Sağlıkta özeleştiri

Öz eleştiri ve empati yapma kültürümüzün not ortalamasında da sınıfta kalanlardanız.  Eleştiri ve öz eleştiriyi sevmiyoruz .   Sen  neymişim be abi türü  gaz vermeler ise bayılıyoruz. Marifet elbette iltifata tabi. Ama eleştiri de olumlu olmak kaydı ile kişiyi olgunlaştırır.

  Sağlık sistemimizle ilgili küçük eleştirilerim bile eş dost arasında  sorun  haline gelebiliyor. Ülkemiz endüstriyel tıp alanında üretilen teknolojileri kullanma hususunda dünyada ileri ülkelerin bile çok ilerisinde ve hatta dünya birincisi.

Geçen yıl ülkemizde çekilen  MR , BT ve ultrason tetkiklerinin sayısını basından okuyunca bir hoş oldum. Bu yollardan sağlığımızı kazanacağımızı hâlâ düşünenlerimiz varsa pes doğrusu.

 Bu duruma  rağmen  sağlığın bir çok alanında olduğu  gibi  kalp ve damar hastalıklarında   başarı ortalamaların altında bir yerlerdeyiz. Kırk yıla yaklaşan meslek hayatımda özellikle damar sağlığımızla ilgili hastalarımıza olmadık tezatlar yaşattık. Hala da yaşatanlarımız var.

Düne kadar yumurta  ve hayvansal yağlar  ile kolesterol arasında bire bir ilişki kurup insanlarımıza bu iki doğa gıdayı yasakladık.  Bu günlerde ise şeker ve genetiği ile oynanmış tahılla hastalıklar arasında direkt ilişki olduğunu  tecrübelerimiz doğrultusunda tavsiyelerde bulunuyoruz.

  Doğru  beslenme çok önemli bir sağlık sebebi olmasına ve yediklerimizin ilaçlarımız olması evrensel bilgisine  rağmen yediklerimizin bizi zehirlediği gerçekliğini hep  es  geçiyoruz.  Dünya nüfusu arttıkça rızkın sahibini unutarak aç kalacağını zanneden  kapitalist dünya buradan da nemalanmayı ihmal etmeyince olanlar oldu ve olmaya da devam ediyor.

 Özellikle verim uğruna genetiği ile oynan buğday ve şeker değeri çok yükseltilen rafine ürünleri ile beslenmeye başlatılmamız ölüm fermanımızın da imzalanmasına sebep oldu.

 Ben daha fazla kafaları karıştırmadan bugünün hürmetine kalp ve damar sağlığımız için elimizdeki fırsatları değerlendirelim diyorum.

  Aktaracaklarım nefeslerin sayılı olduğu bilinci ile değerlendirilmeye alınırsa doğrusu olur. Amacım ömrümüzle ilgili had aşıcı sözler sarf etmek değil. Daha sağlıklı yaşamamız ve yaşlanmamız mümkün.

 Ağzımızdan girenleri sayarak yada yazarak sansürlemeyi öğrenmeliyiz. Ne yedim ki gibi kandırmacaların maskarası olmayalım. Su içsek yaramaz. Bunu kulaklarımıza küpe yapalım.

 Genetiği ile oynanmış zararlı zehir haline getirilmiş  buğday ürünlerini boykot etmemiz menfaatimiz icabı. Kara buğday ve  verimi uğruna genetiği iğfal edilmemiş buğday peşine düşelim.

  Rafine  şeker tadı ile ağzımızın doğal tat  alıcılarını sarhoş ederek gerçek ağız tadını unuttuk   . Şeker ürünlerini boykot ederek doğal ağız tadımızla yeniden tanışmaya başlayalım.

 Rafine ve konservelerden uzaklaşarak doğala doğru yolculuk başlatılmalı.

 Doğal yağlar olarak bildiğimiz tere yağ ve  sızma zeytin yağlar ile damarlarımızda biriken kötü niyetli tıkayıcıları temizleyebiliriz.

 Kolesterol ile ilgili doğru yanlış bir sürü uçuşan bilgileri unutalım. İşin içine girmiş o kadar çok puştluk var ki, temizlemek çok zor.

 Kolesterol dengesinde işimize çok yarayan kuru yemişlerden ceviz badem fındık fıstık gibi doğal tohumları oldukları gibi işlenmemiş olarak ölçülü miktarlarda tüketelim.

 Yumurta et süt peynir yoğurt gibi olmaza olmaz gıdalardan da ölçüsüzce değil yine ölçülü olmak kaydı ile tüketelim.

 Hareket etmeyi unutmuş olanlarımız da lütfen biraz hareket etsin. Yürüsün eklemlerinin pisini pasını kirecini .damarlarında dolaşan kanı hareket ettirsin.

 Uyku gıdası yukarda saydıklarımdan daha değerli  , sağlıklı almayı ihmal etmesin. En önemlisi de stres ve gerilimden aslandan kaçar gibi kaçsın.

 Stres ve gerilimin sebep olmadığı bir hastalık tıp literatüründe henüz yok .Olacak gibi de görünmüyor. İlacı nedir diye merak edenlere bir tavsiye ile bugünkü makalemi sonlandırmak istiyorum.

 Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya nimetleri  için çalışırken ,yarın ölecekmiş gibi ahiretimiz için çalışıp ikisi arasındaki dengeyi gözetmemiz ilacımız olabilir.

 Bu günlük de bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Akben Arşivi