Partizanlığa Hayır!...

Kahramanmaraş’ta 1980 yılından bu yana bu kentin seçim süreçlerini takip eder ve kalem oynatırız. Bu seçim bundan önceki hiçbir seçimlere benzemeyen özellikler arz ediyor. Bu seçimlerde her an her şey olabilir. Ve seçim Ak Parti için de çantada keklik değil.

Dün akşam ofiste biraz fazla kaldım. Çünkü seçime katılan siyasi partilerin listelerinin e.maillerimize düşmesini bekledik. Saat 17.07 gibi Ak Parti’nin listesi bize ulaştı. Ak Parti seçim komitesi ve medya sorumlularına buradan teşekkür ediyorum. İşi düzenli, çabuk ve ilkeli yürütüyorlar.

MHP İl Başkanı Mustafa Bastırmacı’yı telefonla aradım. Sonra Onikişubat Belediye Başkan adayı Yusuf Temizkan’ı aradım. Ancak metropol iki ilçemizin listesinin e.mailimize saat 22.00 gibi düşebildi. Şu saat oldu MHP’nin bütün ilçe listeleri elimize ulaşmadı. MHP’nin medya sorumlularını buradan eleştiriyorum. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere birçok ilçe Belediyelerinde iddialı olarak seçime giren bir parti listeleri bile zamanında medya kuruluşlarına gönderemiyorsa, birileri aynaya bakmalı ve kendilerini sorgulamalıdır.

CHP İl Başkanı Esat Şengül’ü aradım. Listelerin karışık kuruşuk ancak fotoğraf geldi. İşin içinden çıkamadık ancak bu sabah iki metropol ilçeyi haber olarak verebildik.

CHP Türkiye’de MHP ise yerelde ana muhalefet partisidir. Medya ile ilişkilerini gözden geçirmeliler. Yetki verdikleri basın danışmanlarının seri ve hızlı çalışma yapmalarını sağlamalıdırlar. Bunları Büyükşehir adaylarına havale ederek işin kolaycılığına kaçmamalıdırlar.

**

Yukarıda birkaç saat içinde yaşadıklarımı ve partilerin medya açısından eksikliklerini sıralamaya çalıştım.

Bizlere ak Parti’nin borazanlığını yaptığımızı face ve diğer sosyal medya organlarında bilen bilmeyen eleştiriyor ve bu eleştiriler çoğu zamanda hakaret boyutuna varıyor. Şu meşhur internet yasası var ya, işte bu yasa bizlere hakaret edenleri de kapsıyor. Tabii bazılarını mahkemeye vermeyi de düşünmüyor değilim.

TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin davet edilmem halinde etkinliklerine katılıyorum. Davet edilmediğim bir etkinliğe de gitmiyorum. Ajans abonesiyiz. Ne kadar servis yapılıyor ise bizde o kadar yayımlıyoruz.

Ancak bize e.mail yoluyla ulaşan bütün siyasi partilerin emeklerine saygı gösteriyor ve olayları haberleştirerek kamuoyu ile paylaşıyoruz. Yani bir gazetece olarak kişisel tercihlerimiz olsa bile mesleğimizin namusunu ön planda tutarak ne yandaş, ne muhalefet ne de candaş bir yayın politikası da izlemiyoruz. Haberlerimizde, haberi; haber namusu içinde yayınlıyoruz. Köşe yazarlarının görüşleri kendi kişisel görüşleridir. Köşe yazarlarının face ve sosyal paylaşım sitelerinde paylaştıkları görseller, yorumlar kendilerini bağlar. Ne beni ne de bu siteyi bağlamaz.

“Ne uşak oluruz, ne de uşak kullanırız” bu sitemizin yayın politikasının esasını teşkil eder.

Siyasi partiler ile ilgili bize ulaştığı kadar haber yaparız. Ne bir siyasal partinin borazanlığını yaparız ne de seçim sürecinde belden aşağı eleştiri yaparız. Seçmeni oy verme noktasında etkileyecek, yönlendirecek maniplasyonlardan uzak durmaya gayret ederiz. Çünkü bu ülke ne çekiyorsa; bölücülükten çekmektedir.

Bölücülük sadece etnik kimliğe dayalı bir hadise değildir. Eğer bir şehirde, bir köyde, bir mahallede insanların camileri bile neredeyse basit parti düşüncesi ya da başka bir sebepten dolayı ayrılma noktasına gelmişse bu hareketlerde bölücülük noktasında değerlendirilmeli ve önlem alınmalıdır.

**

Siyasi partilerin seçmen taraftarları özellikle sosyal medyada bizleri haklı haksız eleştireceklerine, taraf olduğu siyasi partinin medya ile ilişkilerine bakmalıdır.

Eğer parti haber yapacak unsurları öne çıkartacak sosyal olgulardan uzak ve söyleyecek bir sözü yok ise gazeteci haberi nasıl yapacaktır? Sitede yer alan seçim 2014 bölümüne baktığımda, bize ulaşan, bizim ulaşabildiğimiz bütün siyasi partiler ile ilgili haberleri yaparak kamuoyu ile paylaştığımız görülecektir.

Özel numaralar ile bizleri arayarak aba altından değnek göstermek, face sayfalarında abuk sabuk yazarak hiçbir siyasi parti bizi ne kendine çekebilir ne de korkutabilir.

Bir siyasi partinin militanlığına soyunan ve kendini bir şey sanan insanların lafı ile hareket edecek değiliz. Allah’ın verdiği canı da ancak Allah alır.

Bizler gazetecilik namusu içinde lafı eğip bükmeden ama haddimizi de bilerek yazıp çizmeye de devam edeceğiz.

Hiç kimsenin Allah’ın bize verdiği rızkı da ömrü de almaya gücü yetmez.

Bu günden itibaren TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler, partilerin çıkardığı adaylar ve meclis üyelerine yönelik eleştirilerimizi yazarken kimse de bize ahkam kesmeye kalkmasın, yazdıklarımızda yanlışlık olursa, hakaret olursa ya mahkemeye versin ya da TİB’e başvursun. Ama aba altından değnek ve tehdit etmeye de kalkışmasın. Biz bu tehditleri yiyecek yaşı da çoktan geçtiğimiz gibi kulak da asacak değiliz. Ama aynı sertlikle de cevap veririz buna her türlü gücümüz de vardır….

Bu güne kadar ne bir siyasi partinin ne de bir şahsın ne uşaklığını yaptık ne de yalakalığını yaptık!...

Bunu kamuoyu ile paylaşmayı bir görev sayıyorum. Herkes haddini bilmelidir!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi