‘Yuvamızı cennet bahçesine çevirebiliriz’

‘Yuvamızı cennet bahçesine çevirebiliriz’
Müftü Yardımcısı Yakup Yıldırım’a boşanmalara yönelik düşüncelerini sorduk.

Toplumsal ve sosyal hayatımızda derin yaralar açan boşanmalar her kesimini tedirgin ediyor, özellikle eğitimciler dağılmış aile çocuklarının eğitiminde çok zorlandıklarını ve okullarda sorunla çocuklarının neredeyse tamamının dağılmış ailelerin çocuklarından oluştuğunu ifade ediyorlar.

Kahramanmaraş’ta da aile müessesesi çatırdarken, Müftü Yardımcısı Yakup Yıldırım’a boşanmalara yönelik düşüncelerini sorduk. Yıldırım, boşanmadan en fazla etkilenen kesimin çocuklar olduğunu, faturanın çocuklara çıkartılmaması gerektiğini belirterek, eşler isterse evlerini cennet bahçesine çevirebilirler. Yeter ki birbirlerini anlasınlar ve sağlıklı iletişim kursunlar” dedi.

RÖPORTAJ

Soru: Hocam, son dönemde ülkemizde ve özellikle de ilimizde aile müessesi büyük zarar gördü ve boşanma oranları hızla artıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yakup Yıldırım: İslam’da Aile çok önemli bir kurum. Bu müessesenin ne olursa olsun ayakta kalması için her türlü mücadeleyi yapmak gerekir. Maalesef aile ortamını bozmaya yönelik davranışlar görülebiliyor, ailelerin yıpranmaması için biz resmi kurumlara çok iş düşüyor. Bu konuda neler yapılabilir diye düşünürsek, çok şeyler yapılabilir… Aile içi problem tespit edilirse, çözüm bulunabilir. Mesela evlilik öncesi halk eğitim merkezlerinde Aileye yönelik kurslar açılabilir.  Gençler evlenmeden önce bu kursu almak için zorunlu hale getirilebilir.

Soru: Hocam, Kahramanmaraş’ta kırsal kesimden gelen sorunların başında kaynana-gelin ilişkisi geliyor. Sizce sorunların kaynağı nedir?

Yakup Yıldırım; Bizim genelde aile kültürümüz, annesi ve babasından ne görmüşse bu durumu kendi kurduğu aile içinde yaşatması şeklinde oluşuyor.  Mesela babası annesine şiddet uyguluyorsa, çocukta bu şiddeti kanıksıyor. Veya etrafındaki akraba ve komşularında yanlış örnekler varsa bu olaylar evliliğe bakışını etkileyebiliyor. Diğer önemli bir etkense, İslam’ın yanlış bilinmesi, bu konuyu ben önemsiyorum.

 Bu durumda İslam, aile konusunda ne diyor? Bunların bilinmesi çok önemli. Halk eğitim merkezlerinde konacak derslerden bir tanesi bu olabilir.

Soru: Hocam, Kent Konseyi ile Diyanet Sen işbirliği yaparak, evlilik öncesi ve evlilik sonrası yaşanan sorunları çözmek için, aile hukuku, iktisat, sağlıklı iletişim gibi konularda  destek olacaklarını duyduk. Bu konuda sizin gördüğünüz ne evlilikleri neden yürütemiyoruz. Böyle bir projeye destek verir misiniz?

