İzmir’e Çekilen Bayrak ve Kahramanlarının Hikayesi

“Bayrak, bir ülkenin bağımsızlığını simgeleyen ve bir ulusun milli değerlerini yansıtan renkli bir kumaş olarak tanımlanabilir. Bu nedenlerden ötürüdür ki bayraklar ülkelerin değer verdikleri ve baş üstünde tuttukları en önemli simgelerdendir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ise diğer ülkelere nazaran bayraklarına çok daha büyük bir tutku ve saygıyla bağlıdır. Bunun iki önemli nedeni ise ulusumuzun şanlı tarihi ve bayrağımızın bu millet için anlamıdır.”

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın simgesel anlam taşıyan önemli olaylarından biri de İzmir’in, üç yılı geçen bir işgal süresinden sonra, 1922 yılının Eylül ayında Türk ordusunca geri alınmasıdır. Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet Tarihi ve İzmir Kent Tarihi ile ilgili araştırmalarıyla tanınan Yaşar Aksoy’dan alına bilgilere bir göz atalım. 

Büyük Taarruz sonrası önlerine düşman ordusunu katarak İzmir'e ilerleyen birlikler içinde Konak Meydanı'na ilk ulaşan takımın kumandanı TEĞMEN ALİ RIZA AKINCI, Hükümet Konağı önünde büyük bir kalabalıkla karşılaşır. Konağın balkonunda asılı bulunan düşman bayrağını gösteren kalabalık, göndere Türk bayrağı asılmasını istemektedir. Göndere asılması planlanan bayrağı taşıyan YÜZBAŞI ŞERAFETTİN (İzmir) henüz gelmemiştir. Kalabalığın ısrarını kıramayan Akıncı, kalabalıktan bir bayrak ister. Yunan ordusunun işgal sırasında tüm evleri basarak Türk bayraklarını yakması nedeniyle ancak kadınların evlerinde elleriyle diktikleri bayraklar vardır. Bir kadın göğsünden çıkardığı bayrağı Üsteğmen Akıncı'ya verir. Askerleriyle kapıyı kıran Akıncı, balkona çıkar ve bu küçük bayrağı asar. Bu sırada Yüzbaşı Şerafettin de yetişir ve ünlü fotoğrafta yer alan asıl bayrak asılır. Araştırmacı Yazar Yaşar Aksoy'un İzmir'in kurtuluşu ile ilgili Ali Rıza Akıncı ile yaptığı görüşme sırasında dinlediği bu anı, Türkiye için kurtuluşun ne anlama geldiğini gösteren en ilginç ayrıntılardan biri olarak tarihe geçti.

Türk ordusunun Süvarileri girdikleri İzmir semtlerinde sembol binaların üzerine Türk bayraklarını çekmeye başladığını, 9 Eylül sabahı  TEĞMEN BESİM KUNTER'in Kadifekale'ye, Menemen üzerinden Karşıyaka'ya giren kuvvetler içinde bulunan TEĞMEN ZÜHTÜ IŞIL, ÜSTEĞMEN ZEKAİ KAVUR ve milis kumandanı BOMBACI ALİ ÇAVUŞ'un Karşıyaka'daki belediye binası ve hükümet konağına, ÜSTEĞMEN SELAHATTİN SELIŞIK'ın Kordon'daki paket postanesine bayrak diktiğini anlatan  Araştırmacı yazar Yaşar Aksoy, Konak Meydanı'na ilk varan birlikler arasında yer alan ÜSTEĞMEN ZEKİ DOĞAN, ÜSTEĞMEN FİKRET YÜZAKLI VE ABDURRAHMAN ÖZGEN'in ise SARIKIŞLA’ya Türk bayrağını çektiğini kaydetti.

Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama simge yer Hükümet Konağı'dır. Hükümet Konağı'nda sabahın erken saatlerinde Yunan Bayrağı dalgalanmaktadır. Yunanlılar kapıyı kilitleyip anahtarları da yanlarına alarak kaçmışlar. On binlerce Türk, Konak Meydanı'nı doldurmuş Türk süvarilerini beklemektedir. Bir süre önce Halkapınar'da dört şehit veren Teğmen Ali Rıza Akıncı'nın takımı, Konak'ta büyük bir kalabalıkla karşılaşır. Kalabalık ondan Yunan bayrağının indirilip Türk Bayrağı'nın göndere çekilmesini ister. Ama teğmenin üzerinde bayrak yoktur. Bayrak çekme görevi Yüzbaşı Şerafettin'e verilmişti. Alay sancağını beline dolayan Yüzbaşı Şerafettin epey arkalarda olduğu için henüz Konak Meydanı'na varamamıştır. Ancak halkın ısrarı üzerine Teğmen Ali Rıza Akıncı, kalabalığa seslenerek bir bayrak verilmesini ister.

Bu sırada bir kadın, göğsüne sakladığı, kendi elleriyle diktiği küçük bir Türk bayrağını verir. Çünkü işgal zamanında Yunan ordusu tüm evlere girerek Türk bayraklarını toplamış ve meydanlarda yakmıştır. Türk ordusunun gelişi öncesi kadınlar, masa örtülerinden, kızlarının elbiselerinden, perdelerden söktükleri kırmızı kumaşlara beyaz patiskadan ay yıldızlar dikmiş bu bayraklar cami minarelerine, balkonlara, cumbalara asılmıştır. Teğmen, kadının verdiği bayrağı alıp Hükümet Konağı'nın kapısını kırdırıp içeriye girer. Balkona çıkar ve bu sırada Yüzbaşı Şerafettin de yetişmiştir. Ancak balkondaki göndere asılan ilk bayrak Ali Rıza Akıncı'nın bir Türk kadınından aldığı küçük bayrak olmuştur. 3-4 dakika dalgalanan bu bayrak yerini, Yüzbaşı Şerafettin, Teğmen Hamdi ve Teğmen Ali Rıza Akıncı tarafından asılan ve ünlü fotoğraftaki büyük işlemeli Türk bayrağına bırakır."

1240 günlük İzmir’in tutsaklığı bitmiş, Türk ordusu düzenli bir şekilde İzmir’e doğru akarken, İzmir’e bayrak çekme görevi, İkinci Tümen, Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafettin’e verilmiştir. 

İzmir Kahramanı Yüzbaşı Şerafettin Bey hakkına İleri gazetesinde;

 Arap harflerle Türkçe yayımlanan fotoğraflı haber:

Kurtuluş Günü öncesi kadınların evlerinde diktiği Türk bayraklarından bir örneğin de kendisinde olduğunu söyleyen Aksoy, 8 Eylül günü Namazgah semtinde OTURAN SIRRİYE HANIM'ın dikiş makinesinde diktiği Türk bayrağının Kurtuluş Günü'nün yadigarı olduğunu ifade etti. Bayrağın Sırriye Hanım'ın oğlu edebiyatçı Turgay Gönenç tarafından vasiyet olarak kendisine teslim edildiğini belirten Yaşar Aksoy, bayrağı her eline aldığında üç kez öpüp alnına koyduğunu dile getirdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi