Erdoğan İsrail'e Şart Koştu

Erdoğan İsraile Şart Koştu
"Adımlar atılmadığı sürece kimse bizden normalleşmeyi beklemesin. Başından itibaren söylediğimiz budur"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Mavi Marmara olayı konusunda devletten devlete değil, bireylerden özür dileyeceğine yönelik haberlerle ilgili olarak, "Burada bireylerden devletten falan, böyle bir ayırım söz konusu değildir. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti'nden özür dilenmesi söz konusudur" dedi.

Başbakan Erdoğan, Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani ile ortak bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Mavi Marmara olayı ile ilgili olarak İsrail basınında yer alan ve 'İsrail'in özür dilemeyi kabul ettiği, ancak bu özrün devletten devlete değil, bireylere yönelik olacağı' şeklindeki haberlerin sorulması üzerine Erdoğan şöyle konuştu:

"Ben sizin sahip olduğunuz detaylara sahip değilim. Bizim sadece ortaya koyduğumuz şudur; biz ortada uluslararası karasularında bir defa Türk bayraklı bir gemi içinde olmak kaydıyla üç tane Gazze'ye yardım götüren insani amaçlı bir konvoya saldırı düzenlenmiştir. Bu saldırı, denizden olmuştur, havadan olmuştur. Bütün bunlarda belli mesafeler aşılmış ki önemli adımlardan bir tanesi ambargonun yumuşaması olmuştur. Ambargo henüz kalkmamıştır. Ambargoların da kalkması lazım. Burada asıl önemli olan özür dilenmesidir. Burada bireylerden devletten falan, böyle bir ayırım söz konusu değildir. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti'nden özür dilenmesi söz konusudur. Çünkü bunların hepsi bizim vatandaşımızdır. Bir tanesi ABD vatandaşı ama bizim soydaşımız olan bir evladımızdır. Bir diğeri de tazminat konusudur. Bu konularla ilgili adımlar atılmadığı sürece kimse bizden normalleşmeyi beklemesin. Başından itibaren söylediğimiz budur.

Türkiye'nin İsrail'e yardımından sonra başlayan görüşmelerde gelinen aşamanın sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, "Şu anda görüşmeler yapılıyor. Ama bu görüşmeler henüz teknik boyuttadır. Teknik boyutu aşılmış durumda değildir. Tamamen aşılırsa zaten sizlere de açıklanacaktır" yanıtını verdi.

"BİZE SIKINTI GETİRİRSE TEDBİRLERİMİZİ GELİŞTİRİRİZ"

Wikileaks sitesinin kurucusu Assange'ın İngiltere'de tutuklanması ile ilgili bir soru üzerine Erdoğan, "İngiltere yargısının bir kararıdır. İngiltere'nin yargısı böyle bir karar almış, biz onu izleriz. Kalkıp da yargının kararı üzerinde bir yorumda bulunmama gerek yok. Bana da düşmez" dedi.

Wikileaks belgelerine ilişkin AK Parti ve Dışişleri bünyesinde kurulan komisyonların çalışmalarının hangi aşamada olduğu ve Türkiye'nin yol haritasının netleşip netleşmediğine ilişkin soru üzerine de Erdoğan, "Şu anda gerek Dışişleri Bakanlığımız, gerek Adalet Bakanlığımız, gerek Başbakanlık, gerekse partimiz bu süreci takip ediyor. Başında ne dedik biz, 'eteklerindeki taşları döksünler' dedik. Bu taşlar dökülmeye devam ediyor. Bu taşlar dökülmeye devam ettiğine göre herhangi bir adım atılması söz konusu değil. Ama bu süreçte birinci derecede adım atması gereken ülke ABD'dir. Çünkü bu ABD diplomasisini ciddi manada sıkıntıya sokmuştur. Bize herhangi bir sıkıntı getirecek olursa biz de ona göre, tedbirlerimizi ona göre geliştiririz" diye konuştu.

