POLİTİKAYA KURBAN GİDEN MİLLİ BAYRAMLARIMIZ

“Kendi tarihimizi bilmez isek başkalarının anlattığı masalları tarih diye dinleriz”

Törenler ve bayramlar, dünya üzerindeki tüm milletlerde ortak olan kültürel olgular olup bu noktada bayramı olmayan bir milletin varlığından söz etmek mümkün değildir. Bayramların milli kültür içerisinde şekillenmesi ve özümsenmesi yakın dönem tarihinin değil; köklü ve asırlık bir tarihin ürünüdür. Bu sebeple geleneksel formda olan bayramlar, halkın tarihinde geçirmiş olduğu sosyo-kültürel gelişim ve değişim sürecine ayak uydurarak günümüze ulaşırlar. Bu ansiklopedik bilgilerden sonra, Türkiye’nin ilk dönemlerinde kutlanan, ancak çeşitli nedenler sonucu hafızalarımızdan silinen milli bayramlarımızdan bahsetmek istiyorum.

1-KUT BAYRAMI:

Kût’ül-Amâre Kuşatması (Birinci Kut Muharebesi) I. Dünya Savaşı’nın Irak Cephesi’nde, İtilaf Devletleri ile İttifak Devletleri arasında gerçekleşmiş bir kuşatma muharebesidir. 8.000 askerden oluşan İngiliz-Hint garnizonu Bağdat’ın 160 kilometre güneyinde Kut kasabasında Osmanlı ordusu tarafından kuşatılır. 1915 yılında bu kasabanın nüfusu 6.500 civarıdır. 29 Nisan 1916’da garnizonun teslim olmasını takiben kuşatma esnasında sağ kalanlar esir olarak Halep’e götürülür.  İngiliz kuvvetleri 23.000 ölü ve yaralı, Osmanlı kuvvetleri 10.000 ölü ve yaralı vermiş, 13.000 bin İngiliz askeri esir alınmıştır. İngiliz tarihçisi James Morris, Kut’un kaybını “Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi” olarak tanımlamıştır.          Kut Bayramı, 29 Nisan 1916’da zafer ile sona eren Kût’ül-Amâre Kuşatması anısı için Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kutlanan bayramdır. Atatürk’ün emriyle kutlamaya başlandı. Kût’ül-Amâre zaferi, sadece Türk ordusu içerisinde bayram olarak kutlanıyordu.  Bu bayrama KUT BAYRAMI denilmesinin nedeni; Osmanlı Komutanı HALİL KUT’dan dolayı verilmiştir. (1934 yılında Soyadı Kanunu'nun çıkmasından sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kût'ül-Amâre Zaferi nedeniyle HALİL PAŞA’ya  "KUT" soyadı verildi. )

1952 yılında, Türkiye’nin Adnan Menderes iktidarı döneminde NATO’ya üye olmasının karşılığında İngiltere’nin talimatıyla bayramın kutlamasına son verildi, yoksa bizi NATO’ya almıyorlardı.  

Not: (NATO: Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, 4 Nisan 1949'da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması'na dayanarak kurulan ve farklı dönemlerde 18 ülkenin daha katıldığı uluslararası askerî ittifaktır. Örgüt üyeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma yapmaktadır.)

Not: 2016 yılında 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önerisiyle 64 yıl aradan sonra tekrar kutlanılmaya başlanmıştır.

2-LOZAN SULH (BARIŞ) BAYRAMI

24 Temmuz 1923'ten itibaren Lozan, “Sulh (Barış) Bayramı”, “Lozan Günü” olarak kutlanmaya başlandı. “Lozan Sulh Bayramı” kutlamaları, 23 ve 24 Temmuz'da iki gün sürerdi Daha sonra Atatürk’ün emri ile 26 Temmuz 1927 de Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyetinde bayram olarak kutlanmaya başladı. Sonraları 23 Temmuz 1939'da Hatay'ın anavatana katılması ile Hatay'ın kurtuluşu ve Lozan Günü birlikte kutlanmaya başlandı.

