Erdoğan'dan AB'ye Eleştiri

  Erdoğandan ABye Eleştiri
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin eşzamanlı olarak Hırvatistan ile AB ile müzakerelere başladığını ancak Türkiye'ye sürekli bahaneler üretildiğini belirterek, "Ortalama 50 yıl gibi bir zaman geçti.

Bu zaman içinde çok farklı bahanelerle hem AB ipe un serdi. Hala da ipe un sermeye devam ediyor. Nedense, zaman geliyor 'nüfusunuz çok fazla', zaman geliyor 'Türkiye çok büyük ülke', zaman geliyor başka bahane. Tüm bu bahaneler devam ediyor. Varsın bunlar devam etsin.

Başbakan Erdoğan, resmi bir ziyaret için Ankara'da bulunan Hırvatistan Başbakanı Jadranka Kosor ile Başbakanlık Merkez Bina'da ortak basın toplantısı düzenledi. Açıklamaların ardından iki başbakan gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başbakan Erdoğan, Hırvat bir gazetecinin sorduğu, Türkiye'nin küresel kriz dönemindeki ekonomik başarısının sırrına ilişkin sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Her şeyden önce 8 yıldır iktidarız. Bu 8 yıllık iktidarımız tek başımıza iktidar olduğumuz ve bazı ilkeleri tavizsiz sürdürdüğümüz bir süreç oldu. Tabi tek başına bir partinin iktidar olması birçok kolaylıkları beraberinde getiriyor. Özellikle mali disiplin dedik, bundan taviz vermedik. Bu süreç içinde güvenden taviz vermedik ve ekonomik istikrarı sürekli takip ettik, temin ettik. Bunlar bizi çok çok rahatlattı. Göreve geldiğimizde ekonomi Türkiye adeta dibe vurmuştu. O dibe vuran ekonomiyi kısa zamanda gerçekten tırmandırdık. Son 2008 küresel finans kriziyle birlikte tüm dünyadaki bankalar, sigorta şirketleri batarken, bizde ne bir banka ne bir sigorta şirkti batmadı. Biz hiçbir bankaya, sigorta şirketine devlet desteği sağlamadık. Ama dünya ülkeleri bu tür destekleri de verdiler. 'Herkes kendi ayağı üzerinde duracak' dedik."

"BU İŞ IMF'SİZ DE OLUYORMUŞ, DEMEYE BAŞLADILAR

IMF'nin de dünyanın birçok ülkesine çok ciddi destekler verdiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin ise süresi dolduğu halde yeni bir stand-by anlaşmasını imzalamadığını söyledi. Erdoğan, "Yaklaşık 3 yıl oluyor ve stand-by anlaşmasını da imzalamıyoruz. Şu anda bize 'bir an önce IMF ile imzaları atın' diyen çevreler, 'bu iş IMF'siz de oluyormuş' demeye başladılar. Bu tabi, bütün bu ilkelere sadakatle sarılmamızdan kaynaklandı. Girişimcilerimiz, yatırımcılarımız sağolsun gerek ülke içinde, gerek ülke dışında teşebbüslerini devam ettirdiler. Sürekli arayış içinde oldular, dünyayla açıldılar. Türkiye kısır bir döngü içerisinde değil, bir dünya ülkesi olarak bütün yatırımcılar koşuşturarak bu yatırımları devam ettirdiler. Kriz dönemini fırsata dönüştürdüler. Bu bizim ülkemizde de böyle oldu. Şu anda da bu yılın ilk 6 ay içinde büyüme yüze 11. Kredi kuruluşları da sürekli Türkiye'nin kredi notunu arttırmaya devam ettirdiler" diye konuştu.

"YERE SAĞLAM BASIYORUZ"

Bu kredi notu artışlarının Türkiye'deki atmosferi de olumlu istikamette etkilediğini belirten Erdoğan, bu kredi notu artışlarının devam edeceğine inandığını dile getirdi. Erdoğan, "Çünkü yere sağlam basıyoruz. Biz bu arada geçirdiğimiz seçimlerin hiçbir tanesinde ki 6 seçim geçirdik. Bunların hiçbirinde seçim ekonomisi uygulamadık. Neyse o yılın milli bütçesindeki görüntü, aynen onları uyguladık. Bazı adımlar atalım, siyasi amaçlı olarak şuraya şu yatırımları yapalım Hayır. Planımızda neyse onu uyguladık. Şimdi Haziran'da yine seçim var. 2011 bütçesini biz bir seçim ekonomisi olarak yapmayacağız. Planımız neyse uygulamaya koyacağız. İşin aslı bu. Buralardan geliyor. Bunun neticelerini almaya devam edeceğiz" dedi

