Gülsemin Uğur Kurt

Gülsemin Uğur Kurt

8 MART GÜZELLEMESİ!

Hemen hemen her gün bir kadının şiddet gördüğü, tecavüze uğradığı ve öldürüldüğü bir toplumda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü güzellemesi yapmak çok anlamsız geliyor bana.

Ülkemizde bireylerin günlük hayatta birbirlerine uyguladıkları şiddet son yıllarda ciddi bir artış gösterdi. Özellikle kadına yönelik şiddet. Artık neredeyse her gün bir kadının şiddet gördüğü,öldürüldüğü haberlerini görüyoruz. Peki ya görmediklerimiz? Kapalı kapılar ardında kalanlar? Medyaya yansımayanlar?

Bir de biz sadece fiziksel şiddet söz konusu olduğunda tepki veriyoruz,haber yapıyoruz. Peki şiddet sadece fiziksel mi oluyor dersiniz?

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN TÜRLERİ:

FİZİKSEL ŞİDDET.

CİNSEL ŞİDDET.

PSİKOLOJİK ŞİDDET.

EKONOMİK ŞİDDET.

Kadına yönelik şiddet temel olarak fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik şiddet olmak üzere dört şekilde olmaktadır. Fiziksel şiddet, zarar görenin vücut bütünlüğünün ihlali anlamına gelmektedir. Fiziksel kuvvetin uygulanmasıyla meydana gelen şiddet kişinin bedeni üzerinde geçici veya kalıcı hasarlar bırakmakta ve bazen de ölümüne yol açabilmektedir. Cinsel şiddet uygulaması da içinde fiziksel şiddet barındırır. Ancak cinsel şiddet diyebilmek için hareketin kişinin cinsel bütünlüğüne yapılan bir saldırı boyutunda olması gerekir. Bu saldırı her zaman fiziksel bir nitelik taşımak zorunda değildir. Örneğin, sözlü olarak cinsel taciz davranışı da cinsel şiddettir. Duygusal ve ekonomik şiddet ise gerçekleştiğinde her hangi bir bulgu ortaya çıkarmadığı için aslında en sık rastlanan fakat en az ortaya çıkan ve dolayısıyla en zor önlem alınabilen şiddet tipleridir. Kadınlara şiddet uygulayan kişilerin ise çoğunlukla onlarla yakın ilişkilere sahip kişiler, kocaları veya eskiden birlikte oldukları erkekler olduğu görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünya çapında kadınların %35 i fiziksel ve cinsel şiddet görmekte ve bunların %30’u partnerleri %7’si ise partneri olmayan kişiler tarafından uygulanmaktadır. Bu kişilerin şiddet uygulaması ise biyolojik, psikolojik ve sosyal nedenlerden ötürü ortaya çıkabilmektedir.

(Bkz:http://www.who.int/reproductivehealth/topics/violence/en )

65 GÜNDE 67 KADIN CİNAYETİ!

2021 yılının ilk 65 gününde 67 kadın öldürüldü! Böyle bir ortamda 8 mart güzellemeleri yapmak ikyüzlülükten başka bir şey değil. Kadının değerini bir güne indirgeyen günler,göstermelik hediyeler, yapay mesajlar hiçbir anlam ifade etmiyor. Bir gün için göstermelik kıymet veriyor davranışları boş. Bir gün için yapay bir gündem oluşturmak sorunları çözmüyor. Gerçeği değiştirmiyor.

Cihan Çetinkaya o kadar güzel söylüyor ki ;

Başımızı başka yönlere çevirince sorunlar yok olmuyor. Allah ve yasalar önünde insanlar eşit hak ve hürriyetlere sahiptir. İnsan insanın mülkü olmadığı gibi,kadın da erkeğin mülkü değildir.

Ülke olarak kanayan yaramız...

Bu kanayan yaramız hemen iyileşmeyecek elbet. Ama çözüm için adımlar atmak zorundayız,çareler bulmak zorundayız. Kısa vadede cezaların artırılması,çeşitli yaptırımlar uygulanması işe yarar belki bilemiyorum ama bu sorunumuzu kalıcı olarak çözmez.Uzun vadede kalıcı çözümün yine ''EĞİTİM'' olduğunu düşünüyorum. Ailelerimizi,çocuklarımızı eğitmeliyiz.Bu konuda hepimize büyük görevler düşüyor. 

Şiddetin her türlüsüne dur demek zorundayız. Şiddet gören herkesin sesi olmak zorundayız.Her sessiz kalınan şiddetin bir gün bizi de bulabileceğini unutmamalıyız.

Kadına yönelik her türlü şiddetin karşısında ve kadınların mücadelesinin yanındayım.Yaşama hakkı elinden alınmış tüm kadınları rahmet ve saygıyla anıyorum.

Kadınların değer gördüğü, hak sahibi olduğu, öldürülmediği, alıp verilen-sahip olunan bir varlık olmadığının farkına varıldığı, daha bilinçli, daha duyarlı, daha aydın günleri görmek duası ile... 

Harcamadan ve harcanmadan vaktinizin bereketi bol olsun. 

Sevgilerimle. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülsemin Uğur Kurt Arşivi