Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Kürdistanın ( Türkmenistanın) Dört Bölgesi

 

Bdp partisinin sözcüleri ve aynı ayardaki gazeteci ve aydın kılıklık karanlık adamlar son zamanlarda suriyenin da karışması ile ellerine bir fırsat geçtiğini ve arap baharı gibi bir bölücü bahar ile ayaklanıp suriye, ırak, iran ve Türkiye deki bölücüleri birleştirip geleceğin israilinin haritasını meydana getirmenin uygun zamanı olduğunu zan ile ötmeğe ve her şeyi gizlemeden ortalığa sermeğe başlamışlardır.

Bu pervasızlıklarının altında siyasiler ve mütareke medyasının rolü çok büyüktür. Aziz Türk milleti kimlerin çobanları bağlayıp kimlerin itleri serbest bıraktığını gayet iyi görebilmektedir. Fakat yazımızın asıl mevzuu bu adamların istedikleri, arzuladıkları ve hayalini kurdukları ve adının bir Türk boyunun ismi olduğu taşlara kazılı olan ve Türkmelerin bir kısmının konuştuğu farsi lehçe ile kendilerine ayrı millet numarası yapılan Kürtlerin ayrı devletleri olmasının zamanı geldiğinin açık açık seslendirilmesi ve işin aslının bu insanların ayrı bir milletmi yoksa canımızdan bir parçamı olduklarının ve orta yere çizilen haritaların ne kadar gerçeği yansıttığı ile ve aziz Türk milletinin yüz yıldır kendi  kültürüne yabancılığınında etkisi ile gelişen hadiselerdir .

Durup durup Kürdistan haritasını tarif eden konuşmalar ile sanki Türk ten ayrı bir millet varmış ve bu millet dört devlet arasında taksim edilmiş ve bunları güya kuzey ve güney kore, doğu ve batı almanya gibi suni sınırlar birbirinden ayırıyormuş gibi konuşmalar ve anlatımlar ortaya konulmağa ve bu yalan üzerine kamuoyu oluşturulup bazı dizi film ve filimlerde gördüğümüz hain niyetlilerin ya küçülelim yada büyüyelim fakat bu kan dursun dedikleri sahneler (kurtlar vadisi pusu) ortaya serilmeğe başlanmıştır.

Televizyon dizilerini ve haberleri seyredenler zan edecekler ki Türkiyenin doğusu  ve güneydoğusun da bir tane Türk yok. Biz batı anadoluya uçarak gelmişiz gibi bir his veriyorlar. Suriye ve ıraktan bahsederken de bir üçlem yapıyorlar ve bu üçlemin içinde gene hiç Türk yok. Irak nüfusunu koca koca devlet adamlarımız dahi anlatırken elin ağzından konuşuyor ve kendi coğrafyasına ve kendi milletine ne kadar yabancı ve uzak olduğunu itiraf ediyorlar sanki. Irakta üç gurup var, Sünniler, Şiiler ve Kürtler. Dikkatli bakınız zan edersiniz ki Sünni ve şii diye bir millet var ve Kürtlerle beraber ırakta üç ayrı millet yaşıyor ve bunların isimleri de Şiiler, Sünniler ve Kürtler. Dikkatli bakınca eşek  veya  hain olmayanların gözünden kaçmayan kurnazlık ve Türkü yok saymak dertlerini hemen fark edebiliyorsunuz.

İlk iki isim birer mezhep ismi olmasına rağmen kürt ismini Türkten ayrı bir millet ismi olarak sayıyorlar.. O zaman Sünni ve şii olanlar hangi millet diye sormak istersiniz ve sorarsanızda alacağınız cevap Araplar olacaktır. Peki demezlermi adama Kürtler Müslüman ve bir mezhep sahibi değillermiki onlardan bahsederken kürt deyiyorsunuzda Araplardan bahsederken neden Sünni ve şii demek ihtiyacındasınız diye.

Çünkü arada kaybetmek ve inkar etmek istedikleri bir Türk milleti var ve bu milletin bir kısmıda hem Sünni ve hemde şii olarak ırakta mühim bir varlıktırlar. Türkleri güya Sünni veya şii ler arasında gösteriyoruz ondan isimlerini telaffuz etmedik diyenlere, bizimkiler öyle ise ırakın tamamı Müslüman olduğuna göre sizde tamamını Sünni veya şii olarak tanımlayın neden bir millet ismi ile bir dini ismi yan yana iki ayrı etnik isimmiş gibi söylüyorsunuz demezlermi. Demezler çünkü hainliğin ve kendi milletine düşmanlığın bizde maalesef sınırları çok geniştir. Nerede ise yüz yıldır aziz Türk milletine ve bütün değerlerine küfr etmek yükselme sebebidir. Irakın nüfusunu samimi olarak söylemek isteyenler ırak üç milletten müteşekkildir demelidirler. Araplar (Sünni ve şii), Kürtler, Türkmenler (Sünni ve şii) ve çok az nüfusa sahip gayrimüslim azınlıklar diye.

Suriye meselesine gelirsek orada da aynı yalanı görürüz. Efendim kuzey suriyeyi Esed denen alçak Kürtlere vermiş, Kürtler silahlı ve çok politik imişler v.s, v.s. Zan edersiniz ki Suriye diye ayrı bir devlet vardı ve bu devlet Osmanlı devletimizin sınırları içinde hiç bulunmadı ve daha bundan seksen sene önce devletimizin bir parçası ve hemde Türk nüfus olarak en çok yoğun nüfusa sahip bir parçamız değilmiş gibi anlatırlar ve yazarlar.