 Bu kutlama en son 24 Temmuz 1949 tarihinde yapıldı. Çok Partili yaşama geçtikten sonra ikinci yapılan Genel Seçim sonucu 14 Mayıs 1950’de iktidarda ki CHP kayıp etti DP iktidara geldi.  1950 yılı Lozan Sulh Bayramı kutlamaları için de bir milat olmuştur. 1950 yılı 24 Temmuz’unda yeni iktidar Lozan Bayramı’ndan söz açmazken devlet erkânı bu yıl BASIN BAYRAMI’nı kutlamıştır. Devrin cumhurbaşkanı, meclis başkanı, Başbakan, başbakan yardımcısı, vali, vilayet erkanı ve basın mensuplarının katılımıyla kutlanan 23 TEMMUZ GAZETECİLER BAYRAMI haberi gazetelerde geniş yer işgal eder. Yeni iktidarın kutladığı bir diğer bayram da HÜRRİYET BAYRAMI’dır. 1950 yılı 24 Temmuz’unda ‘1908 Hürriyet inkılabı şehitlerinin ruhlarını taziz maksadıyla dün Hürriyet tepesindeki abidenin önünde DP İl İdare Kurulu tarafından tertiplenen anma törenine…’ satırları gazetelerde yer alırken yeni iktidar sonraki yıllarda da HÜRRİYET BAYRAMI kutlamalarını sürdürür.

Demokrat Parti iktidarı nazarında ‘Tek Parti ve bilhassa muhalefet partisi lideri İsmet İnönü’nün sembolleştiği LOZAN SULH BAYRAMI 1955 yılına kadar ‘alternatif kutlamalar’, 1955’te ise yasaklama yoluyla bir anlamda toplumsal bellekten silinmeye çalışılır. 1955 yılında Lozan Zaferi’nin 32. yıldönümü dolayısıyla CHP Üsküdar ilçesi tarafından yapılması kararlaştırılan anma törenine Üsküdar Kaymakamlığınca izin verilmez. İzmir’de yapılması planlanan Lozan Günü kutlamaları da ‘Lozan zaferinin milletin malı olduğunu göz önünde tutarak CHP’nin bu mevzudaki toplantısına izin verilmeyecektir’ gerekçesiyle yasaklanır.”

LOZAN TAPU SENEDİMİZDİR: Gerçekçi dış politikanın somut bir örneği olan Lozan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapu senedidir.  Lozan, kanla yazılmıştır. Savaş meydanlarındaki zaferlerin siyasal zemindeki tescilidir. Emperyalist Batı’ya ve işbirlikçisi Yunanistan’a diz çöktürmenin ve onları hizaya getirmenin adıdır. Lozan Antlaşması, parçalanan ve işgal edilen, ama bir büyük ve görkemli kurtuluş savaşı ile emperyalist koalisyona ve işbirlikçilerine karşı koyarak hemen hemen bütün ulusal isteklerini kabul ettiren bir ulusun ölüm kalım savaşının son halkası olmuştur. Zafer, 19 Mayıs 1919’dan 24 Temmuz 1923’e kadar adeta emperyalist güruh ve hain işbirlikçileriyle; işgali onaylayan Osmanlı Hanedanına ve mandacılara karşı boğuşa boğuşa, didişe didişe kazanılmıştır. Lozan’ın arkasında Kurtuluş Savaşı’nın, bu haklı ve onurlu savaşın galibi olan TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ bulunmaktadır. Sonuçta Lozan, uluslararası hukuk çerçevesinde ve eşit koşullarda masaya oturan tarafların üzerinde uzlaşarak imzaladıkları bir antlaşmadır. Türkiye Cumhuriyeti, Lozan’la birlikte uluslararası topluluğun bir üyesi olarak resmen tanınmıştır.

Lozan sonrası, 13 Ekim 1923 Ankara TBMM tarafından başkent ilan edildi.

29 Ekim 1923 Cumhuriyet ilan edildi.

3- 27 MAYIS HÜRRİYET VE ANAYASA BAYRAMI

27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı, 27 Mayıs Askeri Darbesi sonucu Millî Birlik Komitesi tarafından Türkiye'de ilan edilen eski resmî bayram. 3 Nisan 1963 tarihinden 1982 Anayasasının yürürlüğe girmesine kadar yirmi yıla yakın bir süre Türkiye'nin resmî bayramlarından biri olarak kutlanmıştır.

Milli bayramlarımız her yıl kutlanmaktadır. Milli bayramlarımız şu şekilde oluşmaktadır;

- 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

- 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı

- 30 Ağustos Zafer Bayramı

- 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

- 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü

- 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü

Adnan GÜLLÜ

Tarih Araştırmacısı

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi