Zekeriya Çakabey

Zekeriya Çakabey

İNSAN VE EĞİTİM

Dünya’nın bilinen ünlü hatiplerinden tutunda; adını bildiğimiz veya bilmediğimiz siyasetçilerine, yazar, şair, sanatçı ve toplum bilimcilerine; mühendis, avukat, doktor, öğretmen ve adlarını sayamadığımız her türlü insan ve meslek guruplarına kadar herkesin her alanda, “güzel toplum,” “güzel insan,” konularında konuştuklarını, yazdıklarını, resimler ve buna benzer işlevlerle insan ve insana dair bir icraatın içinde bulunduklarını görürüz.

      Dünden bugüne tarih sayfalarına baktığımız zaman, övgüyle sözünü edeceğimiz (milli tarihimizde olsun ya da dünya tarihinde) insanlık adına gurur duyacak olay örneklerine de rastlamak mümkün. Ancak bu olayların ötesinde akıllardan çıkmayacak katliamların olduğu, günümüz dünyasında da her gün yeni katliamlara rastlamak ve hava raporu dinler gibi ölüm haberleri dinlemekte sıradanlaştı. Bu olaylar yapılırken de “güç bende istediğimi yaparım,” zihniyetiyle işgallerin meşru gösterildiği ve emperyalizmin, büyük bir çoğunluk tarafından kabul görmesi de gözlerden kaçmıyor. Emperyalist işgaller ve zorbalıklar, kendi gibi emperyalist devletler tarafından, “karşılıklı şura senin, bura benim,” paylaşımıyla hoş görülürken de diğer zayıf konumda olan devletler tarafından korkunun sindirmesiyle, emperyalizmin elinde şamar oğlanı olmaktan kurtulamıyorlar. Bazı devletlerin haklı söylemleri, çok cılız ve göstermelik kalıyor bence.

      Dünya devletlerden; devletler, milletlerden; milletler de insanlardan oluşur. Toplumu oluşturan bireylerin her alanda belli bir seviyeye gelmiş olması, yaşadığı toplumda daha seviyeli ilişkileri ve bakış açısını getirmez mi? Nitelikli insanların oluşturduğu toplumların çoğunluğu aynı kültür düzeyine sahipse, bunun devletlere yansıması da aynı seviye de ve kaliteli olacaktır.

      Bazı ülkelerin okur- yazar ve kitap okuma oranının yüzdesinin düşük olduğunu varsayalım. Kendini dünya kültür merkezi olarak gören ve kendi milletlerine ait dünya klasiklerini çağdaşlıkta referans olarak gösteren bazı devletlerde aydın ve elit geçinen kesimlerin dünya zulümleri, haksız işgaller ve sömürü düzeninin acımasızlığı karşısında sessizliğini de nasıl değerlendirmek gerektir, size bırakıyorum.

    Ya da başka bir deyişle okuduğu ve yaşadıklarını içselleştiremeyen, aile olma kutsiyetini çoktan kaybetmiş; dünyanın tüm nimetlerine sahip olabilen, ama ana- baba sevgisinden ve özgüveninden yoksun; bilen ama hissetmeyen, bakan ama görmeyen; duygusuz elit ve çağdaş insan tipleri mi yetişiyor dünyada yoksa?

    Eğitim ve akademik başarı, değişik meslek guruplarında farklı yönleriyle masaya yatırılırken ve bu konuda sayısızca kitaplar, filmler ve sosyal ve kültürel etkinlikler ortaya konulurken, dünya düzleminde gelinen nokta kendini açıkça ortaya koyar.  Ölümden başka her şeye çare zirvesi bile başlamıştır artık. Tüm bunlara karşın, katliam ve haksızlıklar karşısında ki duyarsızlık, akademik başarının aksine eğitimin sınıfta kaldığının göstergesi, insanlık adına hepimizi derinden yaralamaz mı dersiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zekeriya Çakabey Arşivi