"AB İPE UN SERİYOR"

Bir gazetecinin, Hırvatistan ve Türkiye'nin aynı dönemde AB ile müzakerelere başlamasına rağmen, Hırvatistan'ın üyelikte sona geldiğini belirtmesi ve bunu neye bağladıklarını sorması üzerine Başbakan Erdoğan, Hırvatistan ile eşzamanlı olarak müzakerelere başlamanın yanı sıra, aslında Türkiye'nin müzakerelere 1963'te başladığını söyledi. "Yani Hırvatistan diye bir devlet yokken yani böyle bir durum" diyen Erdoğan konuk başbakana dönerek gülümsedi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Fakat tabi nedense Avrupa Birliği'nin bize yaklaşımı 63'ten yani resmi müracaatımızdan, aslında müracaatımız 59'dur. 63 resmi müracaatımız. Tüm bunlara rağmen ortalama 50 yıl gibi bir zaman geçti. Bu zaman içinde çok farklı bahanelerle hem AB ipe un serdi. Hala da ipe un sermeye devam ediyor. Bütün fasıllarla ilgili dersini iyi çalışan bir ülkeyiz. Yapılandırmamız hep buna göre olmuş vaziyette. Fakat nedense, zaman geliyor 'nüfusunuz çok fazla', zaman geliyor 'Türkiye çok büyük ülke', zaman geliyor başka bahane. Tüm bu bahaneler devam ediyor. VarsIn bunlar devam etsin. Biz işimize, yolumuza aynen devam edeceğiz."

Hırvatistan'a müzakere sürecinde ne tür çileler çektirildiğini bildiğini de ifade eden Başbakan Erdoğan, "Şimdi de Hırvatistan'ın AB'ye girecek olmasından dolayı mutluluk duyuyorum. Eş zamanlı görüşmelere başlamıştık. Şimdiden tebrik ediyorum" dedi.

"KOMİSYON İSTEMİYORUM

Konuk başbakanın 'Dubrovnik ile ilgili sorunu çözeceğiz' sözlerinin hatırlatılması ve bu sorunun ne olduğunun sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, "Dubrovnik meselesine gelince; yatırımcılar noktasında turizmde hakikaten halkımızın Hırvatistan'a bir ilgisi var. Özellikle biliyorsunuz Hırvatistan bize vize uygulamıyor. Vize uygulamadığı için de Dubrovnik gerek deniziyle gerekse tarihi özellikleriyle güzel bir yer. Komisyon falan da istemiyorum tabi. Onu da açık net söyleyeyim. Böyle bir ülke. Bundan dolayı da vatandaşlarımızın hakikaten ilgisini çekti ve oradaki bir yatırımcımızın bana özellikle değerli meslektaşımın Türkiye ziyaretini bildiği için öyle bir ricası oldu. Meslektaşımın ifadesi de bununla ilgili. Kendileri de zaten onu çözeceğini söyledi" dedi.

Konuk Başbakan Jadranka Kosor ise AB'ye üyelik sürecinin çok karmaşık ve zor bir yol olduğunu ancak sona yaklaştıklarını belirterek, "Biz kriterleri yerine getiren tüm ülkeler için açığız. Her ülkenin kendi yolunu düşünerek bu kriterleri yerine getirmesini istiyoruz. Biz iki ülke arasındaki tecrübeyi paylaşacağız. Görüşmeler sonuna yaklaşıyor. Bir maratona girmiştik. Şimdi de artık son 400 metreye geldik. Sonuna yaklaştık. Bu son zor sorunları da atlatacağız. Hiç kolay olmadı. Birçok reformlardan geçtik. Hırvatistan hükümetinin bu kararını Hırvatistan halkı da imzalayacak. Her şey tamamlanınca bir referandum yapacağız. Halkımız da bu konuda düşüncesini söyleyecektir. Türkiye hükümeti ile de fikir alışverişinde bulunacağız" dedi

NATO'da Türkiye'nin müttefiklerinden biri olan Hırvatistan'ın Balkanlar'da barış, istikrar ve refahın yaygınlaştırılmasına yönelik ortak gayretlerde şu ana kadar çok çok önemli adımları atan bir müttefik olduğunu belirten Erdoğan, "Siyasi ilişiklerimizin mükemmel düzeyde seyrettiği Hırvatistan'la Avrupa'nın bütünleşmesi, bölgesel uyum, diyalog ve işbirliğinin güçlendirilmesi yönünde ortak hedefleri paylaşmaktayız. İkili ve heyetlerimizin katılımıyla ilişkilerimizin tüm yönlerini ele alma fırsatını bulduk" dedi.

