Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dr. Mustafa Coşkun Kale

Dinle Bilimi Ayıramamanın Acı Sonuçları

El yakan faturalar bir bir geldikçe; bunun tek sebebinin enflasyona bağlı kur artışı olduğunu gördük.

"faiz sebep enflasyon sonuç" görüşünü "nas var nas ! " diyerek tabanda ki faize hassaslara hoş görünme, göz kırpma olduğu da anlaşıldı.

2018 den bu yana % 80'i bulan dar ve sabit gelirli, emekli, çalışan işçi, memur, köylü ve esnafın hayatını çekilmez eden "anasını ağlatan" tek neden kur kaynaklıdır.

Enflasyon arttıkça paramızın degeri düşüyor, kuru yükseltiyor. Kur yükseldikçe ihracaat da aynı parayla daha çok miktarda mal satıyoruz. İthalat da ise tam tersine daha çok paraya daha az mal alıyor, netice de pahalanan mal içeride ki fiyat artışına enflasyona neden oluyor.

İşte tablo.
- Mart 2021 de faiz 19, kur 8.32 enf.1.08
- Eylül 2021 de faiz 18 kur 8.87 enf.1.25
- Ekim 2021 de faiz 16 kur 9.53. enf.2.39
- Kas 2021 de faiz 15 kur 12.89 enf. 3.51
- Aral 2021 de faiz 14 kur 13.32 enf.13.58

Faizler düşerken, (gerçi düştüğü yok da kredi ve tüketici faizleri % 24'leri geçti) kur da enflasyon da artıyor mu eksiliyor mu ?

Paramızın %50'lere varan değer kaybı, dini kaide "nas"ı öne sürerek, faiz sebeptir diye ekonomi ilmine aykırı ısrarcılık bizi hiç yoktan hayat pahalılığı ile karşı karşıya getirdi.

Madem faiz sebepti de niye 20 yılda 1.25 trilyonumuz "faiz lobisi"ne gitti. Veya ayağımızı yorgana göre uzatmak varken 450 Milyar Dolar dış borç yapmak neyin nesi ?

Bunun yıllık faizi bile en iyimser haliyle 35-40 Milyar $'a denk geliyor. Bir anlamı da bir yıllık turizm geliri ve gece gündüz çalışan Türk çiftçisinin bir yıllık hasılasının toplamına denk değil mi ? Tarım ve turizm gelirlerimizin tamamı her yıl niye faizciye peşkeş çekilir ?.

Ekonomi biliminin iki-üç yüzyıllık edinimlerine aykırı olarak "nas" var diye, düşürdüğümüzü zannettiğimiz faizin; enflasyon ve kuru nasıl arttığını, bunların da tekrar faizi artıracağı gerçeği ayan beyan ortada değil mi ?

Faiz düşünce enflasyon düşmemişse; insanlar kimden şüphe edecek ? Hâşâ dinden mi ? yoksa milleti perişan edenlerden mi, kimden ?

Bilim alçak gönüllüdür. Yanılabileceğini bilir. Çünkü yanıla yanıla gelişmiştir. Alçak sesle temkinli konuşur, bağırmaz, masayı yumruklamaz, toleranslıdır, hakikata kendini teslim eder. Yâ biz ?

Bilime aykırı davranışımızla, Ekonomi de yerlerde sürünüyor oluşumuz, dün vilayetimiz olan ülkeleri kapı kapı dolanıp borç istememiz artık onurumuza dokunuyor. Yeterr artık !

Dini bilimden ayrı tutan, Farabiler, İbni Sinalar, Ali Kuşçular, "uzayın derinliklerini Tillo sokaklarından daha iyi bilirim" diyen Fakirullah'lar artık niye yok ? 

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri 1757 tarihli Marifetnamesin de "Ay ve güneş tutulmasından, geometriden, tabiat olaylarını bilim yoluyla açıkladıktan sonra; itirazcılarına "o kimse ki söylenmiş bu işleri çürutmekte tartışmayı  dinin gereklerinden zanneder; o kimse dine zarar vermiş olur. Kesin bilgiye aykırı şeriat  nasıl olur" der.

Başımıza ne geldiyse, elimize geçirdiğimiz tek anahtarla, o anahtara ait olmayan kilitleri açmaya çabalamaktan geliyor.

Bizim Peygamberimiz "Güzel ahlakı tamamlamak için gelmiştir" Gerçekten de yer yüzüne bir bakın; hangi inançta olursa olsun kabul ettikleri güzel ahlak adına ne varsa mutlaka Paygamberimizin de tavsiye ettiğini göreceksiniz.

Peygamberimiz ahlak için geldi. Sırlara vakıf olduğu halde ay güneş tutulmasını, emrettiği özendirdiği bilime bırakmadı mı ? Bilim de tam bunun içindir ahlak kuralı koymak için değildir.

Gelin dinin de, bilimin de yollarına müdahale etmiyelim. Onları sufli emellerimize alet ttiğimiz  içindir ki, sadece Türkiye değil tüm islam alemi sefalet içinde.

Milyonlarca genç beyinler nas'dan, dinimizden imanımızdan haberi olmayan Batıya niye gitmek istiyor ?

Sonra döviz dediğin nedir ki  ? Eskinin lise düzeyine gelen Üniversiteleri "senden-benden" anlayışından kurtarıp, yönünü asli görevine döndürürsek, bilim teknolojiyi, teknoloji de kiloda hafif pahada ağır ürün üretir. Sayamıyacağın kadar döviz böyle gelir ülkeye.

Artık slogan, popülizm vakti değil,
Çok düşünme, "yeterr artık !" deme vakti...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Mustafa Coşkun Kale Arşivi