Bekir Doğan
S-400 mü? Patriot mu?
Sevgili okurlarım,
Ortadoğu son günlerde yeniden ateş çemberine dönmüş durumda. İsrail, adeta kudurmuş bir köpek gibi, çevresindeki her ülkeye saldırıyor. Son iki gün içinde Suriye, Lübnan, Yemen ve Katar’ı hedef aldı. Bu saldırgan tutumun nereye kadar devam edeceğini kimse kestiremiyor. Ancak şu bir gerçek ki İsrail’in hedefleri arasında Ürdün, Mısır ve Türkiye’nin adı da geçiyor.
Türkiye’nin S-400 Kararı
Hatırlayalım… Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini alma kararı verdiğinde içerideki muhalefet büyük tepki göstermişti. AB ve ABD ise adeta ayağa kalktı. O günlerde “Türkiye yanlış yapıyor” diyenler oldu. Muhalefet karşı çıktı.
Peki sonuç ne oldu? Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki Cumhurbaşkanımız doğru bir hamle yapmış. Çünkü bölgede “Patriot” sistemleri olan Katar, kendi topraklarını koruyamadı. Bombalamaya gelen uçakları düşüremedi, sistemler devreye girmedi. Yani Patriot’un kağıt üzerindeki etkisi sahada çalışmadı. İşte tam da bu nedenle S-400 kararı Türkiye’nin güvenliği açısından stratejik bir dönüm noktasıdır.
İsrail Türkiye’ye Ne Yapabilir?
Türkiye, İran, Irak, Suriye, Katar ya da Yemen gibi değil. Biz, bölgesel güç olmanın ötesinde küresel aktör konumundayız. İsrail bunu çok iyi biliyor. Türkiye’ye doğrudan bir hava saldırısı yapamaz, yaparsa bu kendi sonunu getirir.
Olası senaryolar nedir? İsrail, Türkiye’ye karşı sadece asimetrik yöntemlere başvurabilir:
Canlı bombalar,
Küçük çaplı terör saldırıları,
Siber saldırılar.
Bunların dışında Türkiye’ye karşı büyük çaplı bir savaş açma ihtimali yoktur. Çünkü İsrail de bilir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir.
Yerli ve Milli Hava Savunma
Bugün sadece S-400’e değil, aynı zamanda yerli ve milli hava savunma sistemlerine de sahibiz. Hisar-A+, Hisar-O+, Siper gibi sistemler artık envantere girdi. Her ne kadar testler sırasında bazı aksaklıklar yaşansa da sonuçta “Türkiye’nin kendi Demir Kubesi” kurulmuş durumda.
Bunlara ek olarak:
Milli savaş uçağımız KAAN, hangardan çıktı.
Yerli radar sistemlerimiz geliştirilmekte.
İnsansız hava araçlarımız zaten dünyada ses getirdi.
Yani hava savunmamızda ve hava gücümüzde adım adım yerlileşme gerçekleşiyor.
Asıl Soru: NATO Kimin Yanında?
Burada asıl mesele şu: Eğer bir gün Türkiye ile İsrail karşı karşıya gelse, ABD ve AB ülkeleri, NATO müttefikimiz olarak bizim yanımızda mı durur yoksa İsrail’in mi?
Tarih gösteriyor ki Batı, kritik anlarda İsrail’den yana tavır alıyor. İşte bu yüzden Türkiye kendi göbeğini kendi kesmek zorundadır. “Dünya beşten büyüktür” derken kastedilen de tam olarak budur.
Sonuç: Sabır ve Güçlü Savunma
Sevgili okurlarım, Türkiye’nin güvenliği için hava savunma sistemlerimizi güçlendirmek, yerli-milli savaş uçaklarımızı seri üretime geçirmek şarttır. Bunun için biraz daha sabır gerekiyor. Unutmayalım, bağımsızlık güçlü savunmadan geçer.
Hayırlı Cumalar diliyorum.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.