Sadece kamışlıda bir avuç kendini Türkmenden ayrı sayan, fakat araştırıldığında oğuz boyu bir Türkmen aşireti olduğunu göreceğiniz bu insanlar tıpkı Türkiye ve ırakta olduğu gibi aziz Türk milletinden koparılmış ve bize karşı düşmanca hislerle işlenmiş ve her türlü düşmanlığı yapacak hale getirilmişler ve bizim MİT dediğimiz kurum ne işe yarıyor ise durumu sadece seyretmiştir. Bütün bu olumsuz haberlere rağmen gene biliyoruz ki Suriye sınırımız boyunca başta beğdilli nin oymakları canbeğli, Elbeyli, hanbeğli, bozbeğli ve nevakkiye ile bayır bucak Türkmenlerinin nüfusu en az dörtmilyondur.

Devle-i Türki (Memluk Türk devleti) zamanından suriyede kalın çerkesler ve onlarla kader birliği etmiş milyonlarca Kıpçak Türkü ile suriyenin nerede ise yüzde sekseni Türk asıllıdır. Arapça konuşan ve hanefi mezhebinden olan bütün bu coğrafyanın insanları aslen Türk türler. Araplar içinde hanefi mezhebinden bir tane insan bulunmaz. Şafii Araplar içinde bir miktar Türk ayrıca vardır. Fakat dediğimiz gibi kendi kültürüne ve milletine ve coğrafyasına yabancı ve onların çizdiği haritaları gerçek zan eden, hain olmasa dahi en azından ğafil devlet adamlarımız yüzünden vatandaşlarımız bu devletleri tamamen arap nüfus ile dolu zan ediyor ve son zamanlarda yapılan propagandalar ile de Araplardan sonra en kalabalık nüfus olarak Kürtleri var zan ediyorlar.

Kuzey suriyenin Halep dahil tamamı nerede ise Türkmen yurdudur. Şamdan itibaren de golan tepelerine kadar hem Türkmen ve hemde Kıpçak Türkleri (Suriyeli Türkmenlerin deyimi ile memelikler) nüfusun nerede ise yüzde seksenini meydana getirir. Nerede ise yüz yıldır terk ettiğimiz coğrafyalardaki kandaşlarımıza sırtımızı ve gönlümüzü döndüğümüzden, kendi coğrafyamıza yabancı olduğumuzdan bu gün gözlerimize parmaklarını sokmalarına rağmen hala kardaşlarımızı inkara devam ediyor isek bizi yönetenlerin kanlarına iyi bakmamız lazımdır. Erbakanın talebelerinin iran ve Humeyni sevdası çok acı bitti. İran her zamanki işini yaptı ve aziz Türk milletini gene sırtından vurdu. Vurmağa da devam ediyor. Suriye de ve ırakta yaşayan Şiiler cihad olarak Sünni islamı sırtından vurmayı bilirler ve en iyi bildikleri işi yapmağa devam ediyorlar. Türkiye bu coğrafyada tutunacak ve yüksecek ise kendisinden olanlar ile bir olmalı ve iri olmalıdır. Türk milletinin kahhar çoğunluğunu teşkil eden Türkmenleri bu coğrafyanın tamamında sahiplenmez ise aziz Türk milletinin çekeceği acılar artacak demektir. Hem yurdun içinde ve hem de yurdun dışında kendi hallerine ve baas rejimi ile aynı rejimden beslenen kürt militanlarının insafına terk edilen Türkmenler gözleri yaşlı bir şekilde kardaşlarından sadece kendilerine yardım etmesini ve bu yardım ile aziz yurdun salahını sağlayacaklarını ifade etmektedirler. Suriye de silahlanan Türkmenler orada türk milletinin bekasını temin edecek tek güçtürler.

Hükümetimizden ve Türk kamuoyundan beklentimiz baas rejimi ve aziz Türk milletinin bütün düşmanları ile daima işbirliği yapan ve şimdide esedin kuklası olan Zerdüşt kürt militanları besleyen Barzani ve avanesini ağırlamaktan vazgeçip, canlarını Türkiye için seve seve verecek olan Türkmen ve Kıpçak kardeşlerimizin silah ihtiyacını temin ile anavatanın salahını sağlamaktır.

Bu coğrafyada kendi kardaşlarımızdan başka güveneceğimiz hiç kimse olmadığını artık herkes bilmeli ve ona göre tavır almalıdır. Üç kuruşluk çete liderlerine gösterilen ihtimamı aziz Türk milletinin en cefakar ve en vefakar kısmı olan Türkmen kardaşlarımıza göstermez isek sonucunda katlanmak zorunda olacağımız bütün meşakkatlerden, bu gün hükümet ettiğini zan edenlerden sorma zamanımızında geleceğini tarihi iyi okuyanlar bilirler. Şimdi bir araya gelme ve bir olma zamanıdır. Bütün düşmanlarımız bizi yıkmak için cesaretle bir araya gelebiliyorsa bize de düşmanlarımız kadar cesur olmak düşer.vesselam

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi