Erdoğan: Seçim ekonomisine taviz yok

İTO Meclis Toplantısı’nda konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son dönemde yaşadığı büyük dönüşümde KOBİ’lerin özel bir yeri ve katkısı olduğunu söyledi.

Geçmiş dönemlerde KOBİ’lerin ciddi şekilde ihmal edildiğini ifade eden Erdoğan, “KOBİ’leri güçlü olmayan bir ülkenin sadece ekonomisinin değil sosyal barışını ve toplumsal huzurunu da koruması mümkün değildir. KOBİ’ler orta sınıfın güçlenmesi, refah ve kalkınmanın toplumun ana kademesine yayılması anlamına gelmektedir. Pazar günü yapılan halk oylaması kampanyasında da ısrarla vurguladığımız gibi ileri demokrasiye ulaşma mücadelemizde ileri demokrasiye ulaşan ve demokratik istikrarını sağlayan ülkeler, orta sınıfını güçlendirebilen ülkelerdir” diye konuştu.

Teşebbüs ruhunu desteklemek istediklerini ifade eden Erdoğan, “Faiz oranlarının 1951 yılından beri esnafımızın gördüğü en düşük oranlar olduğunu ifade etmek isterim. Kimse kalkıp siyasi bir dille, esnafımız şöyle eziliyor, böyle eziliyor deme hakkına sahip değil. Ben belgeyle konuşuyorum, kuru sıkı atarak değil. Bu gerçekleri görmemiz lazım. Bunlardan bihaber olanlar maalesef esnaf yalnız bırakılıyor, esnaf terk edildi diyor. Aynı çiftçiye yaptıkları gibi. ‘Çiftçiye ne verdin, köylüye ne verdin…’ Verilenlerin hepsi ortada. Biz göreve geldiğimiz zaman aynı şey çiftçide de geçerli. Biz göreve geldiğimizde Ziraat Bankası’nın faiz oranları yüzde 59’du, bu faiz oranlarını yüzde 7’ye kadar indirdik. Son olarak 5.2’ye düşürdük, bununla da kalmadık, eğer damlama sulama yapıyorsa 0… Bu destekleri veriyorsunuz ama meydanlara çıkanlar hala, ‘çiftçimiz ihmal ediliyor’ diyor. Gerçek ortada işte. Bütün imkanlar seferber ediliyor. Yüzde 59 faiz nerede, 5.2 nerede? Eğer damlamayı sulamayı yaparsa 0… İnsaf, dürüst olalım. Bunlar kimlik, karakter meselesi. Çünkü ülkenin kalkınmasına, gelişmesine, el ele verelim, iktidarıyla muhalefetiyle destek olalım, bu ülke ayağa kalksın demek yok. Ben atayım, tutmazsa iz bırakır. Mantık bu” dedi.

Halk oylamasında çıkan sonucun ülkenin güven ve istikrarına güç verdiğini ifade eden Erdoğan, ekonominin üzerindeki siyasi risklerin ciddi şekilde azaldığını söyledi.

Demokrasi ile ekonomik gelişmenin doğru orantılı olduğunu belirten Erdoğan, “Hükümet ekonomiyi büyütsün, demokrasiyi güçlendirsin ama biz hükümete destek olmayalım, rahat koltuklarda yan gelip yatalım… olmaz öyle şey. Artık bu geçmişin kompleksli anlayışıdır. Eğer Türkiye’yi büyüteceksek, iktidarıyla muhalefetiyle, sivil toplumuyla, sanatçısıyla, sporcusuyla hep beraber sorumluluk almak ve çaba göstermek durumundayız” dedi.

“KRİZ TEĞET GEÇTİ”

Türkiye’nin büyüme rakamlarında yeniden dünyada rekorlar kırmaya başladığını kaydeden Erdoğan şöyle konuştu:

“OECD Genel Sekreteri, ‘Türkiye derecelendirmede bundan daha iyisine layık’ diye açıklamasını yaptı. OECD Genel Sekreteri bu açıklamayı yapıyor. Ben de küresel kriz başladığı zaman bir açıklama yaptım; ‘Bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek’ dedim.

Benimle ekonomiyi çok iyi bildiğini iddia edenler dalga geçmeye başladı. Şurada 3-4 ay önce işsizlikte başladığımız noktayı yakalayacağız dedik. İşte buyurun, dün açıklanan rakamlarla başladığımız noktayı yakaladık. Daha iyi bir konuma geleceğiz bunu da söyleyeyim. Yılsonu itibariyle bu böyle olabilir mi? Yılsonu itibariyle bunu korumaya çalışacağız. Çünkü işsizlikte yapısal sürekliliği sağlama bizim için daha zaman alacak. Artık teknoloji yoğun bir emek dönemindeyiz. Emek yoğun istihdam döneminde değiliz.”

2010 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarına da değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Hedefimiz inşallah, bu yıl itibariyle 7-8 gibi bir yerleri yakalayacağız. Bu ne demektir? Biz tekrar O yakaladığımız iyi konuma oturacağız” dedi.

Anayasa paketindeki değişiklikle beraber, önümüzdeki yıldan itibaren dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine doğru kararlılıkla yürüyeceklerini anlatan Erdoğan, yeni Anayasa çalışmalarına hızlı bir şekilde başladıklarını söyledi.

Son günlerde bazı kesimlerce ortaya atılan “seçim ekonomisi” uygulayacakları yönündeki iddialara da yanıt veren Erdoğan, “Seçim ekonomisi konusunda bu kardeşinizin hiç tavizi yoktur, asla… Yani şimdi seçim ekonomisi geldi, şuraya gidelim fala yatırım yapalım, bütçeyi alt üst edelim… Benim kitabımda böyle bir şey yok, hiçbir zaman da olmadı. Nasıl planladıysak öyle gidecek” dedi.

Mali disiplinden asla taviz veremeyeceklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Mali kural noktasında da bir ertelemeden bahsettim. Gerekçesi de şuydu; IMF sizi istediğiniz gibi çalıştırmıyor. Dedik ki, ‘biz kendi içimizde de bir IMF oluşturmayalım.’ Çünkü bu yatırımları yapmamız lazım, Türkiye bu yatırımları yaptıkça ayağa kalkacak” diye konuştu.

Anayasa referandumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, referandumun politize edildiğini söyledi.

Erdoğan, “Yargının içerisinde üst noktalara gelmiş kişiler, ‘yarından itibaren karanlık bir gün başlıyor’ değerlendirmesini yapabiliyor. Bu ne kadar karanlık bir zihniyet olduğunu gösteriyor. Sormak lazım, kararan ne var? Aslında bu ülke karanlıktan aydınlığa çıkıyor. Millet bunun kararını verdi. Bir taraftan diyeceksin ki ‘millet bunun kararını verdi saygı duymak lazım’... O zaman neden kararıyor? İşte şimdi bu değişen süreçte, yüzde 77.5 gibi bir katılımın olduğu bir halk oylaması bu. Bunun içinde yüzde 58 gibi bir sonuç çıkıyor. 26 maddede değişiklik yapan bu paketi tartışmaya mahal vermeden onaylıyor. Bu tarihi gün Türkiye’nin ekonomisinden dış politikasına kadar, temel hak ve özgürlüklerden ülkemizin itibarına varıncaya kadar Türkiye’nin önünde yepyeni bir ufuk açacak” şeklinde konuştu.

SEZEN AKSU SOKAĞI

Bazı sanatçılarımızın adının verildiği caddeleri tarumar etmek isteyenlerin sadece nefsini tatmin ettiğini söyleyen Erdoğan, “O sanatçıya saygısızlık sana bir şey kazandırmaz. Tam aksine kaybettirir. Zira o sanatçıya sahip çıkacak başka belediyeler de ortaya çıkar. Bu noktada dayatma yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu tür şeyler kendiliğinden oluşabiliyorsa, yani belediye meclisleri, belediyeler bu tür taktirleri kullanıyorsa o zaten layık olduğu yere gelmiştir, sen onu indiremezsin. Sanatçı üzerinden siyaset yapmanın hiçbir anlamı yok. Niçin kaybettiğini anlayamayanlar sürekli kaybetmeye mahkumdurlar” dedi.

Erdoğan, referandumun ardından AK Parti MYK’yi toplayarak ‘hayır’ oyu veren yüzde 42’lik kesiminin analizini istediğini de belirtti. Konuyla ilgili çalışmalarının sürdüğünü belirten Erdoğan, “Yüzde 42 acaba bize neden hayır dedi? Biz milletin mesajına sağır kesilemeyiz. Çünkü aynı mesajı almak istemiyoruz. Çünkü ‘hayır’ların da ‘evet’e dönmesi lazım. Bir siyasetçinin de hedefi bu olmalı” dedi.

İHA