Erdoğan: Kasap Mısınız!

Erdoğan: Kasap Mısınız!
Başbakan Recep Tayip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşuyor...

Hafta sonunda Elazığ’da son derece önemli açılışlar gerçekleştirdik. 8 Mart’ta Karakoçan’da 6 şiddetinde bir deprem oldu. Depremde 42 vatandaşımızı kaybettik. Deprem duyulur duyulmaz, toplam 167 personel ve 26 araç ile derhal harekete geçtiler ve depremden 5 saat sonra arama kurtarma çalışmaları neticelendi. İhtiyaçlar yerinde tespit edildi.

TOKİ Nisan ayında 1830 konut için çalışmalara başladı ve 7/8 ayda, 1474 tanesi bitirildi ve kış başlamadan depremzede aileler konutlarına yerleşti. Sahiplerine anahtarları teslim ettik. Ardından Elazığ’a giderek 36 eserin açılışını yaptık. Okullar, pansiyonlar vardı. Anadolu’dan otoban otoyol dışında, ilk defa duble yol kalitesini de aştı, üç gidiş üç geliş olmak üzere Elazığ’a bir çevre yolu kazandırdık.

Milliyetçilik kafatasçılık değildir. Milliyetçilik çeşitli sembollerle tezahüratlarda bulunmak değildir. Milliyetçilik belli idealler etrafında buluşmak, insanlığın tamamının huzur ve barışı adına tek yürek haline gelmektir. Milliyetçilik bu ruhu oluşturabildiği oranda kıymetlidir. Milliyetçilik kendi milletine kendi vatanına ülkesine onlarla birlikte tüm insanlığa, tüm mağdurlara ulaşmak, el uzatmaktır. Milliyetçilik asla ve asla ırkçılık değildir. Milleti teşkil eden ana unsurlar, kan bağı genetik kodlar değildir. Tarihti kültürdür ortak değerlerdir.

Etnik kökeniyle, diliyle, kökeniyle birbirinden ayırmak hem onlara hem de bu ülkeye yapılacak en büyük saygısızlıktır. Bizler Türkiye Cumhuriyeti üst kimliği altında toplanmış, aynı ideallere kenetlenmiş bir milletiz. Biz Milliyetçiliğe hep böyle baktık. Biz millete hizmet etme, hizmetkarlık yapmak olarak gördük milliyetçiliği. Milliyetçilik tarihi mirası kültürel mirası korumayı gerektirir. Dikkat ediniz birileri Milliyetçilik kavramını istismar etmeyi, siyasetlerinin odak noktasına yerleştirirken biz hiçbir zaman bunu yapmadık. Kuru milliyetçiliğe, slogan milliyetçiliğine teslim olmadık.

Mehmet Akif Arnavut’tur. Ama siz hiçbir zaman, Mehmet Akif Ersoy’da ırkçılık göremezsiniz. Ama istiklal Marşı’mızın sahibi? Nasıl izah edeceksiniz onu? Herkes bu İstiklal Marşını gururla şerefle söylemiyor mu?Peki bunun güftesi kime ait Mehmet Akif’e ait. O kim bir Arnavut. Ama o hiçbir zaman bunu ön plana çıkarmadı.

Namık Kemal çok güzel söylüyor: Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten. Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten. Filistin için Gazze için bu millet yüreğini açtı. Yeri geldi Kosova’nın başı darda olduğunda, onun yanında oldu. Bu millet her zaman mazlumun yanında durdu.

Bir camda bir hanımefendiyi, yanında bir nineyi gördüm. Baktım ağlıyordu. Hemen Sayın Taçi’ye ‘gel şurada bir eve uğrayalım’ dedim. Çıktık o nineyle, o teyzeyle sarmaş dolaş olduk. Tabi hüngür hüngür ağlıyor. Ülkemizden bir köşe yazarının da akrabası çıktılar. Egemen Bey’in yanında da telefonu vardı, kendilerini görüştürdüler. Tabi bu anlamlı bir tabloydu. Ağlıyordu. Yanında kızları vesaire, onlarda yaşlanmışlar. Ama muhabbeti sevgisi aynı canlılığını koruyor ve Prizren halkı çocuklarıyla gençleriyle, bizi ve hükümet üyelerini karşılamak için heyecanla bekliyordu. Yaşlı bir amca yanımıza sokuldu ve Türkçe olarak şunu söyledi: “Şadırvan Meydanı Tito’dan sonra böyle bir kalabalık görmedi.”

İlla aynı dili konuşmak gerekmiyor bakın. Dedim ya Arnavutça konuşan Türkçe konuşan hep birlikte bu kaynaşmayı gördük. Fatih Sultan Mehmet’in, 1461 yılında yaptırmış olduğu camiinin restorasyonu tamamlanmıştı onun açılışına gittik. Başbakan Sayın Taçi’yle açılışını gerçekleştirdik. Milliyetçilik bu. Kosova’daki o türbeyi, güzel bahçeyi, bahçedeki gül ağaçlarını, kesme taşları ve sultan murat’ın o mübarek sandukasını gördüğümüzde, onu bize nasip ettiği için rabbime bir kez daha şükrettim.

Biz o türbeyi de balkan coğrafyasındaki ata yadigarlarını da, soydaşlarımızı da, muhabbetimizi artıran ortak zenginlik olarak görüyoruz. Her zaman ifade ediyorum. Bizim bu bölgede ve merkezinde bulunduğumuz coğrafyada, huzurdan istikrardan barıştan başka hiçbir hedefimiz yok. Farklı niyetler peşinde asla değiliz. Farklı hedeflerin peşinden asla koşmuyoruz. Ortadoğu’da Balkanlar’da Kafkaslar’da barış tesis edilirse, tüm dünyanın istifa edeceğini altını çizerek vurguluyorum.

