Erdoğan: Yolumuzu şehitlerimiz aydınlatıyor

Erdoğan: Yolumuzu şehitlerimiz aydınlatıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim yolumuzu şehitlerimiz aydınlatıyor, yönümüzü şehitlerimiz çiziyor.

Onlardan aldığımız güçle kararlı şekilde yürüyor, Türkiye'yi büyütmenin, Türkiye'yi yüceltmenin mücadelesini veriyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, vatandaşların sevgi gösterileri eşliğinde miting alanına yaklaşık yarım saat gecikmeyle vardı. Miting alanını dolduran kalabalık ise Başbakan'ı bekleyişleri sırasında gül suyu ile serinletilmeye çalışıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi Meydanı'nda 41 derece sıcaklıkta düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Gaziantep'in ilçelerini selamlayarak başladı. Erdoğan, "Araban'a, İslahiye'ye, Karkamış'a, Nurdağı'na, Şahinbey'e, Şehitkamil'e, Yavuzeli'ne, tüm kardeşlerine selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum. Bu Ağustos sıcağında bizi bağrınıza bastınız. O güzel, o anlamlı, o geniş misafirperverliğinize teşekkür ediyorum. Ayrıca, Ramazan-ı Şerif'in tüm Gaziantepli kardeşlerimize, milletimize, İslam dünyasına, tüm insanlığa, barış, kardeşlik ve huzur getirmesini Allah'tan temenni ediyorum" dedi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gaziantep, sırtını devlete dayamadan, sırtını Ankara'ya dayamadan, kendi yağıyla kavrularak tüm Türkiye'ye, tüm dünyaya örnek oldu. Bu gazi şehir, sadece ekonomide değil, kardeşlikte de Türkiye'ye örnek oldu, dayanışmada örnek oldu, demokraside örnek oldu. 3 Kasım'da Gaziantep 'AK Parti' dedi. 29 Mart'ta, 22 Temmuz'da, 28 Mart'ta Gaziantep 'AK Parti' dedi. 12 Eylül'de de inanıyorum ki Gaziantep, bir kez daha şanına uygun şekilde bir kez daha demokrasi diyecek, özgürlük diyecek, hak diyecek, adalet diyecek. 12 Eylül'de Gaziantep inanıyorum ki, büyük Türkiye'den yana, güçlü Türkiye'den yana, aydınlık yarınlardan yana oyunu kullanacak ve 'evet' diyecek. Gaziantep'e soruyorum; ileri demokrasi mücadelemizde yanımızda mısınız? Özgürlük mücadelemizde yanımızda mısınız? Çetelerle, mafyayla, karanlık örgütlerle mücadelemizde arkamızda mısınız? Gaziantep 12 Eylül'de evet diyor mu? İleri demokrasiye evet mi? Büyük Türkiye'ye evet mi? Büyük Gaziantep'e evet mi? Sevdamız millet, kararımız evet. Sevgili kardeşlerim, biraz zaman tünelinde geriye gidelim. Gaziantepli Kamil, 1930 yılında daha 14 yaşındayken annesinin başındaki örtüyü indirmek isteyen düşman askerine kafa tuttu. Kamil, namusu, şerefi, inancı ve vatanı uğruna canını ortay koydu ve şehit oldu. Bu vatan, bu topraklar şehitlerimizin, gazilerimizin emaneti. Bizim yolumuzu şehitlerimiz aydınlatıyor, yönümüzü şehitlerimiz çiziyor. Onlardan aldığımız güçle kararlı şekilde yürüyor, Türkiye'yi büyütmenin, Türkiye'yi yüceltmenin, tüm şehitlerimize, tüm gazilerimize karşı boynumuz dik, alnımız ak kalmanın mücadelesini veriyoruz."

Türkiye'nin yıllar boyunca sanal korkular, gereksiz endişelere maruz bırakıldığını savunan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"İçeride sanal tehditler, dışarıda düşmanlar üretildi. Türkiye on yıllar boyunca içine kapandı, içine kapatıldı. Türkiye'nin 'üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili' dediler. Biz geldik, bu anlayışı yıktık, bu anlayışı ortadan kaldırdık. Bunu en canlı şekilde, en yakın şekilde Gaziantep yaşıyor. Suriye ile Türkiye, daha yedi buçuk yıl öncesine kadar birbirine husumetle bakıyordu. Sürekli gerginlikler yaşanıyor, iki ülke zaman zaman savaşın eşiğine geliyordu. Biz geldik, Esad kardeşimle oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri konuştuk, istişare ettik, müzakere ettik ve Türkiye ile Suriye'yi bölgenin iki kardeş, iki dost ülkesi haline getirdik. Her alanda işbirliğine gittik. Ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta işbirliği anlaşmaları imzaladık. Suriye ile Türkiye arasındaki mayınları temizlemek için adımlarımızı attık. Suriye ile aramızdaki vizeleri kaldırdık. Şimdi benim Gaziantepli kardeşim, cebine pasaportunu koyuyor, istediği gibi Halep'e gidiyor, Şam'a gidiyor. Halep'teki, Şam'daki, Lazkiye'deki, Hama, Humus'taki kardeşim cebine pasaportunu koyuyor, Gaziantep'e geliyor. Kim kazandı? Gaziantep kazandı. Gaziantepli esnaf kardeşim kazandı, tüccar kazandı, sanayici kazandı, vatandaşım kazandı. Bütün o korkuların, bütün o tehditlerin ne kadar boş olduğu ortaya çıktı. Düşman üretme politikasından yarar değil, zarar gördüğümüz ortaya çıktı."

Erdoğan, Türkiye'de şehirleri modern hale getirmenin mücadelesini verdiklerini, vatandaşlardan kentsel dönüşüm projelerine destek vermelerini isteyerek, "Şimdi birileri çıkmış geliyorlar buralara, utanmadan, sıkılmadan. Bu ülkede bir tane bina yapmış değiller. Diyorlar ki 'Bu TOKİ sürekli olarak faiz bindiriyor ve bu faizle sizi sömürüyor' Utanın, utanın. Gelin siz bana faiz bindirildiğini ispat edin, o gün ben TOKİ'deki arkadaşımı görevinden alayım. Biz TOKİ konutlarında 6 aylık aralıklarla, eğer enflasyonda bir artış varsa o enflasyon farkını alıyoruz. Enflasyon dışında bir kuruş alma hakkı yoktur. Bunun dışında asla TOKİ konutlarında faiz uygulaması yoktur. Asla yoktur. Kar, orta gelir grubu ve aşağısında yoktur olamaz. Sadece orta gelir grubunun üzerinde yapılan konutlarda belli miktarda bir kar uygulaması vardı. O da peşinat almadığımız, çok daha düşük, 100 lira taksitle verilen konutlar için bir zemin oluşturmaktır. TOKİ böyle çalışıyor" dedi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben bugüne kadar TOKİ'de oturanlardan duadan başka bir şey duymadım ama şimdi birileri çıkmış bundan rahatsız oluyor. Çünkü bizim TOKİ noktasında hizmetimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. 430 bin konutun 330 binini sahiplerine teslim ettik, 10-15-20 yıllık vadeyle. Biz sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirdik. Şu anda da bunu yapıyoruz. Bunu ne anamuhalefeti ne de yavru muhalefeti yapabilir. Bunların buna gücü yetmez. Böyle bir adımı da atamazlar. Her yeniliğe, her gelişmeye, her değişime ve dönüşüme karşı çıkanlar, sadece ve sadece oldukları yerde sayarlar. Hani Anadolu'da bir söz var ya; 'makaram sarı bağlar, kız söyler, gelin ağlar'. Bunlarınki bu. Bunlar daha çok patinaj yaparlar. Muhalefetin hali bu."

Muhalefet partilerinin Türkiye'nin ilerlemesini engellemek için her yola başvurduklarını savunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin şahlanışını engellemek istiyorlar. Şimdi bir kez daha Türkiye'yi paçalarından tutup, aşağı çekmek için var güçleriyle son gayretlerini ortaya koyuyorlar. Aslında bunlar 'hayır' derken bile samimi değiller. Kendi gerekçelerine kendileri dahi inanmıyorlar. Dikkat edin, TBMM'de anayasa değişikliği oylamaları esnasında, oy kabinine gidip 'hayır' diyemediler, kendi arkadaşlarına da güvenmediler. Meclis'te 'hayır' diyemeyenler, telefon tuşundaki 'hayır'a basamayıp 'evet' diyenler, 'yes' diyenler var ya... Korktular, 'belki oy kabininde de böyle olur' dediler. Onun için göndermediler. Benim Gaziantepli kardeşlerim enayi mi? 12 Eylül'de sana nasıl 'hayır' denileceğini sandıklarda gösterecek."

"ÖNEMLİ OLAN BOY DEĞİL, ÖNEMLİ OLAN SOY"

Başbakan Erdoğan, 12 Eylül'de AK Parti, CHP, MHP, BDP ve diğer partilerin oylanmayacağını, Anayasa'da yapılan 26 maddelik değişikliğin oylanacağını ifade ederek, şöyle devam etti:

"12 Eylül'de vatandaşlar gelecekleri, çocukları ve gençleri için oy verecekler. 12 Eylül'de yeniden büyük Türkiye'ye, itibarlı, saygın, istikrarlı, güçlü Türkiye'ye 'evet' denilecek. Gaziantep'te, CHP'ye oy vermiş kardeşlerimden, MHP'ye oy vermiş, BDP'ye oy vermiş, diğer partilere oy vermiş kardeşlerimden ben hep birlikte 'evet' bekliyorum. İşte görüyorsunuz. CHP içinde, MHP içinde, BDP içinde, sağduyulu sesler çıkıyor, baskılara boyun eğmeyip gerçeği haykıranlar çıkıyor. Belediye başkanları, milletvekilleri, il, ilçe, belde başkanları çıkıyor, 'biz evet diyeceğiz' diyorlar. Genel Merkezlerin tüm baskısına, tüm tehditlerine, 'ihraç edeceğiz' demelerine rağmen cesur yürekler çıkıyor ve 'aklın yolu evet' diyorlar. Biz ucuz polemiklerin içinde değiliz. Biz, ufku olmayan, vizyonu olmayan siyasetçilerden hiçbir zaman olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Onlar gittikleri her yerde iftira atıyorlar, biz gerçekleri konuşuyoruz. Onlar gittikleri her yerde milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar, biz doğruları anlatıyoruz. Onlar, milletimizden hicap etmiyorlar, utanmıyorlar, hakaretler yağdırıyor, küfürnameler diziyorlar, biz yapıcı bir üslupla, nezih bir üslupla, gönül diliyle konuşuyoruz. Onlar anayasa değişikliğinden hiç bahsetmiyorlar, tutturmuşlar 'Başbakanın boyu ne kadar?' Yahu bu sorulur mu Başbakana? Ama çok merak ettin, söyleyeyim; 1,85. Tepe tepe kullan. Peki benim boyuma yetişemezsen halin ne olacak? Ben buradan muhaliflere sesleniyorum; önemli olan boy değil, önemli olan soy, soy. Onun için biz şunu öğrendik; ilmi tahsil ederken 'edep yahu' dediler bize. Biz onu öğrendik. Biz 2011 seçimleri geldiği zaman neyi nerede konuşacağımızı biliriz. O zaman her şeyi çok daha rahat ifade ederiz. Şimdi sen anayasa değişikliğine niçin 'hayır' diyorsun bunu açıkla. Çıkmış diyorlar ki 'efendim bunda yüzde 10 barajının aşağı indirilmesi var mı? Sen bunu konuşmadın ki. Şimdi 'hayır' demekle yüzde 10 barajı aşağıya mı inecek? Böyle bir şey var mı? Yok. Öyleyse neyi konuşuyorsun? 12 Eylül'de, 'evet' diyerek, Anayasa Mahkemesinin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştireceğiz. Hukukta kapalı devre sisteme, kast sistemine siz son vereceksiniz. Hukuk, artık birilerinin arka bahçesi olmayacak. Milletin arka bahçesi olacak. Hukuk millet adına karar verecek. Üstünlerin hukuku sona erecek, hukukun üstünlüğü egemen olacak."

Konuşmasında Gaziantep'teki yatırımlar hakkında da bilgi veren Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çıksorut Mahallesi'nin, Karşıyaka'nın, Düztepe'nin, Ünaldı'nın, Perilikaya'nın emaneti hiç endişe etmeyin bizim üzerimizdedir. Kardeşlikle, dayanışmayla, güvenle, istikrarla tüm sorunların üzerine gidecek ve hep birlikte bu sorunları Allah'ın izniyle çözüme kavuşturacağız. 12 Eylül inşallah Türkiye için bir milat olacak. 12 Eylül inşallah Gaziantep için bir milat olacak. Gelin hep birlikte 'evet' diyelim, demokraside bembeyaz yeni bir sayfa açalım. Her 'evet' unutmayın demokrasiye davettir, her 'evet' adalete davettir, her 'evet' özgürlüğe, hukuka davettir. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak 14 gün, 14 gece sizin bize yüklediğiniz emanetin hakkını verdik. Şimdi merhum Menderes'in ifade ettiği gibi 'söz sizde'. Ben de ilave ediyorum 'evet', karar sizde, mühür de sizde."

Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan'a bir vatandaş tarafından kendi resminin bulunduğu tablo hediye edilirken, Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey tarafından Erdoğan'a üzerinde "Evet" yazılı bir kaftan giydirildi.

İHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.