lerimizde de haber olmuştu. Türkiye'de 2008 krizi teğet geçti ama ortaya da bir sürü kumpaslar çıktı.

Hükümet Sarı Öküz hikayesindeki gibi davranmış ve 7 Şubat krizinde sağlam durmamış olsaydı, bu gün hangi durumda kalırdık acaba? bunu sorgulayanlarımız var mıdır?

**

Ülkücü kökenli olarak bildiğimiz hemşehrimiz Hanefi Avcı yazdığı kitap sonrasında Devrimci Karargah Davasından tutuklandığında hepimiz şaşırmıştık. nasıl olur demiştik.

Bu gün bu olayları ve kumpas kuranları görüyoruz. Millet dimdik iktidarın ardında duruyor, dün kumpas kuranların bu gün mazlum edebiyatına soyunmalarına, demokrasi havarisi kesilmelerine de kimse itibar etmiyor....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi