X-Ama sende çok çabuk kızıyorsun!

Y- Ne yani kızmayayım mı?

X-Kızma, sus otur, karışma kimseye.

Y-Ama neden kızmayayım? Gözümüzün içine baka baka yalan söyleyenlere, yalanı gerçekmiş gibi konuşanlara neden kızmayayım?

X-Kızma kardeşim, kızma yahu! Herkes biliyor, yalanı ve gerçeği.  Koskoca bir tiyatro olduğunu bilmiyor olamazlar.  Suyuna git, sesini çıkarma, göz yum, el elin eşeğini Türkü çağırarak arasın, sana ne!

Y-Ama olmaz ki, inancıma ters haksızlık karşısında susamam!

X-Susamazsın öyle mi? Seni öyle bir sustururlar ki anlamazsın bile.  Altındaki çulu çekip alıverirler vallahi. O zaman görürsün haksızlık karşısında susmamayı. Kiranı ödeyemediğin vakit, bakkalın önünden geçemediğin zaman, akşam evde karının karşısında süt dökmüş kediye döndüğün an, susarsın.

Y-Açlıkla mı terbiye ederler diyorsun?

X-Orasını bilmem, ama bir şekilde terbiye edilirsin.

Y-Ama rızkı Allah verir!

X-Orası öyle öyle olmasına da yine de sen dikleşme, sus, görme, görmezden gel. Çocuklarını düşün, memuriyetine, kestiğin ve keseceğin faturana, oturduğun koltuğa zeval gelmesin!  Hepsinden öte önemli olan bir adamın sicili, maazallah  adamın sicili bozulmasın!

Y-Yahu o sicil değil onur, hasiyet ve şeref değil miydi?

X- Beyim seninle anlaşamayacağız. Peki öyle olsun, madem onur, şeref, hasiyet diyorsun. İstediğini yap, istediğini, söyle, istediğini yaz! Ama demedi deme, beni uyarmadı deme!

Y-Haksızlığa uğrarsam sen susar mısın? Haksızlığa uğradığımda başını öbür tarafı mı çevireceksin?

X-Susmam herhalde ama sen de dikkat et.

Y-Herhalde derken?

X-Ya tabi bir çaresine bakarız.

Y-Biçaresi de nedir? Biz arkadaşız. Ne arkadaşı ulan biz dostuz. Hatta seninle biz kardeş değil miyiz?

X- Tabi ki kardeşiz, dostuz arkadaşız!

Y-Diyorsun! Bak kardeş, Müslüman Müslümanın kardeşidir. Haksızlık karşısında sessiz kalan dilsiz şeytandır. Bir haksızlığı görüp de onu gücü yetiyorsa eliyle, yetmiyorsa diliyle o da yetmiyorsa imanın en zayıf noktası olan kalbiyle, buğz ederek tepkisini gösterir demiyor mu inandığın dinin peygamberi (SAV).  Ama görüyorum ki korkuyorsun! Kaybedeceklerinden korkuyorsun! Sanıyorsun ki aç kalacağım, açıkta kalacağım.  Bak kardeş, onur, hasiyet ve şerefi ayakta tutan hür iradedir. Hürriyetini kaybeden biri  her şeyini kaybeder.  Hz. Ali, her kim ki haksızlığa uğrar da hakkını aramazsa hakkı ile birlikte şerefini de kaybeder, der.

X-Ne yani ilmi siyaset yapmayalım mı? Her şeyi kafaya mı takalım? Pusu kurup vaktini beklemeyelim mi?

Y- Bekleme kardeş, bekleme! Hinlik İngilizin işidir! Müslüman adam,  5 vakit namaza koştuğu gibi doğru peşinde koşmuyorsa,  oruç tutar gibi hak uğruna sabırla mücadele vermiyorsa, vicdan ve merhameti kurban kadar, zekat ve hac kadar önemsemiyorsa, zalime zalim, haine hain, zulme zulm demiyorsa imanını sorgulasın!

X-Yahu bizi imansız ettin!

Y-Hayır sadece bir şeylere dikkat çekmek istedim.

X-İstedin istemesine de ben yine anlamadım.

Y-Peki o zaman, biraz daha açık konuşayım.  Bazı kelimeler var öyle laf olsun diye söylenmemeli. Mesela;  arkadaş, dost, kardeş. Mesela;  Müslüman, dürüst, yiğit, sözünün eri.  Mesela; Onurlu, şerefli, hasiyetli, güvenilir! Bu sözcükler çoğaltılabilir ama unutmamak lazım bunları kim için, neye göre ve hangi şartlar karşısında kullanıyoruz. Bunlara dikkat etmek lazım, kullandığımız sözcükleri ucuzlatmamak lazım. Yoksa değeri düşen sözcükler ağızda çiklete dönüyor, bir anlamı kalmıyor. Dost dost olmalı, kardeş ise kardeş. Dürüstlük de adamlık da sözünün eri  olmak da hak edene denilmelidir. Öyle ucuza sarf edilmemelidir.

X-Tamam, tamam şimdi anladım. Bu kadar söz, bu kadar konuşma bunun için miydi?

Y-Evet.

X-Tamam dikkat ederim, kime ede diyeceğime, kime bey diyeceğime, kime adam diyeceğime dikkat ederim. Ama sen yine de sus, adamına göre davran. Çok öten horozun sesini keserler, o yüzden boş ver böyle gelmiş böyle gider!

NOT:  X ve Y için özür dilerim, isimler yazsaydım yanlış anlaşılmaya neden olurdu.  X ve Y’ye teşekkür ederim, iyi ki varlar yoksa nasıl yazardım bu yazıyı.