Bahariye

Cemreler düşmeye başlıyor. Artık kış son gösterilerini yaparak ağır aksak adımlarla cihanı terk etmeye başladı. Bahar mevsimi bütün ihtişamıyla gelmeye hazırlanıyor. Biz bu duruma pek aldırış etmesek de eskiler her mevsimin gelişine şiirler yazarlardı. 

Kış mevsiminde Şitaiye adlı kasideler yazarlarken mevsimlerin en güzeli olan Bahar mevsimi için hemen tüm şairler Bahariyeler kaleme alırlardı. 

Dönemin padişahına övgülere yer verdikleri bu şiirler Osmanlı divan şairlerinin en güzel eserlerindendir denebilir. 

Osmanlı medeniyetinin kırıntıları günümüzde kalmış mıdır bilinmez! Öyle bir medeniyet ki Rind ve Zahid bir arada bulunuyordu. Ayyaşlar ve zahitler tatlı bir kavga içinde günlerini geçirmişlerdir. 

72 milletin bir arada cem olduğu bir devirdi Osmanlı. Karagöz oyununda bu çeşitliliği görmek  mümkündür. Karagöz oyununda zikredilen milletlerden bazıları; Ermeni Yahudi, Farisi, Arap, Acem, Arnavut vesaire iken değişik insan tipleri de gölgeler aleminden günümüze akseder. 

Çok bilmiş ve okumuş ama çok bilen çok yanılır düsturuyla Hacivat perdeyi süsler. 

Karagöz ise halkı temsil eder; bir çok şeyden bi-haber olmasına karşın bütün çekişmelerden son sözü Karagöz söyler. 

Mahallenin değişik tipleri arasında Tuzsuz Deli Bekiri anmamak olmaz; doğduğunda tuzlamayı unuttuklarından mıdır yoksa sürekli zil zurna sarhoş olduğundan mıdır bilinmez ama hem pis kokar hemde külhanbeyidir. 

Beberuhi karagöz oyununun bir başka karakteridir. Zennesi, çalgıcısı, berberi, oduncusu, kasabı ile Karagöz oyunu Osmanlı'nın hem millet hem insan çeşitliliğini günümüze taşır. 

Yine çok söz açtık. Laf şirazesinden çıktı lakin her mesele birbiri ile bağlı olduğundan maksada hizmet edecektir. 

Osmanlı bir şiir medeniyetidir desek yeridir. Bir şehir fetholur Fetihnameler yazılır. Donanma seferden döner şiirler bahşedilir. Bayramda, düğünde Surnameler yazılır. 

Şiir yalnız ela gözlü sevgiliye değil bir bahçeye, bir çiçeğe de yazılır. Hülasa doğumdan ölüme hayatın her anında şiir kaleme alınır ve söylenir... 

Hatta hemen her padişah şiirler kaleme almış Divan adı verilen şiir kitaplarını takma isimlerle yani mahlaslarla kaleme almışlardır. Şehirleri fetheden topların üzerine şiirler işlenmiş. Kılıçlar, yaylar, oklar ayet ve şiirlerle süslenmiştir. 

Kaba bir topluluk olan kâfirlere karşı Osmanlı şiirle karşılık vermiştir. 

Bahariye şiirleri ise hemen her Divanı süsleyen bir şiir türüdür. Nef'i'nin yazdığı Bahariye'nin bir kısmını yazının sonunda bulacaksınız. 

Şair Nefi 4. Murad devrinin uslanmaz kalemidir. Hemen her türde şiirde ustadır. Her ne kadar eleştiri şiirleri ile meşhur olsa da diğer türlerde de başarılıdır. 

Uslanmaz kaleminden çıkan Siham-ı Kaza eseri idamına sebep olmuştur. Çünkü devrin bütün kodamanlarını sirkelemiştir. 

Sözü ustasına teslim edelim. 

gaye-ûzen-k-g-k-su-da-bahar-keyfi-minyat-r-cal¦-smas¦-.jpg

Resim: Kansu da bahar minyatürü. İstanbul Üniversitesi.

BAHAR KASİDESİ 

(Der Medh-i Sultân Murâd Hân Aleyhi'r-rahmeti Ve'l gufrân) 

Sultan Murat Han için övgü kasidesi Allah ona rahmet eylesin 

(NESİB) 

Esdi nesîm-i nev-bahâr açıldı güller subh-dem 

Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun Câm-ı Cem 

İlkbahar rüzgârı esti, sabahleyin güller açıldı 

Bizim de gönlümüz açılsın, saki, 

Cemşid'in kadehini sun. 

Erdi yine ürd-i behişt oldu havâ anber-sirişt 

Âlem behişt-ender-behişt her kûşe bir bâğ-ı İrem 

Yine Nisan ayı geldi, hava amber kokularına büründü Dünya bir katmerli cennet haline geldi, her köşe bir cennet bağı oldu. 

Gül devri ayş eyyâmıdır zevk u safâ hengâmıdır 

Âşıkların bayramıdır bu mevsim-i ferhunde-dem 

Gül devri, yeme içme günleridir, zevk ve safa zamanıdır, Bu mübarek mevsim, aşıkların bayramıdır. 

Dönsün yine peymâneler olsun tehî hum-hâneler 

Raks eylesin mestâneler mutribler etdikçe nagam 

Yine büyük kadehler dönsün, meyhaneler boşalsın Çalgıcılar ahenkle çalarken sarhoşlar dansetsin. 

Bu demde kim şâm u seher meyhâne bâğa reşk eder Mest olsa dilber sevse ger ma'zûrdur şeyhu'l-Harem 

Bu zamandır ki akşam ve sabah meyhane, bahçeye gıpta eder 

Eğer Haremin reisi mest olsa, güzel sevse mazurdur. 

Yâ neylesin bî-çâreler âlüfteler âvâreler 

Sâgar sunar meh-pâreler nûş etmemek olur sitem 

Ya çaresizler, aşıklar, başıboş olanlar ne yapsın 

Ay parçası gibi güzeller kadeh sunarsa içmemek zulüm olur. 

Yâr ola câm-ı Cem ola böyle dem-i hurrem ola 

Ârif odur bu dem ola ayş u tarabla mugtenem. 

Sevgili var, Cemşid'in kadehi var, böyle neşeli bir vakit var, 

Arif odur ki bu vakitte yiyip içip eğlenmeyi ganimet bilir. 

Nef'î yeter da'vâyı ko dünyâ ile gavgâyı ko Eflâke 

istiğnâyı ko hâke yüzün sür lâ-cerem 

Nefî yeter, artık kavgayı terk et. 

Dünya ile çekişmeyi de bırak. 

Feleğe aldırmazmış gibi görünmekten de vazgeç. 

Tam bir teslimiyetle yüzünü toprağa sür. 

Kaldur elin eyle dua buldı kasiden intiha 

Şimdi dua etmek sana hem müstehabdur hem ehem 

Elini kaldır ve dua et. Artık kasiden sona erdi. 

Dua etmek senin için hem güzel hem de gereklidir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Çolak Arşivi