Yakup Yıldırım: Zaman zaman söylerim, her insan farklı bir dünyadır. Ve evlenecek olan insanlarda farklı kişiliklere sahiptir. Dolayısıyla iki ayrı dünyanın, aynı dünya haline gelmesi ve bu dünya içinde kaynaşması o kadarda kolay değil. Çünkü herkesin, olaylara bakışı düşüncesi ve felsefesi farklı olabilir. Aile kurumu bunları ortak bir noktada buluşturuyor. Dolayısıyla iki tarafa da önemli vazifeler düşüyor. Ailenin ayakta durması için iki tarafında neler yapması lazım? Sadece işin dini yönünü bilmekle değil, iki ayrı insanın nasıl iletişim kurabilmesi gerekli bunlarda çok önemli. Gerek hukukçu gerek din adamı, gerekse uzman personellerin kurslarda bulunması lazım. Mesela bir bayan izlediği diziden veya sinema filminden olumsuz bir şekilde etkilenebiliyor. Söz ola pişire aşı,  söz ola kestire başı derler… yani hanım sözü nasıl söylerse, sonucu nereye giderse nasıl bağlanır?  Erkek içinde aynı şey… bize gelen olaylarda, bakıyorsunuz çok düzgün bir şekilde ifade etmesi gerekirken yanlış zamanda yanlış bir ses tonuyla yapılan uyarılar bile, bir kavga neticesi olabiliyor. Bu konularda gerçekten halkımızın bilinçlendirilmesi çok önemlidir. Bu konuda müftülük olarak üzerimize ne düşerse, Allah’ın izniyle yapmaya çalışırız.

KURSLAR ETKİLİ OLUR MU?

Soru: Hocam aile okulu kursları ilgi görür mü? Burada neler ele alınmalı?

Yakup Yıldırım: Elbette olur, her şeyin başı eğitimden geçiyor. Mesela Endonezya’da hac için altı ay kurs veriyorlar. Biz hacılarımızı 1 ay boyunca alıyoruz seminerlerde topluyoruz. Topu topu bir aylık görev için bunu yapıyorsak, hayat arkadaşlığı için bundan daha fazlası yapılmalı. Şimdi bu evlilik ömür boyu sürecek olan bir müessese. Artı bir de şöyle bir durum var, bir şey nasıl başlarsa öyle gidiyor.  Yani o işi düzgün başlatabilirsek, sevgi ve saygı içerisinde yürüyeceğini düşünüyorum.

Daha da korkunç bir şey söyleyeyim ben size, bir tarafta boşanan aileler var. Bir tarafta boşanma safhasına geldiği halde, bazı şeylerin ve çocuğun hatırına evliliği yürütmeye çalışanlar var. Yürümeyecek ama iki tarafında yürüttüğü zoraki evlilikler var. Halbuki yuva bir cennet bahçesine dönüşebilir. Yani karşılıklı sevgi saygı muhabbet bir ailenin olmazsa olmazıdır.  Ben insanlarla ilişkiyi trafik kurallarına benzetiyorum. Kırmızı ışıkta durmak gerekiyorsa, duracaksın. Kırmızı ışıkta durmadığın zaman mutlaka bir şeyi ihmal etmiş olacaksın. İlişkiler arasında da bey, nerede duracak nerede yürüyecek? Hanım, nerede duracak nerede yürüyecek. Karşılıklı hak ve hukuklar bilinmeli. Toplumda suç işleyen insanlara baktığımız zaman, büyük bir çoğunluğu  hep dağılmış ailelerin çocukları. Evlilik öyle bir şey ki; sadece karı-koca faturayı ödemiyor, en büyük faturayı çocuklar ödüyor. Çocuklar, baba vefat ettiğinde anneye, anne vefat ettiğinde ise babaya sarılabiliyor. Ayrılıklarda çocuklar ikiye ayrılamayacağına göre, arada çok rezil ve perişan oluyorlar. Bir çocuğa baba şefkatini hiçbir baba veremez. Sadece kendi babası verir. Anne içinde bu geçerli. Dolayısıyla çocuklarda hayata karşı böyle bir hınç oluşuyor. Neden başkasının ailesi varda benim yok? Diye düşünüyor. Bu eksikliği de vurarak kırarak yanlışlar yaparak hıncını çıkartmaya çalışıyor. Boşandıktan sonra ise, olabilir iki taraf anlaşamayabilir. Boşanmadan sonra ise, çocuklar anne veya babaya düşman edilmemeli.

Teşekkür ediyoruz,

Biz teşekkür ederiz.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.