Kosova’da şahit olduğumuz muhabbet, dünyanın bugün hemen her ülkesinde bize gösterilen sevgi, Türkiye’nin kazandığı gücün neticesidir. O sevginin aynısını, Berlin’de de Karaçi’de de Beyrut’ta da Şam’da da görüyoruz. Türkiye bugün içine kapanık bir ülke değil. Aktif dış politikasıyla, TİKA Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü, TRT kurumlarıyla dünyayı kucaklayan bir ülke. TİKA bizden önce de var olan bir kuruluştu. Milliyetçiliğiyle övünen partiler acaba TİKA’dan ne kadar istifade ettiler? TİKA, Türkiye’nin gücünün en ince enstrümanlarından biridir. Ata yadigarlarını TİKA aracılığıyla biz onardık. Kırım’da bin civarında konut yaptık. TİKA dünya genelinde uzak yakın demeden, şu anda tam 7 bin proje yürütüyor.

Ne kendileri ne hayalleri buralara ulaşamazken, biz eserlerimizle yaptıklarımızla Türk milletinin gücünü gösteriyoruz. Azınlık durumundaki soydaşlarımıza biz sahip çıkıyoruz. Mağdurlara mazlumlara el atıyoruz. Lobi faaliyetlerimizi en geniş anlamda yürütüyoruz. Bu ülkenin Başbakan’ı ve kabinesi, yabancı ülkelerde, bir Türk bayrağı deniziyle, Türkiye sloganlarıyla karşılanıyor.

Bu ülkenin Başbakan’ı ve heyeti, Kosova’lı çocukların kalbinde en baş köşeye yerleşiyor, ama içerde güya milliyetçi olduğunu söyleyen bir grup tarafından dili koparılmakla tehdit ediliyor. Birisi çıkıyor, onu koltuğundan indireceğim diyor. Siz nesiniz yahu? Siz siyasi parti misiniz, yoksa kasap mısınız? Siz ne zamandan beri Ali Kıran baş kesen oldunuz? Bu makamlara millet götürür millet getirir. Kimse buraya indirme bindirme yapamaz. Mavi Marmara’nın uğradığı sular değil. Orada onu yapanları biliyoruz. Onlarla eş durumdaysanız, eş değerdeyseniz buyurun çıkın ortaya.

Seviye farkını görüyorsunuz değil mi? Eminim ki milletimde bu dil farkını çok iyi görüyor. MHP yönetiminin giderek hırçınlaştığını milletimiz izliyor. MHP yönetimi ciddi bir baraj korkusuna kapılmış bir durumda. Bataklığa düşen çırpındıkça kurtulmaz, çırpındıkça batar. Şu anda bunlar bu durumda. Ak Parti’yle bu çirkin polemiklerin içine girenler, bizi içine çekeceklerini zannediyorlarsa, biz o çirkin polemiklerin içinde yokuz. Bu seviyesizliğe alet olmayacağız.

 

 

MHP’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. İnanıyorum ki onlarda bu konuda gerekli dersi, gerekenlere verecektir. Bu yönetimin sergilediği yaklaşım, milletin değerlerinden kopuşunu gösteriyor. Bu tam anlamıyla bir savrulma durumudur. Açık söylüyorum, bu seviyesizlik karşısında biz nezaketimizi koruyoruz.

12 Eylül’de sandıklar kapandı. Bunlar da içlerine kapandı. Biz de ondan önce olduğu gibi, sonra da yollardayız. Açılışlardayız, milletin içindeyiz. Şu iki ayda mekik dokuyor, millet için hizmetten hizmete koşuyoruz. Biz eser üzerine eser üretiyoruz. Beyefendiler hakaret üzerine hakaret üretiyorlar. Ben bu üslubu hiç kimseye değil, milletime şikayet ediyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan’ına, bakanlarına yönelik bu ağır hakaretlerini, MHP’ye CHP’ye gönül vermiş kardeşlerime şikayet ediyorum. Sizlerden de rica ediyorum. Bu tahriklere gelmeyin. Bu dile bu üsluba aldırış etmeyin. Oyunlara aldanmayın. Onlar hangi dille konuşursa konuşsun, biz Yunus’un Mevlana’nın diliyle, halkın diliyle konuşmaya devam edeceğiz.

Aynı dille üslupla cevap verdiğimiz anda, biz kaybederiz öfke kazanır. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Biz muhalefetin vizyonsuzluğuna kalsaydık, 150 bin derslik yapamazdık, ülkemizin dört bir yanını 13 bin kilometreyi aşkın yollarla öremezdik. Enerjiyi en ücra köşeye, KÖYDES projeleriyle yolu suyu götüremezdik. Enerji noktasında, Türkiye ciddi anlamda bu açığını kapatıyor.

Bu muhalefetin çapsızlığına kalsaydık, 435 bin konut inşa edemezdik. Biz bu kavgalara aldırış etmeseydik, dünyanın takdir ettiği ekonomik başarılara imza atamazdık. Şu anda ülkemizi ziyaret eden turist sayısı 29 milyona ulaşıyor. Göreve geldiğimizde bu rakam 13 milyon civarındaydı.

Muhalefetin çıkardığı krizlere aldırış etseydik ekonomide bu kadar düzelemezdik. Muhalefetin seviyesiz üslubuna aynı şekilde cevap verseydik 73 milyonu kucaklayamazdık. Asıl korku imparatorluğunun kendi içlerinde olduğunu itiraf ettiler.

İHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.