HOŞ GELDİN MEVLÜT BAŞKANIM

  Alışacağız hoş geldin ve güle güle demelere . Metal yorgunluğundan öte bir şeyler var gibi işin içinde. Baksanıza olmadık yerlerden çıkan dumanlar önümüzdeki günlerde çorap söküğü gibi gelişmelerin olacağını haber veriyor. Ak partinin 6-8 ekim Afyonkarahisar kampı bir çok şeye gebe gibi.

  Mevlüt başkanımı sıcak yuva vakfında  birlikte  çalıştığımız günlerden tanıdığım için hakkında çıkartılan dedikoduları önemli bulup detayına bakmaya gerek bile duymadım . Ağzı olanın  zekasına güvenerek akletmeden konuşabildiği bir ülkede yaşadığımız bilinci ile ürüyen itlerden gelen  kaynaksız ,mesnetsiz zırvalara kulaklarımı tıkayarak aklımla hareket etmeye çalışıyorum.

 Bu hassasiyetime rağmen  gerçekmiş gibi satılan  öyle algılar var ki,  vay be demek ihtiyacını hissettiriyor.  Ama burası Türkiye. Her  duyduğumuz değil, gördüklerimiz bile illizyon olabilir.

 Ben başkanımın güzel İstanbul’umuza yakışır hizmetler yapacağına gönülden inananlardanım. Rabbim kem gözlerden  saklasın.  Kalbinin gününü göstersin. İstanbul gibi dünyanın gözdesi  bir şehre hizmetleri ile adını altın harflerle yazdırsın diyorum.

  Gelelim esas gündeme. Ateş olmayan yerden duman  elbette çıkmaz. Fokur fokur kaynayan dedikodu kazanından  buharla karışık çıkan  dumanlar  kimin kellesini götürecek?  Herkes bu sorunun cevabının peşinde.  Önümüzdeki günler  yeni yeni sürprizlerle   hayreti mucibimizi zenginleştirebilir.  REİSİMİZ   dünyanın çivisini çıkartanlarla mı uğraşsın. Yoksa  daha çok su götürecek bu hamurun mayası ve unu ile  mi?

 İktidarları belediyeler getirir ve götürür. Bu bizim ülkemiz için çok doğru ve yerinde tespit.  Rahmetli Özal ve Erbakan’ın iktidarlarını hatırlayalım. Ak parti içinde bu kural geçerli. Partiyi işgal edenlerin böyle bir kaygısı olmayabilir. Zaten onlar ,  parti gemisi içinde biriken pis  suları  boşaltamayarak Allah korusun ak  parti  batmaya başlarsa gemiyi ilk terk edenler olarak  başka  bir partide arz-ı endam ederler.

  Halka hizmet hakka hizmet düsturu ile çalışan bir belediye,  rüşvet alan ve veren  mel’undur   hadis-i şerif ruhu ile    hizmetini sürdürebilse  hangi partiden olursa olsun kendi  partisini yerelde iktidar yapar. İstisnaları elbette var ama bu nerede ise yüzde yüz doğru bir tespit.

 Bugün hangi belediyemiz böyle çalışıyor sorusuna şu belediye diye cevap verebilecek  dostlarımız  varsa önümüzdeki seçim sonuçlarını bu gerçekliğe göre  şimdiden söyleyebilir. Yanılma ihtimalleri   sıfıra yakın düzeylerde olur.

 İktidar belediyeleri   hiç olmazsa bu son  imtihandan başarı ile geçmek zorunda. Zorunda diyorum çünkü son dönemeçteyiz. Bir sonraki çıkış geç olabilir. Daha önceki makalelerde sık tekrarladığım için kabak tadı vermiş olsa da  nisyan ile malullüğümüzü hatırlamalı ve hatırlatmalıyız.

 Ah vah etmeden aklımızı başımıza alalım.  Her şeyi  REİSİMİZDEN beklemeyelim. Elimizi birazda bizler taşın altına koyarak mazlumlar için, ümmet  için bu fedakarlığı yapalım.

 Bürokratlarımız ve üst düzey yöneticilerimiz bu gerçeklik ile millete hizmet etmeli. Bu mesele artık parti pırtı meselesi olmaktan çıktı. Devlet millet meselesi haline geldi. Suyu bulandıranların niyeti bizi de  komşularımız gibi can derdine düşürmek .Güçleri yetse bizi bir avuç suda boğacak kinlerini görelim artık. 

 Aslan-kurt-tilki hikayesi gibi mevcut durumdan ders almamakta israr ederek  inat etmeyi sürdürürsek son pişmanlık fayda etmeyecek. Kurular yanarken yaşlar da yanacak.

  Etrafta kol gezen aç kurtlarda ne akıl ne vicdan ne de iz’an var. Onlar sadece yıkmak ve yok etmekle görevli  birbirinden de farkı olmayan terminatörler.

  Baksanıza dün beslediğimiz kargalar bugün gözümüzü oymakla meşgul. Belki beslediğimiz yaratıklara bundan sonra daha dikkat etmemiz gerekecek.

  Yağcıların ve yoğurtçuların cirit attığı  bir ortamda eli , dili  ve kalemi ile sırat-ı müstakimde  olmak ne güzel bir bahtiyarlık. Yazarak emr-i bil maruf ve nehyi anil münkerlik yapabiliyoruz. Birbirimizin kuyusunu kazmaktan daha iyi bir hizmet  bu. Bu aynı zamanda nefis ve şeytana karşıda bir duruş.

  Bahtiyar olmak istiyorsak    kimseden bir şey beklememize gerek yok.  Yarın geç olmadan bugün ve şu an önce kendimize bir çeki düzen verelim.

   Empati yapalım. Öz eleştiri yapalım. Birbirimizin aynası olarak hareket etmeye çalışalım. Düzeltmeye de kendimizi düzelterek  başlayalım.

  Bu günlük de bu kadar. Kalın  sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Akben Arşivi