 

 

 

PAKİSTAN'IN AŞIRICILIKLA VE TERÖRİZMLE MÜCADELESİNE DESTEK

Erdoğan, Gilani'nin ülkesinin kritik bir dönemecinde demokratik Pakistan hükümetinin liderliğini üstlenmiş bir siyaset adamı olduğunu belirterek, "Kendisi aynı zamanda bir kültür insanı olup, İstiklal Savaşımıza destek vermiş bir aileden gelmektedir. Sayın Gilani'yi Türkiye'de ağırlamak, ikinci evinde ağırlamak bizler için ayrı bir onur olmuştur" dedi.

Pakistan ile Türkiye ilişkilerinin askeri alanda, savunma sanayinde, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel ve turizm alanlarında birçok düzlemde kendini ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, "Bu yıl itibarıyla özellikle ekonomik alanda 1 milyar doları yakalayabileceğimizi tahmin ediyoruz. İnşallah 2012 sonu itibarıyla hedefimiz 2 milyar dolardı. Bu kararlı gidişimizle bu rakamı yakalayacağımıza inanıyorum" diye konuştu

"Türkiye, Pakistan'ın terörizm ve aşırıcılıkla mücadelesini ve demokratikleşme sürecini güçlü bir şekilde desteklemektedir" diyen Erdoğan, sel felaketinin bu mücadeleyi ve Pakistan'ın demokratikleşme mücadelesini sekteye uğratmamasının hem Pakistan hem bölge açısından kritik bir önem arz ettiğini vurguladı. Erdoğan, "Kardeş Pakistan halkının esenlik ve huzurunu kendi huzurumuzdan ayrı tutmuyoruz. Bu nedenle de terörle mücadelede Pakistan'a elimizden gelen desteği vermeye hazırız" dedi.

İki ülke arasındaki dayanışmanın her alanda farklı bir şekilde sürmesi ve çok daha süratle mesafe alınması noktasında şu anda sel felaketiyle ilgili konuda Türkiye'nin sunacağı imkanların hazır olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kadrolarımız hazır ve bu mutabakat çerçevesinde de oradaki yatırımlarımızı orada hayata geçireceğiz, kendimize belirlediğimiz bir hedef var. Yer belirlendikten sonra 6 ay içinde başta hastaneler, okullar olmak üzere yol, su gibi altyapıları yapmak suretiyle konutlara da gireceğiz ve orada Muzafferabad'da ortaya koyduğumuz eserler gibi burada da eserleri ortaya koymak istiyoruz" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Pakistanlı bir gazetecinin, Pakistan ile gerçekleştirilecek ortak projelerin tarihinin ne zaman olacağı ve finansmanının nasıl sağlanacağı yönündeki sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, "Her proje tüketen proje olmaz. Projeler vardır, aynı zamanda üretkendir. Bizim bu anlaşmaların içerisinde üreten de var, yatırıma yönelik olarak tüketen de var. Tüketen gibi olanlar da ileride üretken projeler haline dönüşecektir. Aslında bunların en üretken yanı Türkiye ve Pakistan arasındaki dayanışmanın çok daha güçlenmesine yönelik anlaşmalar olmasıdır" dedi.

Savunma alanında ortak işbirliği yapılacağı konusunda duyumlar olduğu belirtilerek, bu konudaki ayrıntıların sorulması üzerine ise Erdoğan, şöyle konuştu:

"Savunma sanayinde Türkiye'nin çok ciddi kabiliyetleri var. Zırhlı taşıyıcılarda, özellikle Türkiye, ciddi mesafeler aldı. Bunlar, gerek zırhlı insan taşıyıcıları, bunun yanında diğer insansız hava araçlarında, hücum botlarda, denizde, birçok alanlarda ürünleri olan, gemi inşaat sanayindeki gücümüz sebebiyle güçlü ülke konumundayız. Fakat 2013'ten itibaren de ATAK helikopterlerini artık seri olarak üretmeye başlayacağız. Böyle bir döneme doğru gidiyoruz. Bu konuda siparişler alma noktasında ülkelerle

belli bir dayanışmanın içerisine, ticari ilişkiler kurmanın içerisine gireceğiz. Olayın aslı budur."

Pakistan'daki altyapının gerçekleştirilmesine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim aslında üzerinde ısrarla durduğumuz konu, altyapı-üstyapı noktasında bu felaketten sonra gezdiğimiz, dolaştığımız yerlerin durumunu gördük. Gördük ki buralarda altyapı ciddi manada tahrip olmuş. Bu altyapıya yardımcı olmamız lazım. Bunun yanında oraların su ihtiyacı vardı. Bunların giderilmesine yardımcı olmamız lazım. Çünkü en önemli iki konu, yol ve sudur. Tabii enerji de önemli. Ama hastaneler, okullar, bunlar çok büyük önem arz ediyor. Bütün bunların yanında, ardından şüphesiz ki bir de konaklama imkanları. Burada da biz Türkiye olarak kendi içimizde çok ciddi konut sıkıntımız olmamasına rağmen, hükümet olarak sosyal konut noktasında 8 yıl içerisinde 440 bin konut yaptık. Ama telaşımız olsa, çok daha fazla yapmamız gerekse, çok daha fazlasını yapacak güçteydik. Bu konuda önümüzde engel yok. Böyle bir deneyimimiz, tecrübemiz var."

İnşaat sektöründe Türkiye'nin Çin'den sonra dünyada ikinci sırada bulunduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, "Bu bize çok farklı bir konum sunuyor. 2005 Muzafferabat'taki felakette de Türkiye olarak orada önemli bir misyon üstlendik. Çok gayretli çalışmalar oldu. İki kez gidip gelme imkanım oldu. Felaket olduğunda da gittim, yapıldıktan sonra da gittim. Burada durum çok daha farklı. Burada da çalışmalarımızı değerli kardeşimle, tüm Pakistanlı kurum ve kuruluşlarla birlikte el birliğiyle yapalım. Bir an önce biz de bir kenarından işin tutmuş olalım, ama sağlam tutalım diyoruz. Şu anda orada ekiplerimiz var. Bu ekiplerimizi çoğaltarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz" dedi.

18 ANTLAŞMA İMZALANDI

Öte yandan basın toplantd gireceğiz ve orada Muzafferabadısı öncesinde Türkiye ve Pakistan arasında 18 anlaşmaya, iki ülke bakanları ve başbakanlar tarafından imza atıldı. Anlaşmalar şöyle:

"1- TRT ile Pakistan Televizyon Kurumu arasında ikili işbirliği,

2- Bitki koruma ve karantina alanında işbirliği mutabakat zaptı,

3- Veterinerlik alanında işbirliği mutabakat zaptı,

4- Sağlık strateji planlarının geliştirilmesi ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesine dair mutabakat zaptı,

5- Afet sonrası sağlık hizmetlerinin desteklenmesi ve sürdürülmesine dair mutabakat zaptı,

6- Sağlık personelinin ortak programlarla eğitimine dair mutabakat zaptı,

7- Anne çocuk sağlığı ile anne çocuk ölümlerinin azaltılmasına dair mutabakat zaptı,

8- Türkiye'de hasta tedavisi ve kardeş hastaneler tesis edilmesine dair mutabakat zaptı,

9- Eğitim alanında işbirliğinin güçlendirilmesine dair mutabakat zaptı,

10- Gençlik alanında işbirliği mutabakat zaptı,

11- Denizcilik alanında işbirliği mutabakat zaptı,

12- Bilgi ve iletişim teknolojileri ve posta haberciliği mutabakat zaptı,

13- Konut ve inşaat alanında işbirliği mutabakat zaptı,

14- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ticaret anlaşması taahhütlerine işlerlik kazandırılmasına ilişkin ortak açıklama,

15- Müteahhitlik ve teknik müşavirlik hizmetlerinde düzenli istişare mekanizmasının kurulmasına ilişkin protokol,

16- Konut alanında işbirliği mutabakat zaptı,

17- İzinsiz ikamet eden şahısların geri kabulü,

18- Ortaklığın güçlendirilmesi hakkında ortak bildiri."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.