Başbakan: Yola çıkacaklara yalvarıyorum

Başbakan: Yola çıkacaklara yalvarıyorum
Erdoğan, CNN Türk’te katıldığı canlı yayında gazeteci Taha Akyol’un sorularını yanıtladı.

Akyol: Cumhurbaşkanlığının yetkileri konusunda düşündükleriniz

Erdoğan:  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün göreve geldikten sonra cumhurbaşkanlığının mevcut yetkilerinin fazla olduğu noktasında açıklamaları olduğunu anımsatarak, AK Parti’nin düşüncesinin de bu yönde

Başkanlık sisteminin cumhurbaşkanlığı sisteminden çok farklı olduğunu, dünyada başta ABD olmak üzere başkanlık sisteminin işlediği ülkeler bulunduğunu, Fransa’da yarı başkanlık sisteminin, Almanya’da başkanlığın olduğu farklı bir sistemin, Güney Amerika ülkelerinde de farklı uygulamaların yürütüldüğünü anlatan Erdoğan, şöyle konuştu.

Burada en ideal olan neyse bunun üzerinde tartışma yapılabilir, bir önyargımız yok. Bu konuda şu anda Anayasa Komisyonu Başkanımız Burhan Bey’in geniş çalışması var, akademisyenlik döneminde tezi var. O da bu konuda çok çok iddialı, Parlamentoya girmeden önce devamlı anlatırdı. Bunun üzeride geniş çalışma yapabiliriz. Burada bütün mesele, ülkemiz hangisiyle daha büyük verim, kazanım elde edecek. Sistem ne kadar rahat çalışabilirse... Burada parlamenter sistemi yok etmiyorsunuz ki muhalefet ’bunlar hilafet getirecekler’ diyor. Başkanlık sisteminin hilafetle ne alakası var, parlamenter demokrasi yine işliyor. ABD Kongresi’nin ne kadar güçlü olduğunu biliyorsunuz, bir silah alımı yapmak için bile ABD Başkanı, Kongre müsaadesi olmadan bir silah alımı yapamaz.

Taha Akyol: Yargı meseleleri hariç sizin konumunuz Barack Obama’dan güçlü. Obama, sizin TBMM’de sahip olduğunuz grup desteğine sahip değil sizin meseleniz yargıyla alakalı

Başbakan: Evet, sahip değil. Orada güçler dengesi noktasında bir uyum söz konusu. Bunu yok farz ediyorlar. ’Vur abalıya’ diyerek, olay farklı bir noktaya çekilerek, kara propaganda yapılıyor. Üzerinde çalışmalar yapılabilir, nihayetinde bununla ilgili bile gerekirse halk oylamasına gidilir, ama şu anda illa da bu olmazsa olmazımız değil" diye konuştu.

Akyol: Milletvekili dokunulmazlıklarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz.

Başbakan: Yargı mensuplarının ya da silahlı kuvvetler mensuplarının yargılanmalarının farklı esaslara tabi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Biz burada Parlamentonun çalışmamasını mı, yoksa adi suçları dokunulmazlık zırhından çıkarıp, bunların yargıya açılmasını mı kastediyoruz. Sadece Parlamento mensupları mı dokunulmazlık zırhından çıkarılacak? Yargı mensupları, silahlı kuvvetler de çıkarılacak mı? Bunu belirlemeliyiz. Biz diyoruz ki hepsini bu zırhtan çıkaralım, aynı çerçevede bunları değerlendirelim

Milletvekili dokunulmazlığını tümüyle kaldırdığınız zaman bu ülkede siyaset yozlaşır, milletvekilinin özgüven içinde çalışma imkanı olamaz. Bir başbakan bile her an bir savcının, bir yargıcın yargılamasına açık, Demokles’in kılıcı her an boynunda sallanacak gibi hisseder. Şu anda sıkıntı çekiyoruz, o zaman nasıl bu görevi yapacağız. Dokunulmazlığın kaldırılmasını isteyenler, sadece kendi iktidarları olmadığı için bunu istiyorlar. Kendi iktidarlarında niçin böyle bir talepte bulunmadılar.

Milletvekillerinin dokunulmaz değil milletvekilliği görevi sona erdiğinde haklarındaki yargılamanın tekrar başlar. Hakkımdaki AKBİL davasının da milletvekilliğim sona erdiğinde görülmeye başlayacak.. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum için "ita amiri" sıfatıyla AKBİL davasına dahil edildim.  Aynı davada yargılanan tüm arkadaşlar yönetim kurulunda bulunan herkes beraat etti.

Akyol: KPSS’deki iddialar?

YÖK ile görüştüm, Yüksek Denetleme Kurulunun raporuyla alakalı olarak da Pazartesi ya da Pazar akşamı Ankara’ya döndüğünde YÖK ile tekrar görüşeceğim.