Görüşmelerde siyasi, ekonomik, askeri, ticari ve kültürel alanlarda birçok konuları görüşme fırsatını bulduklarını da belirten Erdoğan, "Ekonomi ve ticaret alanındaki işbirliğimizin ülkelerimizin gerçek olanaklarını yansıtacak rakamlarda olmadığı tabii ki ortada. Bu rakamları yükseltmek için de bir mutabakat sağladık. Orada da hedefimiz 2013 sonu itibariyle 1 milyar Euro'ya ulaşalım istiyoruz. Bu mutabakatımızı teyit ettik" diye konuştu.

Kültür alanındaki işbirliğinin daha da geliştirilerek sürdürülmesi hususunda da mutabakat sağladıklarını bildiren Erdoğan, "Bunun yanında yine aynı şekilde turizmde, özellikle vatandaşlarımızın da yoğun ilgi gösterdiği Hırvatistan'la bunu daha da geliştirmenin gayreti içerisinde olma noktasında da bir mutabakatımız var. Zira iki girişimcimizin Hırvatistan Dubrovnik'te yatırımları mevcut ve Türkiye'den de Hırvatistan'a özellikle de Dubrovnik'e bir ilgi, alaka mevcut" şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği ile eşzamanlı katılım görüşmelerine başlayan iki ülkenin ortak hedef kapsamında yakın işbirliğinde bulunulması konusunda aynı yaklaşımı paylaştıklarını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Özellikle ortak coğrafyamızı oluşturan Balkanlar'daki durumu ayrıntılı biçimde ele alma fırsatını bulduk. Özellikle Bosna-Hersek'teki gelişmeler konusunda karşılıklı fikir teatisinde bulunduk. Güneydoğu Avrupa'da kalıcı istikrarın sağlanmasına yönelik çabalara katkımızı arttırmak ve bu amaçla aramızdaki diyaloğu daha da geliştirme konusunda görüş birliğine vardık. Bölgenin istikrar ve kalkınmasında Türkiye ile Hırvatistan'ın ortaklaşa katkılarının önemi üzerinde durduk. Görüşmede üzerine odaklandığımız önemli bir husus; iki ülke işadamlarının katılımıyla ortak alt yapı projeleri ve sosyal projeler geliştirmeleri, karşılıklı yatırımlar olabilir ya da müşterek olarak üçüncü ülkelerde yatırımlar olabilir. Hırvatistan ile bu alandaki işbirliğinin bölgemizde ekonomik ve sosyal istikrarın güçlendirilmesine önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz. Nitekim karma ekonomik konsey önümüzdeki hafta Ankara'da toplantısını yapacak. Böylece karşılıklı olarak daha neler alabiliriz, neler verebiliriz bunları görüşme fırsatını yakalayacağız."

Türkiye-Hırvatistan ve Bosna-Hersek Üçlü Danışma Mekanizması çerçevesinde Bosna-Hersek'in kurucu unsurları arasında güven artırımına, istikrarının güçlendirilmesine desteklerini müşterek olarak sürdüreceklerini belirten Erdoğan, "Ayrıca ekonomik kalkınmasına, Avrupa-Atlantik yapılarıyla bütünleşmesine katkılarımız devam ettireceğiz" dedi.

"TÜRK DİZİLERİ TURİZMİ GELİŞTİRİYOR"

Konuk Başbakan Kosor ise, Başbakan Erdoğan'ı Hırvatistan'a davet ettiğini söyledi. Kosor, Türkiye ve Hırvatistan'ın NATO üyesi olduğunu hatırlatarak, Türkiye'yi Hırvatistan'ın NATO üyeliğini desteklediği için teşekkür etti. "Avrupa perspektifi kriterleri yerine getiren bütün ülkeler için açık olmak zorunda" diyen Kosor, bu konuda tecrübe alışverişi yapıp iki ülkenin birbirini desteklemeye devam edeceğini dile getirdi. Küresel kriz döneminde Türkiye'nin başarısından dolayı tebrik ettiğini de ifade eden Kosor, iki ülke arasındaki turizmin gelişimine de dikkat çekti. Kosor, "Ülkemizden Türkiye'ye gelen turist sayısı çok arttı. Özellikle bazı Türk dizilerinden dolayı" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.