Ev başımıza çökecek, kimse yardım etmedi

Ev başımıza çökecek, kimse yardım etmedi
“Güya sit alanı içindeymiş, güya tarihi mekânmış, korunmalıymış. Tamam, ya yıksınlar, ya onarımına izin versinler, ya da alıp bize ev versinler!” Bu feryat, bu yükselen ses, Turan Mahallesi, 7. Sokak, no: 3’de, 1742 ada, 27 parsel, avlulu kargir ve kerpi

5 yıldır oturdukları evin sit alanı içinde olması, tarihi niteliğinin bulunması sebebiyle, oturulabilir hale gelmesi için ev sahipleri tarafından bir çivi dahi çakılamayan, bir küçük tadilata gitti diye mahkemelere düşen ve ceza yiyen ev sahibi, marangoz Osman Ciğer, “Ev bir gün başımıza yıkılacak diye korku içinde yaşıyoruz! Kime başvurduysak, bir sonuç alamadık, yetkililer tarihi binadır, dokunmayın, ‘çivi bile çakmayın’ diyerek bizi uyarırken, somut bir gelişmeye de yanaşmıyorlar” diyerek bürokrasiden şikâyetini dile getirmeden yapamıyor.

Belediye tarafından kamulaştırılma yönündeki talepleri de, belediyenin bütçe imkânları elvermediği için geri dönünce, Valilik başta olmak üzere Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Adana Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne yazdıkları yazı da yaralarına merhem olmamış. Ancak top belediyeye atılarak, can ve mal kaybının yaşanmaması için güvenlik tedbirlerinin alınması tavsiyesinde bulunmuşlar.

1.20110927165445.jpg

Ev sahibi Pakize Ciğer, tutmuş mahalle sakinlerinden imza toplamış,  demiş ki; “Evimizin tarihi eser gösterilmesinden dolayı evimizin bir tahtasına bile çivi çakamıyoruz. Evin bir yerlerine bir şey yapamadığımızdan dolayı her gün bir yerimiz yaralanıyor,  ev üzerimize uçuyor, yer yer çökmeler ve kırılmalar yaşanırken, can ve mal güvenliğimiz kalmadı. Yani canımız tehlikede. Sizin için, canın hiç mi bir önemi yok. Mahalle sakinlerinden topladığım imzalar da yaşanan rezilliğimizin tanıklarıdır”

Mahalle sakinleri de bu feryada, bu haklı isyana onay ve destek vermişler. Mahalle dayanışması gibi.

Aile yardımcı olunmasını istemiş, ancak “Adresinizde yer alan taşınmaz için yardım talebiniz Bakanlığımızca listeye alınmamıştır” denilerek yine onları kaderi ile baş başa bırakmışlar.

YASAYA MUHALEFET VE ALDIKLARI CEZA

Ne yapsa, nereye gitse, kime derdini anlatsa bir çare bulamıyor, ama hayat da devam ettiğine göre, oturulabilir ve yaşanabilir bir mesken için, tarihi de olsa, can ve mal güvenliği için, önce yetkililere yazı yazmış; “Bu evi 5 sene önce satın aldım. Evim çok eski, şimdi her tarafı uçuyor.  İçinde oturacak durum yok, şimdi çok perişanız. Evimiz tarihi olduğu için el vuramıyorum, bu nedenle çocuklarımla perişan olmaktayım. Acil bir çözüm bulun ve bizi perişanlıktan kurtarın!” demiş ama, kimse aldırmayınca, yanında, derdine çare olmayınca, evde bir küçük tadilata girişmiş Osman Ciğer.  Sen misin sit alanına, tarihi mekâna çivi çakan, yargı karşısına çıkmış; Demişler ki; “Sen yasalara karşı geldin, para ve hapis cezası ile cezalandırıldın!”

2.20110927165556.jpg

Osman Ciğer tutmuş bir de teknik rapor hazırlattırmış; Binanın ahşap ve oldukça eski olduğu, binanın ahşap ana taşıyıcısının kırıldığı, yatak odasında bulunan kubbelerde çatlaklar oluştuğu, sıvaların döküldüğü, saç çatının kullanılır ömrünün tamamlandığı, ana giriş kapısının kullanılmaz ve kırılmış olduğu, dış duvarların birbirinden 2-3 cm. ayrıldığı ve taşıyıcılık özelliklerini yitirdiği, ön çardaktaki tahtaların eskiyip kırıldığı, korkuluğun yerinden çıktığı, merdiven basamaklarının kırıldığı tesbit edilmiş.

ONARILIRSA ANA UNSUR ZARAR GÖRÜR MÜ?

Görmeyeceğine ilişkin bilirkişi raporu da varken, onarımın zaruret haline geldiği her halinden anlaşılıyor. İsterseniz son olarak sözü ev sahiplerine verelim, önce Pakize Ciğer’i dinleyelim; “Biz güya suç işlemişiz, korumamız gereken taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına ve her ne surette olursa olsun zarara uğratılmalarına kasten sebebiyet vermişiz. Ne yapalım yani, ev başımıza mı çöksün, ölelim mi? Hâkim de zaten öyle söyledi, ‘ölmemişsin’ dedi. Ne yani, bizim yaşama hakkımız yok mu, illa ki ölelim mi?”

Kocası Osman Ciğer ise; “İnsan gibi yaşamak için, çalmadık kapı bırakmadım. Bir umuttur diye… Kentsel sit alanı içinde bulunan evimin balkon olarak kullandığım bölümü, yatak odamın üzerindeki sıvalar, tavan tahtaları, aşırı fırtına ve rüzgârdan zarar gördü. Aile olarak hayati tehlike altındayız. Acilen tamirinin yapılmasını istiyorum” dedi.

Son olarak Ciğer, proje desteği istemesine rağmen onlardan da müsbet cevap gelmediğini, kendisinin yaptırması halinde bu masrafın 40 bin lirayı geçtiğini, parası olsa o paraya ev alabileceğini sözlerine ekledi.

Ciğer ailesi, şimdi umutsuz, çaresiz bekleyişi ve kendilerine yardım elini uzatacak birilerini bekliyor.

3.20110927165610.jpg

4.20110927165625.jpg

5.20110927165635.jpg

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.