Akyol: Hayır çıkarsa... Halk oylaması sonucunda ’hayır’ çıkması halinde, yabancı sermayenin Türkiye’ye gelişinde tereddütler uyanır mı?

Başbakan: Küresel sermaye, gideceği ülkede istikrar, güven arar. Küresel sermaye Türkiye’ye öyle kilitlendi ki bu 26 maddelik paket, geleceğe yönelik sıçrama olarak görülüyor. AK Parti hakkındaki kapatma davasından dolayı, ’yüzde 65 oy almış siyasi partinin iktidar olduğu bir ülkede böyle şeyler oluyorsa her an her şey olabilir’ dediler. Siz, bir sermayedar olsanız, böyle bir tablo içerisinde ciddi yatırımlara girebilir misiniz. Ben giremem, yarını mı görmem lazım. Para, cıva gibidir, kendisine uygun zemini bulunca oraya kaçar. Türkiye en uygun zemin, ama biz bu uygun zemini karartıyoruz, yazık oluyor. Yapılan tüm tespitlerde ilk çeyrekte yüzde 11 büyüme yaptınız, bunu nasıl yaptınız? Dünyada dördüncüsün büyümede, Avrupa’da birinci duruma geldik, bunu karartmanın, zedelemenin, gölgelemenin ne anlamı var.

’Evet’ küresel sermayenin Türkiye’ye gelişinde yeni bir süreci başlatacak. Yeni bir dönemi başlatacak, buna inanıyorum. Çünkü görüştüklerimiz var. ’Evet’in çıkması halinde yarının ne olacağı belli, hiçbir sıkıntı olmayacak. ’Evet çıkması halinde hemen yatırıma başlayacağız’ diyenler var. Onun için bazı araştırmalar yapmışlar, nerede hangi yatırımı yapacakları konusunda. Bu çalışmalarını ’evet’ ile noktalamak istiyorlar. Ciddi kuruluşlar var, bunları da özellikle bekliyoruz. Türkiye7deki küresel yatırım tekrar 22 milyar doların üzerine çıksın. 22 milyar doları biz yakaladık, bunu tekrar yakalayıp, üzerine çıkmamız lazım. ’Hayır’ çıkarsa da saygı duyarız, ama ülkem için hakkeden zorlukların olduğunu ifade etmeliyiz. ’Hayırcılar vatan haini’ demem mümkün değil.

Akyol:  Liberal aydınları nasıl görüyorsunuz?

Liberal aydınları daha özgürlükçü, ileri demokrasiden yana gördüğünü. Liberal aydınlarla ekonomik yaklaşımlarının örtüştüğünü" vurgulayan Erdoğan, "Devletçi bir ekonomiden tamamen sıyrılmışsınız, burada örtüşüyorsunuz. Muhalefet çok daha devletçi oldu. TÜSİAD onlarla görüşse orada muhalefet devletçi görünmez, serbest piyasadan yana görünür.

Akyol:  Profesyonel askerlik...

Başbakan: Genelkurmay Başkanlığıyla bunun değerlendirmesini yaptık. Türk Silahlı Kuvvetlerinin profesyonel askeriliğe yaklaşımının olumlu değil.

Tek tip askerlikle ilişkin çalışmaların devam ediyor. Özel sınır birlikleri kurulması noktasında ise "Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un olduğu gibi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in de yaklaşımlarının olumlu.  Bölgenin arazi koşullarını bilen özel sınır birlikleriyle terörle mücadeleyi yürütmek istiyoruz. Bu sayede asker ailelerinin de kaygılarının azaltılmasını hedefliyoruz.

BAYRAM GÜNÜ, MATEM GÜNÜ OLMASIN

Başbakan Erdoğan, ayrıca modern savaş teknolojilerinin açtığı çığır ve askerlik alanında uzmanlık düzeylerinin yükselmesi nedeniyle çok sayıda askerden oluşan ordu bulundurma anlayışının gözden geçirilmesi gerektiğini, savaş ekonomisinin bir kenara koyulamayacağını vurguladı.

Öte yandan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüyle ilgili sözlerine ilişkin Erdoğan, bu konuda CHP’nin 13 Eylül’den itibaren TBMM Başkanlığına bir başvuru yapması halinde "arkalarına takılacaklarını" belirtti.

Erdoğan, ayrıca tatile çıkan vatandaşlardan yaşadıkları yerlere dönüp referanduma katılmalarını isteyerek, üzücü olayların yaşanmaması için yolculuk sırasında dikkatli olmaları ve süratten kaçınmaları konusunda sürücüleri uyardı. Erdoğan, "Adeta yalvarıyorum, genç sürücüler birbiriyle yarışmasınlar. Allah rızası için istiyorum. Bayram günü, matem günü olmasın" dedi.

İHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.